Evrensel için yeni bir dönem
Reklamları Kapat
2 Şubat 2025 14:59

EMEP MYK Üyesi Halil İmrek: Mücadele, yanındaki mücadeleyle birleşince güce dönüşecek

Rantçılardan, vurgunculardan, talancılardan bunun hesabını sorma mücadelesini hep birlikte örgütleyelim. Hep birlikte “Unutmak yok, helalleşmek yok, affetmek yok” diyelim.

EMEP MYK Üyesi Halil İmrek: Mücadele, yanındaki mücadeleyle birleşince güce dönüşecek

Fotoğraf: Evrensel

Halil İMREK
Emek Partisi MYK Üyesi

Emek Partisi, 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen ve büyük yıkıma yol açan depremlerin 2. yıldönümü öncesi Gaziantep’te bir buluşma düzenledi.

Buluşmaya deprem bölgesinde faaliyet gösteren emek ve meslek örgütleri, dayanışma platformları, sivil toplum kuruluşları ve depremzede temsilcileri katıldı.

Emek Partisi Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca yaptığı açılış konuşmasında, buluşmanın ana temasını, deprem suçlarına karşı yürütülen mücadelelerin ortak bir zeminde birleştirilmesi ve bu mücadelenin güçlendirilmesi olarak tarif etti.

Depremzedelerin devlet tarafında yalnızlaştırma, çaresizleştirme politikasına karşı yapılan bu buluşma; deprem bölgesinde süren mücadelelerin; kıvılcımlarının ülkenin dört bir yanında yeşermesi ve ortaklaşması için önemli bir adım oldu.

Buluşmada depremlerin yol açtığı yıkımın ardından verilen hukuksuz kararlar, sorumluluğu olan kamu görevlilerinin bir türlü yargılanmaması, mağduriyetler ve bu süreçte işlenen ihmaller tartışıldı ve birlikte neler yapılacağı konuşuldu.

Her bir depremzedenin anlattıkları, deprem suçlarıyla hesaplaşma yolunda nasıl insanüstü bir çaba gösterildiği ve her birinin nasıl tırnaklarıyla kaza kaza bir mücadele verdiğini gösterdi. Tek tek anlatılanları dinlediğimizde her bir deprem mağdurunun büyük bir emeği, müthiş bir mücadelesi var. İşte çoğu yalnız ilerleyen bu çabaların birleşmesi ve yalnız olmadıklarını, mücadelelerinin boşa gitmediğinin görülmesi bakımından bu buluşma moral oldu, umut oldu.

MÜCADELE ORTAK BİR GÜCE DÖNÜŞMELİ

Antep Nizip’te yıkılan tek bina olan Furkan Apartmanı’nda hayatını kaybedenlerin aileleri,

Adana’da 63 kişinin hayatını kaybettiği Tutar Yapı Sitesi, 96 kişinin öldüğü Hasan Alpargun apartmanı, 14 katlı Belük Apartmanının mağdurları, Adalet Peşinde Aileler Platformu, Antakya’da zeytinlikleri sökülen aileler, rezerv alan ilan edilerek tapuları alınanlara kadar çeşitli mağdurlar, depremi fırsata çevirip Hatay’ı taş ocakları, beton santrallerle kuşatanlara karşı verilen direnişleri anlattı. Herkes birbirinin derdine ortak oldu, mücadelesini deneyimledi.

Her bir mücadele önemli bir birikim ama ayrı ayrı devam eden davaların, mücadelelerin ortak bir güce dönüşmesinin de çok önemli bir ihtiyaç olduğu belirtildi. Her bir depremzede verdiği küçük mücadelenin yanındaki diğer küçük mücadele ile birlikte büyüyebileceğini, bu küçük mücadelelerin toplamında birleşik bir mücadelenin zemininin gelişeceğini görmüş oldu. Yapılan tartışmalarla birçok talep belirlendi. Acil talepler üzerinden geniş yerel platformların kurulması, farklı illerde devam eden dava ve mücadeleden haberdar olmak üzere iletişim ağı kurulması, ülke genelinde ve Mecliste gündem oluşturulması gibi bir dizi karar alındı, bunlar bir sonuç deklarasyonu ile kamuoyuna açıklanacak.

