2 Şubat 2025 02:45

Sendikasızlaştırmanın yasal adı: ‘Yetki itirazı’

Bir sendikanın TİS yetkisi alıp alamayacağı, doğrudan işverenin sunduğu kayıtlarla belirlenmektedir. Bu sistemin en büyük açmazı işverenin yetkiye itiraz etmesi halinde sürecin tamamen durması.

Sendikasızlaştırmanın yasal adı: ‘Yetki itirazı’

Fotoğraf: Evrensel

Av. İrfan TAŞKIN
Petrol-İş Sendikası Hukuk Servisi
irfantaskin@petrol-is.org.tr

Ağustos 2024’te Petrol-İş Sendikasında örgütlenen Betek Boya işçileri, işverenin toplu iş sözleşmesi yetki tespitine itiraz etmesini protesto etti. İşçiler açtıkları pankartta, bu yöntemin sendikasızlaştırmanın bir aracı olarak kullanıldığını “Sendikasızlaştırmanın yasal adı yetki itirazı” diyerek ifade ettiler.

Betek Boya işçileri

Fotoğraf: Petrol-İş

Sendikaların en önemli sendikal faaliyetlerinden biri toplu iş sözleşmesi (TİS) imzalamaktır. Bir sendikanın TİS yapabilmesi hayati önem taşır. Ancak, hangi sendikanın TİS yapmaya yetkili olacağı “yetki” kavramıyla açıklanır. Sendikaların gerekli şartları sağlayıp sağlamadıkları ve bu konudaki uyuşmazlıkların çözümü, “yetki sistemi” olarak adlandırılan mekanizma içinde değerlendirilir.

Mevcut yetki tespit sistemi, tamamen işverenin resmi kurumlara yaptığı bildirimler esas alınarak oluşturulmaktadır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, işverenin beyanlarını baz alarak oluşturulan “yetki otomasyon sistemi” ile sendikaların yetki başvurularını değerlendirir. Başka bir ifadeyle, bir sendikanın toplu iş sözleşmesi yetkisi alıp alamayacağı, doğrudan işverenin sunduğu kayıtlarla belirlenmektedir.

Ancak bu sistemin en büyük açmazı, işverenin bu yetkiye itiraz etmesi halinde sürecin tamamen durmasıdır. Yetki itirazı kesinleşmeden toplu iş sözleşmesi müzakereleri başlatılamamakta, bu da işverenlere süreci sendikasızlaştırmanın aracı olarak kullanma fırsatı vermektedir.

Toplu iş sözleşmesi yetki tespitine işverenlerce yapılan itirazlar temelde üç amaca dayanmaktadır. Öncelikli amaç yetki tespit sürecini uzatarak mümkünse iş yerini sendikasızlaştırmak, bunun gerçekleşmemesi halinde işçilerin sendika seçme özgürlüklerine müdahale ederek işçileri “makbul sendikalara” yönlendirmek, bunu da gerçekleştiremedikleri durumda yetki tespit itirazını sendikaya karşı ödün pazarlığı olarak kullanmaktır.

Yapılan bilimsel araştırmalar, yetki tespit sisteminin sendikal örgütlenmenin önünde büyük bir engel olduğunu ve işverenler tarafından sendikasızlaştırma aracı olarak kullanıldığını ortaya koymaktadır.[1]

Petrol-İş Sendikası özelinde yapılan incelemeler, yetki itirazlarının sistemli bir şekilde sendikasızlaştırma aracı olarak kullanıldığını göstermektedir. 6356 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girdiği kasım 2012 ile kasım 2024 dönemindeki 12 yıllık süreçte,

  • Petrol-İş sendikasının ilk defa örgütlendiği iş yerlerinde aldığı yetkilerin yüzde 80’ine işverenlerce itiraz edilmiştir.
  • Bu itirazların yüzde 30’u yetkisiz mahkemelerde yapılmıştır.
  • Yetkili mahkemelerde görülen davalar en az 583 günde, yetkisiz mahkemelerde ise en az 958 günde sonuçlanmıştır.
  • İtirazların yüzde 90’ı sendika lehine sonuçlanmasına rağmen, yalnızca yüzde 42’sinde toplu iş sözleşmesi imzalanabilmiştir.

Benzer bir durum, Birleşik Metal-İş Sendikasının incelemelerinde de görülmüştür. Yetki itirazları büyük ölçüde sendikalar lehine sonuçlanmasına rağmen, süreç uzadıkça işçiler ya işten çıkarılmış ya da istifa ettirilerek iş yeri sendikasızlaştırılmış ve bu nedenle toplu iş sözleşmeleri imzalanamamıştır.

Anayasa Mahkemesi de Nakliyat-İş[2] ve Birleşik Metal-İş[3] sendikalarının bireysel başvurularına ilişkin verdiği kararlarda, mevcut yetki sisteminin yapısal bir sorun oluşturduğunu belirtmiştir. Bu nedenle, gerekli yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi için kararlarının bir örneğini TBMM’ye göndermiştir.

Bilimsel araştırmalar ve uygulamadaki sorunlar, mevcut yetki tespit sisteminin işverenlerin sendikasızlaştırma politikalarına hizmet eden bir mekanizmaya dönüştüğünü göstermektedir. Anayasa Mahkemesinin de belirttiği gibi sistem, yapısal sorunlar içermektedir.

Bu nedenle işverenlerin sendikasızlaştırma fiillerine karşı ciddi ve etkili yaptırımların öngörüldüğü, sendika ve toplu iş sözleşmesi hakkına etkili bir güvencenin getirildiği, yetkili sendikanın belirlenmesi sürecinde işverenin otoritesinin sınırlandırıldığı, yetki belirleme sürecince işverenin işçileri çıkarmasının izne ve teminata bağlandığı, denetlenebilir, hızlı işleyen ve siyasal iktidara bağlı olmayan kurullar tarafından yönetilen yeni bir yetki tespit sisteminin hayata geçirilmesi gerektiği açıktır.

[1] Murat Özveri, Türkiye’de Toplu İş Sözleşmesi Yetki Sistemi ve Sendikasızlaştırma (1963-2009)

[2] AYM 2020/34550 Başvuru, 15.02.2024 Tarihli Karar

[3] AYM 2021/35528 Başvuru, 18.07.2024 Tarihli Karar

Evrensel'i Takip Et