1 Şubat 2025 05:49
/
Güncelleme: 09:08

‘Arkadaşlar ne yapmayı düşünüyorsunuz birlik miyiz yoksa tek miyiz?’

"İşçilerin şubat ayında zamların belli olmasıyla hareketlenmesini beklediği fabrikalarda güven meselesi de işin kritik bir yanında duracak."

‘Arkadaşlar ne yapmayı düşünüyorsunuz birlik miyiz yoksa tek miyiz?’

Fotoğraf: Evrensel

Mesut BAYLAV

Yazıyı yazmaya başladığım sırada işçilerin olduğu bir grupta hararetli tartışmalar dönüyor. Bir işçi yukarıdaki soruyu soruyor. Ardından yüzlerce mesaj: “Birlik olabilecek miyiz?​”, “Nasıl birlik olacağız?​”, “Yüzde 30'luk zammı kabul etmiyoruz”, “Bugün bunu kabul edersek yarın aç kalırız” “Kimse kabul etmesin arkadaşlar beraber hareket edelim”, “Bu işçilerle birlik olmaz, yalaka çok!..”

Tartışmalar uzayıp gidiyor. Sadece gruplarda değil elbette. Fabrikalarda tezgah başında, molalarda, servis beklerken, BİRTEK-SEN'in çağrıları ile yapılan kahve toplantılarında ve son olarak Başpınar İşçi Kurultayında talepler ve birlik olma tartışmaları yoğunlaşarak sürüyor. Bu tartışmaların bir kısmı, “Bu işçiden birlik falan olmaz” cümlesiyle sonuçlanırken bir kısmı da “Birlik olmazsak yarın çok daha kötü olacak” noktasına çıkıyor. Uzun süredir işçilerle sürdürülen tartışmaların sonucunda kurultayda alınan kararlar henüz Başpınar işçilerinin ana gövdesinde vücut bulmuş değil. “Patronlar vermez”, “Boşa uğraşmayalım, olmaz” gibi cümleler duyuluyor. Daha mücadeleci işçiler açısından ise yukarıdaki sözleri söyleyen işçileri bir fikre ikna etme çabası var: “Birlik olursak her türlü alırız, yeter ki sağlam birlik olalım”, “Sendika etrafında birleşelim, korkmayalım.”

BAŞPINAR’I TEK BİR FABRİKA OLARAK GÖRMEK

İşçiler içerisinde en çok tartışılan meselelerin başında, “Başpınar'ı bir fabrika gibi ele almamız lazım, tek tek, fabrika fabrika eylem yaparak olmuyor, en azından çok sayıda fabrikada birlikte hareket edelim” fikri geliyor. Bu önceki senelerde bu kadar tartışılan ve işçilerin gündeminde olan bir tartışma değildi. Başpınar İşçi Kurultayında da kurultaya hazırlık toplantılarında da işçilerin çoğu bu meseleye özellikle vurgu yaptı.

Şunu ifade ederek devam edelim. İşçiler içerisinde birbirine güvenmeme hali yeni değil. Ama tepkilerin bu denli arttığı ve harekete gebe süreçlerde güven meseleleri de hiç olmadığı kadar gündem oluyor. Hareketin elbette var olan ilişkileri yeniden dizayn etme gibi bir etkisi her zaman vardır. İşçilerin şubat ayında zamların belli olmasıyla hareketlenmesini beklediği fabrikalarda güven meselesi de işin kritik bir yanında duracak.

İŞÇİLER YÜZDE 30’U KABUL ETMEMEKTE KARARLI

Zam oranları şubat ayının 7'sinden itibaren çoğu fabrikada netleşmiş olacak. Şu an için görünen o ki patronlar yüzde 30 zamdan fazlasını yapmayacak. İşçiler ise yüzde 30 zam oranını kabul etmemekte kararlı. Özellikle dokuma işçileri içerisinde daha yoğun bir tepki olduğunu gözlemlemek mümkün. Kimi fabrikalarda bir süredir şubata hazırlık toplantıları yapılıyor, işçiler belirledikleri talepleri yaygınlaştırmaya ve ortaklaştırmaya çalışıyor.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yoksulluk sınırı kırmızı çizgi

Yoksulluk sınırı kırmızı çizgi

600 bin işçiyi kapsayan kamu toplu sözleşmesi görüşmeleri dün başladı. Ek iş yapmadan geçinemez hale gelen işçilerin temel talebi yoksulluk sınırının üzerinde ücret. Kamuda 4 ayrı kuşaktan savunma sanayi işçilerinin aktardığı deneyimler de taleplerin ancak birlik olup, mücadeleyi göze alınca kazanılabildiğini gösteriyor.

Ücretler yoksulluk sınırının üzerine çıkarılsın

Vergi kesintileri yüzde 15’le sınırlı tutulsun

İkramiye ve ek ödemeler vergi kesintisi dışında bırakılsın

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Mardin’de kayyım 3 ayda 301 işçiyi işten attı.

Evrensel'i Takip Et