Burkay RENDE
İstanbul
İstanbul Bakırköy’de bulunan Askent Sitesi 1999 yılında gerçekleşen Gölcük Depremi’nden bu yana kentsel dönüşümü bekliyor. Bu konuda, 3 sene önce başlayan yeni bir süreç var. Usulsüz bir şekilde karot testlerinin gerçekleştirilmesinin ardından Bakırköy Belediyesi yıkım sürecini başlattı ve henüz ortada bir plan, takvim, bütçe ve anlaşma olmaksızın 5 Şubat’ta sitenin elektrik, su ve doğal gazının kesileceğini belirtti. Eğer karar uygulanırsa kış mevsiminin en sert olacağı günlerde Askent Sitesi sakinleri evlerinde ısınamayacak, suları olmayacak ışıkları yanmayacak. Kentsel dönüşümüne karşı olmadıklarını aksine yapılması gerektiğini söyleyen Askent Sitesi sakinleri, kendilerini mağdur etmeyecek, insani bir planlama yapılmasını istiyorlar.
"MESELE KENTSEL DÖNÜŞÜM DEĞİL, RANT"
Askent Sitesi Başkanı Yusuf Vardar, “Dönemin Bakırköy Belediyesi Başkan Yardımcısı Cavit Ganiç, dönemin site yönetimine cebinden para vererek binalarımızdan karot aldırdı. Ne hakla bunu yapıyor? Ne hakla belediye başkan yardımcısı cebinden para vererek bizim binamıza müdahale edebiliyor?” siye tepki gösterdi. 1. Blok Yöneticisi Yasemin Bostan ise, “Tabi bunun üzerine burası riskli alan ilan edildi. Bence buradaki mesele kentsel dönüşüm değil, rant. Çünkü, dönemin Belediye Başkan Yardımcısı Cavit Ganiç ziyaretimize geldi ve ‘Ben burada sizinle başkan yardımcısı olarak değil, müteahhit olarak konuşuyorum. Ben buraya talibim, binalarınızı yapacağım’ dedi” ifadelerini kullandı. Site Başkanı Vardar, “2023 yılında mahkeme dedi ki ‘Karot alınmış, binalarınız çürük, yıkılmalı’. Haklısınız, binalarımız çürük, biz de burada yaşamak istemiyoruz ama bize bir yasa getirin, kanun getirin anlaşalım. Siz bize diyorsunuz ki biz sizin ölümünüzü engellemek için sokağa atıyoruz, daha çabuk ölün. Kışın ortasında buradan çıkacak olan işçinin, emekçinin, çocuğun, emeklinin sağlam bir eve geçme maliyetini biliyor musunuz” şeklinde konuştu. Askent Sitesi sakinleri, her fırsatta kentsel dönüşümün karşısında olmadıklarını, kendilerinin de daha sağlıklı binalarda yaşamak istediklerini dile getiriyorlar. Bu konuya dair Vardar, “Bizim amacımız burada yıllarca kalmak değil. Biz de insanız, korkularımız var, çocuklarımız, ailemiz var ama bir çaremiz yok. Biz belediye meclisinde bekleyen kentsel dönüşüm projesini bekliyoruz. Proje Bakırköy ve Büyükşehir Belediyeleri arasında gidip geliyor. 3 buçuk senedir bu projeyi bekliyoruz” siye konuştu.
13 yıldır sitenin çalışanı olan Ceyhan Sepetçi, “Burada elektrik, gaz, su olmazsa bu insanlar sokağa atılmış demektir. Civarda kiralar 25 bin, 30 bin lira olmuş. Biz zaten bu kiraları verebilecek olsak neden burada yaşayalım?” diye tepki gösterdi.
"13 BİN 200 LİRA MAAŞA NASIL EV BULAYIM?"
75 yaşında olan Annik Zarfçı, gününün bir kısmını solunum cihazına bağlı olarak geçiriyor. Eğer 5 Şubat sabahı elektrikler kesilirse cihazı kullanmaya devam edemeyecek. Ari, “Ev arıyoruz, fiyatlar çok yüksek, maaşımız yeterli gelmiyor. Zaten elektrik kesildiği an ben öldüm demektir, ben makineye bağlı yaşıyorum” dedi. Emeklilik maaşıyla yaşamaya çalışan Ari, son emeklilik zamlarına dair, “Mezarımızı kazsınlar canlı canlı soksunlar bizi içeriye, ne yapalım? Hırsızlık mı yapalım? 13 bin 200 lira maaş alıyorum ben, nasıl ev bulayım?” cevabını verdi.
Sabiha Kimsesiz ise, “Ben buraya 28 yaşımda geldim, şimdi 78 oldum. Tabi bu evler de çürüdü. Haliyle bu evler yıkılacak ama böyle bizi sokağa atmaları çok kötü oldu. Dönüşüm olmasın demiyoruz, kentsel dönüşüm şart ama, burada herkesin gideceği yeri yok. Ben onkoloji hastasıyım sürekli kontrole gidiyorum. Buraya gelmek, burada kalmak zorundayım” dedi.
Maysel Bostan, “Biz bu evi almak için canımızı dişimize taktık. Başka bir yerimiz yok, bizi sokağa mı atacaklar? Gazımızı keserlerse hayat öldü bizim için burada. Bizden isteyebilecekleri meblağlar 4-5 milyon lira. Nasıl ödeyelim biz bu paraları? Zaten zar zor geçiniyoruz” ifadelerini kullandı.