SİYASET KARIŞTIRMAYIN” DEMENİN KENDİSİ SİYASET

Depremde de çok kez siyaset yapmayalım denmişti. En son Bolu Kartalkaya’da yanan otelde 78 insanımızın ölümünden sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan siyaset yapmanın sırası değil dedi. Bu konu toplantıda haliyle gündem oldu. Adıyaman İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Tuncay Kaya, deprem sırasında ile gelen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a yıkılan binaların kumu ve demiri ile ilgili sorduğu soruya cevap olarak “siyaset yapmalım” yanıtını aldığını anlattı. Antep Baro Yönetim Kurulu’ndan Avukat Ergin Sözen’in de dediği gibi “bu işe siyaset karıştırmayın” demenin bizzat kendisi siyasettir.

SİYASET YAPMAYALIM DİYEN SİYASİ İKTİDARA BİRKAÇ HATIRLATMA

Yıkılan on binlerce ev, resmi rakamlara göre 53 bin 537 ölüm, 100 binlerce yaralı ve yıkıntılar altında sayısını bilmediğimiz insanlar… Bütün bunlar ranttan, kârdan başka bir değer tanımayan sermaye düzeninin bize ödettiği faturaydı. Siyasi iktidar siyasi sorumluluktan kaçınmak için hep böyle diyor. Biz deprem öncesi alınmayan önlemlerin sonuçlarını yaşadık. İktidardan hesap sormayacağız da kimden soracağız? Pandemide, depremde, otel yangınında her bir olayda bize “siyaset yapmayalım” diyorlar. Peki, yaşadığımız yıkım iktidarın uyguladıkları siyasetin bir sonucu değil miydi?

BU KADAR BÜYÜK BİR BEDEL ÖDEMEK ZORUNDA MIYDIK?

Yapıların deprem yönetmeliğine uygunluğu denetlenseydi, AKP’nin 21 yıllık iktidarında 9 kez İmar Affı Kanunu’nda düzenlemesi yapılmasaydı, toplanan deprem vergisiyle eski binalar yenilenseydi biz bu felaketi yaşar mıydık? Deprem vergisi olarak toplanan 15 trilyon deprem vergisi ile Türkiye’deki 6,8 milyon dayanıksız yapı yenilenebilirdi. Kamusal denetim özelleştirme yoluyla sermayeye peşkeş çekilirken de bize siyaset yapmayalım diyorlardı.

DEPREMDE BİLE PARA PATRONDAN DEĞİL HALKTAN TOPLANDI

Depremi siyaset malzemesi yapmayın diyen siyasi iktidar. Depremde bile insanlardan para topladı. Sermayeye dokunulmadı. Patronlara oluk oluk akan paraya ve işçilerin sırtından edindikleri servete dokunulmadı. Halkın birikimleri, halk için kullanılmadı. Deprem esnasında vatandaş fedakârca elinden geleni yaptı, dayanışmada bulundu, sağlık emekçisi canla başla çalıştı. Ancak bütün bunları organize edecek devlet ortada yoktu. AFAD’ın depolarında çadır yoktu. Kızılay para ile çadır satıyordu.

“UNUTMAK YOK, HELALLEŞMEK YOK, AFFETMEK YOK”

İşçi ve emekçiler, bütün bu sonuçları kendi siyasetini yapmadığı ve politikanın dışında kaldığı yani örgütlü olmadığı için yaşıyor. Onların politikadan anladıkları bizim alın terimizi hangi sermaye grubunun yiyeceği kavgasıdır. Onun için kendi tarzımızda politika yapmazsak aç yaşar ve deprem, sel gibi doğal afetlerde ölüme terk ediliriz. Bizim istediğimiz eli ekmek tutan herkesin işinin olması, insanca yaşayacak çalışma koşulları, insanca yaşayacak ücret alması ve başını sokacağı güvenli bir evinin olması. Onlar ise depremi bile ‘Allah’ın lütfuna dönüştürüp rant elde etme hesabı yapıyorlar.

Emek Partisi olarak bu yaraları açanlara, bu yıkımın sorumlusu olanlara karşı mücadele çağrısı yapıyoruz. Rantçılardan, vurgunculardan, talancılardan bunun hesabını sorma mücadelesini hep birlikte örgütleyelim. Depremin ikinci yıl dönümünde hep birlikte “Unutmak yok, helalleşmek yok, affetmek yok” diyeceğiz.

Evrensel'i Takip Et