Evrensel için yeni bir dönem
Evrensel için yeni bir dönem
Reklamları Kapat
2 Şubat 2025 14:55
/
Güncelleme: 17:38

Hatimoğulları Öcalan'ın mesajını aktardı: 'Türkiye demokratikleştikçe…'

"Türkiye'yi demokratikleştirdikçe Kürt sorunu barışçıl ve demokratik yöntemle çözülecektir. Barışın toplumsallaşması için bütün siyasi partiler, kurumlar bu sürecin parçası, yürütücüsü olmalıdır."

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), PKK lideri Abdullah Öcalan ile İmralı’da yapılan görüşmelerden çıkan mesajlar gündemiyle “Toplumsal Barış ve Özgürlük Buluşmaları” kapsamında “Özgürlük için emek, adalet ve barış” mitingleri düzenliyor. İlk miting DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’nın katılımıyla İstanbul’da Esenyurt Meydanı’nda gerçekleştirildi. Mitingde Hatimoğulları, Öcalan'ın şu mesajını aktardı: "Türkiye'yi demokratikleştirdikçe Kürt sorunu barışçıl ve demokratik yöntemle çözülecektir. Barışın toplumsallaşması için bütün siyasi partiler, kurumlar, toplumsal dinamikler bu sürecin parçası, yürütücüsü olmalıdır."

Mitinge pek çok partili ve çeşitli ilçelerden yurttaşların yanı sıra Hakların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel ile DBP, ESP ve SYKP üye ve yöneticileri de katıldı.

Miting demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına saygı duruşuyla başladı. Mitingde ilk olarak İl Eş Başkanları Gonca Yangöz ve Murat Kalmaz ile barış anneleri söz aldı.

HATİMOĞULLARI: EVİMİZDE OTURARAK BARIŞ GELMEYECEK

Ardından DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları konuştu. Hatimoğulları, barışın sesini bütün dünyaya duyurmak, adaleti ve özgürlükleri talep etmek için bir araya geldiklerini söyledi.

Tülay Hatimoğulları

Fotoğraf: Dilan Temiz/Evrensel

Başlattıkları toplumsal barış ve özgürlük buluşmaları hakkında bilgi veren Hatimoğulları, "İmralı görüşmelerinin bilgisini vereceğiz. Evimizde oturarak barışın gelmeyeceğini bildiğimiz için, barış mücadelemizi daha çok büyütmek için yollara koyulduk. Sizden ricam 'Nasılsa barış olacak, nasılsa çözüm var' deyip hiç kimse evinde oturmasın. Barışa bu kadar yaklaştığımız bir dönemde barışı dört elle tutabilmek için yapmamız gereken şey daha çok çalışmaktır. Ancak bu şekilde barışa kavuşabiliriz” dedi.

"MÜCADELEMİZ YÜKSEKDAĞLARIN, DEMİRTAŞLARIN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİNDİR"

Hapishane duvarlarını, demir parmaklarını yıkmak için mücadele ettiklerini söyleyen Hatimoğulları, "Bu mücadelemiz İmralı tecridinin ortadan kalkması içindir. Bu mücadelemiz Figen Yüksekdağların, Selahattin Demirtaşların ve adını sayamadığımız on binlerce yoldaşımızın özgürlüğü içindir" diye konuştu.

"ROJAVA'DAN, SURİYE'DEN ELİNİZİ ÇEKİN"

Suriye'deki gelişmelere de değinen Hatimoğulları şunları kaydetti:

"Bizler bu mitingleri, Ortadoğu ve dünyada küresel sistemin kendisini yeniden dizayn ettiği bir dönemde devam eden ölümleri durdurmak için düzenliyoruz. Suriye’de, Lübnan’da, Filistin’de, Irak’ta, Kuzey ve Doğu Suriye’de, Rojava’da, Ortadoğu bölgesinde devam eden savaşı durdurmak için düzenliyoruz. Bugün Suriye’de rejim değişikliği olduktan sonra Kuzey ve Doğu Suriye’de, Rojava’da binbir mücadele ile oluşan öz yönetimin bir statü kazanmasını engellemeye çalışıyorlar. Buradan bir kez daha diyoruz ki Rojava’dan elinizi çekin. Kuzey ve Doğu Suriye’den elinizi çekin. Bırakın Suriye halkları Kürdüyle Türkmeniyle Arabıyla Dürzisiyle Alevisiyle Sünnisiyle özgürce, kendi iradesini ortaya koyabilecek bir demokratik Suriye’yi inşa edebilsin. Elinizi çekin. Elinizi oradaki Kürt halkının üzerinden çekin, elinizi Alevilerin üzerinden çekin.

