‘Demokratikleşme için çözümün önünü açalım’
Sol, sosyalist parti ve örgütlerin temsilcileri, iktidarın tutumuna karşın Türkiye’de demokratikleşme mücadelesi için Kürt sorununun barışçıl ve demokratik çözümü için destek çağrısında bulundu.
Kübra KIRIMLI
Ankara
İmralı heyetinin ikinci ziyaretinin ardından sürecin nasıl devam edeceği merak konusu. İktidar koşulsuz silah bırakma dayatmasında ısrar ederken, DEM Parti’den Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Meclisin yasal çerçeve için somut adım atması çağrıları geldi. Gelişmeleri gazetemize değerlendiren sol, sosyalist parti ve örgütlerin temsilcileri, iktidarın tutumuna karşın Türkiye’de demokratikleşme mücadelesi için Kürt sorununun barışçıl ve demokratik çözümü için destek çağrısında bulundu.
"EKMEK MÜCADELESİNİN VAZGEÇİLMEZ PARÇASI"
Emek Partisi İstanbul Milletvekili İskender Bayhan: Tek adam cephesinden gelen açıklamalar, görüşmeler konusunda tutum değişikliğiyle, beklentiler açısından bir kez daha siyasi operasyonla yüz yüze olduğumuzu gösteren içerikte oldu. İktidar Kürt sorununun çözümünde demokratik bir adım veya vaatte bile bulunmadan, kayyımlardan bile geri adım atmadan PKK’nin tasfiyesinde ısrar ediyor. Gelinen noktada düğümü Öcalan’ın nasıl bir çağrı yapacağı çözecek. Bu çağrıda silah bırakma, Kürt sorununu askeri yöntemlerle çözme dönemini kapatma ve yeni dönemin nasıl ilerleyeceğine dair yeni bir yol haritası sunup sunulmayacağını göreceğiz. Ancak biz parti olarak başında beri 5 temel acil adımın atılması gerektiğini söylüyoruz:
- Silahların susması ve Kürt sorununun askeri yöntemlerle çözülemeyeceğinin kabul edildiği yeni bir sürecin başlaması,
- Öcalan’la yapılan görüşmelerin sistematik hale getirilmesi,
- Kayyım kararlarının iptal edilmesi ve yeniden atanmaması,
- Ayrımsız siyasi affın çıkarılması,
- TBMM’de gerekli yasal düzenlemeler için somut adım atılması. Mecliste bulunan partiler başta olmak üzere bütün tarafların içinde yer aldığı bir komisyonun kurulması.
Bir kez daha bütün işçi ve emekçilere ekonomik ve demokratik haklarına birlikte sahip çıkma çağrısında bulunuyoruz. Kürt sorununun çözümünü sahiplenmeyi kendi iş ve ekmek mücadelelerinin vazgeçilmez bir parçası olarak görmeleri gerektiğini vurguluyoruz.
"İKTİDAR ZORUNDA KALMADIKÇA GERİ ADIM ATMAZ"
Sol Parti Sözcüsü Önder İşleyen: Ülke büyük bir baskı ve kuşatma altında. Hemen her gün bir gözaltı, tutuklamalarla yeni bir baskı dönemi kuruluyor. Bütün hedefleri daha öncekilere benzer şekilde iktidara el koymak, Erdoğan’a ömür boyu başkanlık yolunu açarak çürümüş rejimi kalıcılaştırmak. Barış aldatmacası da bunun için devreye sokuluyor. Bu zorba, Parlamentonun ve hatta seçimlerin göstermelik hale geldiği tek adam rejimi ortadan kaldırılmadan, ülkenin hiçbir sorunun, demokratik çözümleri beklenemez. Ülkenin en önemli demokratikleşme sorunlarından birisi olan Kürt sorunu kuşkusuz ki silahların da ortadan kalktığı, demokratik ve bir arada yaşam esasına dayanarak çözülmeli. Ancak şimdi Bahçeli ve Erdoğan’ın “demir yumruk” diye diye çağrı yaptığı, bunu da Suriye üzerinden kurgulanan ABD planı içindeki bir fetihçilik üzerinden ortaya koyan gerici bir zihniyetten bunun beklenmeyeceği de açık olmalı. Bugün Kürt’üyle Türk’üyle bütün halkın, işçi ve emekçi sınıfların çıkarı rejimden kurtulmaktan geçiyor, ülkenin kardeşlik ve barıştan, özgürlük ve adaletten yana geleceğinin yolunu açmak da buradan geçiyor. Bu yolda tüm muhalefet güçleri birleşmeli, bu kötülükler imparatorluğuna dönüşmüş iktidara son vermek için birleşmeliyiz. Çünkü iktidar hiçbir ekonomik ve demokratik hakkı zorunlu kalmadıkça tanımadığı defalarca ispatlamış sermaye iktidarıdır.