Site Başkanı Vardar, “Bu sadece bizim sorunumuz değil. Bu Bakırköy halkının sorunu. Huzurevleri kapatıldı, belediye tesisleri kapatıldı, halk pazarı kapatıldı. Elimizde olanlar belediye tarafından peşkeş çekildi. Şimdi de evlerimize el koymaya çalışıyorlar. Siz gerçekten halkçı mısınız, rantçı mısınız? Siz yaşlı, çocuk demeden sokağa atarak, onların canını garantiye alacağınızı mı düşünüyorsunuz? Mesela şimdiki Belediye Başkan Yardımcısı, aynı zamanda imardan sorumlu Ali Rıza Akyüz. Neden buraya atadığınız başkan yardımcıları hep müteahhit oluyor. Neden sadece kendi çıkarlarının peşinden koşuyorlar” diye sordu.
"BU GÖÇE ZORLAMAKTIR"
Askent Sitesi sakinlerinin avukatı olan Özgür Çankaya ise, “Bu altyapı kesilmesini kış günü yapmaları insanların barınma haklarına müdahaledir. Yalnızca barınma hakkına değil, eğitim hakkına da bir müdahale var. Burada okuyan çocuklar var. En azından okullar kapanıp, havalar ısınana kadar kararın durdurulması gerekir. Yasa bunu söyler. İnsanlara bir barınma yeri göstermediğiniz de bu insanlar nereye gidecekler? Bu göçe zorlamaktır. Belki bu insanlar şu andan daha güçsüz evlere geçecekler, kimse bunu sormuyor. Belediyenin insanların haklarını, hukuklarını koruması gerekir. Ama bu insanlar belediye başkanına ulaşamadılar bile. O sitede bakıma muhtaç insanlar var. Onları düşünüyorlar mı? Hiçbir şeyi düşünülmeden yapılan bir hareket bu” ifadelerinde bulundu. Sürece dair yaşanmış olan usulsüzlükleri sorduğumuzdaysa Avukat Çankaya, “Karot aldırılmasıyla birlikte zaten usulsüzlükler başlıyor. Belediye eliyle yapılan tebligatların tamamı usulsüz, zabıtalar eliyle iletilen tebligatlar var, muhtara zarfsız, mühürsüz bırakılan tebligatlar olduğu söyleniyor” ifadelerinde bulundu.
Konuya dair Şehir Plancısı Ceyhan Çılğın ile de konuştuk. Çılğın, “Bakırköy Belediyesi Başkanı Ayşegül Ovalıoğlu, Belediye başkanı adayı olduğu sırada yaptığı tanıtım toplantısında “Komşularımızın huzurunu kaçırmadan, bütüncül bir şekilde kentsel dönüşüm yapacağız” demişti. Bakırköy Belediyesi şimdi 88 dairenin bulunduğu bir siteye ya da çeşitli mahallelerde bazı binalara “Yapınızı boşaltın” diye tebligat gönderiyor. Elektrik, su, doğalgaz kesme işlemi uygulamaya çalışıyor. Bu, komşularının huzurunu kaçırmaktır. Bir yapı riskli ise, elbette boşaltılmalıdır ancak, Bakırköy’de aylardır belediyenin vaktiyle söz verdiği plan notu değişikliğinin gerçekleşmesi bekleniyor. Bu değişiklik olmadan özellikle Bakırköy’ün güneyinde riskli yapıların yenilenmesi mümkün değil. Bakırköy Belediyesi söz konusu değişikliği aylardır yapamadı. Belediye tebligat göndermekle yetiniyor. Oysa örneğin 88 konutluk bir siteye yıkım kararı tebliğ etmeden evvel yıkım sürecini, sonrasında yasa gereği atılabilecek adımları, bu konutlarda yaşayanların lehine finansman modellerini anlatması gerekirdi. Komşularını müteahhitlerle baş başa bırakmak yerine, kendisi de bir aktör olarak komşularının yanında pozisyon almalıydı. Halkıyla bağ kuran, komşularının huzurunu kaçırmak istemeyen bir belediye böyle davranmalıdır. Belediyeler ve Bakanlık, kamu kaynaklarını düşük riskli ve rantı yüksek yerlere değil, Bakırköy gibi depremden olumsuz etkilenme riskinin çok yüksek olduğu ilçelere aktarmalıdır” ifadelerini kullandı.
Konuyu Bakırköy Belediyesine de sormak amacıyla Kentsel Dönüşüm Müdürlüğünden Ezgi Eken İşleyen’le konuştuk. İşleyen, “Kat maliklerinin talebiyle testler gerçekleşmiş ve depreme dayanıksız yapı oldukları tespit edilmiş. Verilmiş olan 90 günlük süre de dolduğundan dolayı 5 Şubat günü altyapı hizmetlerinin kesilmesi kararı alındı” dedi. “Belediyenin yurttaşların güvencelerinden emin olmaları gerekmiyor mu” sorumuza ise İşleyen, “Biz yasada yazanları yerine getirmek durumundayız. Yasa bize çürük olan binaların yıkılması gerektiğini söylüyor” ifadelerini kullandı.