Suriye ve Lazkiye’de gerçekleşen, Hama’da, Humus’ta gerçekleşen Alevi katliamını asla kabul etmiyoruz. Buradan Rojava’ya dönük mesajımızı çok net olarak veriyoruz. Tişrin Barajı başta olmak üzere Suriye Milli Ordusu ve benzeri çetelerle oraları bombalamak, orada insanları katletmek, barış nöbeti tutan sanatçılara saldırmak kimsenin kabul edeceği bir şey değildir. Demokratik bir Suriye için, demokratik bir anayasaya ihtiyaç var ve bizler bunun için çalışmalıyız. Bu nedenle Rojava’dan elinizi çekin. İstanbul Esenyurt’tan orada özgürlük, barış ve kardeşlik mücadelesi veren, kadın mücadelesini büyüten bütün Rojavalılara selamlarımızı gönderelim hep beraber." 

"ÖCALAN ADIM ATTI, DEVLET DE ACİL ADIM ATMALI"

İmralı görüşmelerine dair konuşan Tülay Hatimoğulları, “Biliyorum hepinizin kafasında çokça soru var, nasıl olacak bu süreç diye. Şu bilinmeli ki bizler İmralı'dan gelen mesajları çok iyi okuyoruz. İmralı'dan gelen mesaj çok net: Türkiye demokratikleşmelidir. İran demokratikleşmelidir. Türkiye'yi demokratikleştirdikçe Kürt sorunu barışçıl ve demokratik yöntemle çözülecektir. Barışın toplumsallaşması için bütün siyasi partiler, kurumlar, toplumsal dinamikler bu sürecin parçası, yürütücüsü olmalıdır. Öcalan diyor ki; Türkiye kendi halkıyla ve iç iradesiyle iç barışını sağlamalıdır. Öcalan diyor ki barışı Ankara'da, İstanbul'da, Esenyurt'ta konuşmalıyız, barışı Amed'de konuşmalıyız” dedi.

Tülay Hatimoğulları

Fotoğraf: Dilan Temiz/Evrensel

İktidara seslenen Hatimoğulları, “Barışın üzerinde bu kadar gölge oluşturamazsınız. Barışın üzerinde bu kadar baskı oluşturamazsınız. Sayın Öcalan bir adım attı, DEM Parti bir diyalog ve müzakere partisi olarak üzerine düşeni yapmaya hazır olduğunu söyledi. Biz Türkiye'nin dört bir yanında, Kürdistan'ın bütün illerinde kapı kapı gezip barışı anlatıyoruz, anlatmaya devam edeceğiz. Ama devlete ve iktidara düşen görev konusunda henüz onlar somut bir adım atmış değiller. Acilen atılması gereken adımlar vardır. Bu başta Sayın Öcalan üzerinde devam eden tecridin kalkması ve Sayın Öcalan'ın barış için daha çok çalışması için olanaklarının genişletilmesi ve koşullarının iyileştirilmesidir. İkinci önemli talebimiz güven arttırıcı somut adımların atılmasıdır. Bu adımlar atılırsa o zaman barışa olan inancımız artar. Ama kayyımlar, gözaltı ve tutuklamalar devam ederse değerli halklarımızın barışa olan inancını kaybetmesini sağlarsınız. Umarız bugün Esenyurt'tan bu mesajı bu iktidar alır” şeklinde konuştu.

Hatimoğulları, “Bizler ortak yaşam, ortak mücadele için, barışı tesis etmek için mücadelemizi olanca gücümüzle devam ettireceğiz” dedi.

BEŞTAŞ: İMRALI KAPILARINI AÇIN

HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş da Kürtçe olarak başladığı konuşmasında "İmralı kapılarını açın" çağrısında bulundu. Alanın etrafının barikatlarla kuşatılmasına tepki gösteren Beştaş, “İstanbul Valisi’ne ve Esenyurt yetkililerine sesleniyorum. Bu abluka nedir, bu polis bariyerlerini niye kurdunuz? Siz halkın buraya gelmesini engellemek için, barış talebini haykırmalarını engellemek için niye önüne bariyerler koyuyorsunuz, neden engelliyorsunuz, neden üzerlerindeki her şeyi didik didik arıyorsunuz? Hani barışı getirecektik bu ülkeye? Barışa barikat kuramazsınız, biz bu barikatları yıkar geçeriz" dedi.

