Sözleşmeler imzalanırken neden işçilere sorulmuyor?
Perfetti’de işçiler olarak ekonomik, sosyal haklarımızı belirleyerek işverenin karşısında güç olacağımız günleri iple çekerken; nerede nasıl imzalandığını bilmediğimiz bir sözleşme sürüldü önümüze.

Fotoğraf: Evrensel
Perfetti Van Melle işçisi
İstanbul
Ben uzun yıllardır Esenyurt Kıraç’ta bulunan Tekgıda-İş’in örgütlü olduğu Perfetti Van Melle fabrikasında çalışıyorum. Pandemi sonrası yıllara kadar aldığımız ücret, sosyal haklarımız, çalışma ortamımız bazı sendikalı iş yerlerine göre daha iyiydi ve burada çalışmak ayrıcalıklı sayılıyordu. 2023’ten sonra düzenimiz bozuldu. Enflasyon, ücretlerimizin erimesi, hayat pahalılığı derken sendika fikrini tartışmaya başladık. Kafamızda DİSK vardı. Araştırdık, soruşturduk onların yetkisinin olmadığı söylendi. Ne yapalım, Türk-İş’e bağlı Tekgıda-İş’e üye olmaya başladık. Hızlı bir şekilde ilerledik ve çoğunluğu almamızla bakanlıktan yetkimiz geldi.
Bu süreçte bir arkadaşımız işten atıldı, fabrikanın önünde basın açıklamaları oldu. Arkadaşımız bir yıldan fazla kapının önünde direndi ancak biz iş yerinde bir tepki gösteremedik. Sendikacılar da “Mahkeme şu tarihte sonuçlanacak, şöyle olacak, böyle olacak” diye bizi umutlandırdı. Polonez işçilerinin işten atılmasını duyunca fabrikamızda bir çekingenlik oluştu, onlara desteğe gittik ve kadınların direnişlerini görünce kendimize güvenimiz arttı. Sendikaya üyelik yapan ve işin önünde yer alan arkadaşlardan bir temsilci ekibi oluşturduk ve temsilcilerle temasımızı sürdürmeye devam ettiğimiz bir gün “Gözünüz aydın sözleşmeniz imzalanmış” haberiyle uyandık.
Önce inanmadık, sonra nasıl imzalanmış diye merak etmeye başladık. Az bir zaman sonra genel başkan ve genel sekreter imzalı 1. dönem TİS taslağı WhatsApp gruplarında paylaşıldı. Bizim vardiyada hemen hemen herkes umut kırıklığı yaşadı. Temsilcilere yüklendik, fabrikanın önüne gelen uzmanları aradık ancak ulaşamadık. Bizden bir yıl önce imzalanan kola sözleşmelerini, Nestle’nin sözleşmesini örnek gösterip “Siz bunların aldığı haklara sahip olacaksınız” diyen sendikacılar, TİS imzalandıktan sonra “İş bizden çıktı” der gibi tavırlar takındılar. TİS’i açıklamaya gelen (şube başkanı ve yöneticileri galiba) şahıslar bir emri yerine getirir gibi vardiyalarda açıklamalarda bulunurken birçok arkadaşımız tepkisini gösterdi. İstifalar başladı. Binbir umutla sendikalaştığımız Perfetti’de işçiler olarak ekonomik, sosyal haklarımızı belirleyerek işverenin karşısında güç olacağımız günleri iple çekerken; nerede nasıl imzalandığını bilmediğimiz bir sözleşme sürüldü önümüze.
Eskiden vergiden muaf, net olarak aldığımız maaşlarımız vergi sisteminin içine çekildi, primlerimiz kaldırıldı, haftada 42 saat çalışmamız 45 saate yükseltildi. Sendika yetkililerinin yüzde 55 zam aldık savunmalarının bu ortamda hiçbir dayanağının olmayacağını biliyoruz. Biz işçiler aptal değiliz, hesaplıyoruz. Daha vahimi işçi kardeşlerimizin yıllardır vergide adalet isteği için sokaklara çıktığı bir dönemde brüt maaş sistemi üzerinden bizi bir cendereye soktunuz. “Ocak ayında sendika üyesi olanlara brüt 25 bin TL ücret desteği yapılır” maddesi ise bir parmak bal mı yoksa sendika üyesi olmayan ve üyelikten istifa eden işçileri kapana sıkıştırma yolu mu?
Evrensel'i Takip Et