"TARTIŞILMASI BİLE MÜCADELENİN ÖNÜNÜ AÇAR"
Emekçi Hareket Partisi Sözcüsü Özge Akman: Diyalog için ilk adımın siyasi iktidar tarafından atılması, Kürt sorununda çözümü konuşmanın önünde bir engel değil. Çünkü hiçbir siyasi iktidar, ulusal sorun gibi köklü meseleleri, müzakereye zorlayacak koşullar oluşmadan kendi isteğiyle çözmeye yönelmez.
Geçmiş deneyimler bize, Kürt meselesinin çözüm odaklı tartışmaya açılmasının bile demokratik hak mücadelelerinin önünü açtığını gösterdi. Unutmayalım ki son günlerde yeniden gündemde olan Gezi direnişi gibi tarihsel deneyimler, çözüm sürecinin oluşturduğu ortamda şekillenmişti. Kürt meselesinin tartışıldığı bir zemin, sosyalist harekete ve toplumsal mücadeleye olanaklar verebilir.
Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesini savunuyoruz. Başlayan süreç belirsizlikler içeriyor olabilir. Bizler temkinli olarak süreci takip etmenin ve bu süreçte ayrımcı yaklaşımların karşısında halklar için tam demokrasi ve tam eşitliği propaganda etmenin önemli olduğunu düşünüyoruz. Çözüm masası, halkların çözüm önerilerinin dile getirildiği ve eşitler arası müzakere zemininin sağlandığı bir alan olmalıdır.
"HALKLARIN GÜNDEMLERİYLE BİRLEŞTİRMELİYİZ"
TÖP Sözcüler Kurulu Üyesi ve DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca: Küresel ile bölgesel gelişmeler iktidarı adım atmaya zorladı. Görüşmelerin arka planında bir tercih değil zorunluluk var. İki başat nedeni var bunun. Birincisi Kürt realitesi görmezden gelinmeyecek düzeye sıçramıştır. Yıllara yayılan özgürlük mücadelesinin somut ve ezilen halklara umut olan kazanımları, Kürt halkını bölgede güçlü bir politik özne olarak öne çıkardı.
Öte yandan bölgede alt emperyalizm yarışına girdiği İran’ın gerileyişi bu yayılım heveslerini artırıyor. Ancak yapacakları bir hata dönüp kendi kırılganlıklarını tetikleyebilir. Türkiye’de yüzyılı aşkındır bir rejim krizi vardır ve Kürt sorunu bu rejim krizinin büyük bölümünü oluşturuyor. Rejim krizini hafifletmeden ilerlemek kırılganlığı arttırabilir. Rejim krizini çözme niyetinde olduklarını söylemek güç. Olsa olsa krizin etkilerini hafifletmek için kimi adımlar atmak ve bunun karşılığında kimi kazanımlar elde etmek istiyorlar.
Ancak iktidarın derdinin demokratikleşme olmaması hiçbir şey yapılmaması anlamına gelmez. Aksine süreci demokratikleşmeye doğru kırmak için halk güçlerinin inisiyatif alması gerekmektedir. Bu konuda Kürt siyasal hareketi ile sosyalist hareketin tarihsel ittifakının kurulması, bu ittifakın halkın mücadele eden tüm kesimlerine açılması gerekmektedir.Süreci Türkiye halklarının gündemiyle birleştirdiğimiz ölçüde demokratikleşmenin koşullarını yaratabiliriz.
"EMPERYALİST PLANA KARŞI HAK EŞİTLİĞİ"
SMF MYK Üyesi Erdal Ataş: Bahçeli üzerinden birdenbire devreye sokulan diyalog ve çözüm süreci, her haliyle emperyalist bir plan olarak iktidara ve Kürt aktörlere önerilmiş bir adım gibi gözükmektedir. Kürtler, DEM Parti ve birçok aktör, ulusal sorunun tam hak eşitliği savunusu ile çözülmesi için Anayasa değişikliği istemektedir. İktidar ise uluslararası güçlerin desteğiyle, yüzyıldır çözülmeyen bu sorunu bazı kavram değişiklikleri ile çözmeyi hedefleyerek içte ve dışta kazanımlar sağlamayı düşünmektedir. CHP ve diğer partileri de ikna edebilirlerse, Anayasa değişikliğini bahane ederek sermaye için gerekli olan başkanlık sistemini referanduma gitmeden Parlamentoda kalıcılaştırmış olacaklar.
Öncelikle emperyalistlerin halkları birbirine düşman eden politikalarına ve sömürgeleştirmelerine karşı çıkmalıyız. Coğrafyamızda yaşayan tüm milliyetlerin sorununu tam hak eşitliği ve demokratik bir Anayasa ile çözmek için her türlü çalışmayı sürdürmeliyiz. Yoksulluk ve ekonomik kriz gündemleri üzerinden, krizin yükünün emekçilere yüklenmesini engelleyen çalışmalar yapmalıyız.
Evrensel'i Takip Et