Meral Danış Beştaş

Fotoğraf: Evrensel

"TEHDİTLE, KAYYIMLARLA BARIŞA GÜVENİ SAĞLAYAMAZSINIZ"

"Ankara’dan barış, çözüm ya da başka başka konuşmalar yapmak kolay ama barış halkın sahiplenmesiyle gelir. Halkın desteğiyle gelir" diyen Beştaş şöyle devam etti:

"Bugüne kadar en büyük zulmü, zorbalığı yaşayanlar bugün barış için mücadele ediyor. Şöyle bir yanlış anlaşılma var; birileri tek taraflı yürüyecekmiş gibi konuşuyor. Barış tek taraflı bir iş değildir. Bu işin tarafları vardır. İktidar bu taraflardan biridir, devlet bu taraflardan biridir. Eğer gerçekten bu konuda samimiyet ve güven duyulmasını istiyorsa gerekli açıklamaları yapmak ve tutumunu göstermek zorundadır. Tehditle, şantajla, başka başka sözlerle bu barışa olan güveni sağlamayamazsınız. Kayyımlarla hiç sağlayamazsınız” dedi.

"BARIŞ İSTEMEK TESLİM OLMAK DEĞİLDİR"

Kaygılara dikkat çeken Beştaş, "Şöyle bir soru sıkça soru soruluyor, bunu Ankara da duysun diye söylüyorum, bugün bile soruldu: 'Biz bunlara nasıl inanalım, nasıl güvenelim, gerçekten samimiler mi' diye hepinizin aklında sorular var. Size şunu söyleyeyim; barış istemek teslim olmak değildir. Barış mücadelesi vermek boyun eğmek demek değildir. Barış mücadele gerektirir, direniş gerektirir. İktidarların en büyük silahı savaşlardır ama bizim en büyük gücümüz barışı istemek ve bunu için mücadele etmektir. Hiç kimse ile bir anlaşma, bir taviz, pazarlık söz konusu değil. Bizim istediğimiz bu ülkede Kürt halkının da Türk halkının da Arap halkıyla Çerkeslerle Alevilerle birlikte eşit ve özgür yurttaşlar olarak yaşamasıdır. Barış demek zulmün olmaması demektir, adalet demektir, demokrasi demektir. Bütün bunları sizlerle birlikte yaşama geçireceğiz. Başkası ne derse desin biz ne istediğimizin farkındayız” şeklinde konuştu.

"MESELE DEMOKRATİKLEŞMEYİ SAĞLAMAKTIR"

“Biz Türkiye yurttaşlarının aleyhine bugünü kadar hiçbir şey yapmadık” diyen Beştaş şöyle devam etti: "Hep birlikte kurtuluşu önümüze koyduk. Biz ‘Kurtuluş yok tek başına’ dedik, birileri yeni hatırlamış, olsun, sonradan hatırlamak da iyidir. Birlikte mücadele etmek lazım. Yan yana mücadele etmek, susmamak lazım. Çünkü susunca sıra herkese geliyor. Mesele sadece şiddetin, silahların bitmesi değil, mesele konuşabilmektir. Mesele adaleti getirebilmektir, demokratikleşmeyi sağlamaktır. İşte bu nedenle barış halkların konuşmasıdır. Hakikatlerin ortaya çıkmasıdır. Bu taraflı ve bağımlı yargının yerini adil yargılamaların almasıdır.”

Aynı kapsamda 8 Şubat'ta Diyarbakır’da Eş Genel Başkan Tuncer Bakırhan'ın, 9 Şubat'ta da Mersin'de Hatimoğulları'nın katılımıyla mitingler düzenlenecek.

DEM Parti'den İstanbul’da 'Özgürlük için barış' mitingi

Fotoğraf: Dilan Temiz/Evrensel

DEM Parti'den İstanbul’da 'Özgürlük için barış' mitingi

Fotoğraf: Dilan Temiz/Evrensel

DEM Parti'den İstanbul’da 'Özgürlük için barış' mitingi

Fotoğraf: Dilan Temiz/Evrensel

DEM Parti'den İstanbul’da 'Özgürlük için barış' mitingi

Fotoğraf: Dilan Temiz/Evrensel

DEM Parti'den İstanbul’da 'Özgürlük için barış' mitingi

Fotoğraf: Dilan Temiz/Evrensel

(İstanbul/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et