Evrensel için yeni bir dönem
3 Şubat 2025 16:45
/
Güncelleme: 17:00

Almanya’da aşırı sağa karşı yüz binlerin hareketi ne anlama geliyor?

Gösterilerin temel nedeni, seçime giderken AfD'nin oy oranının yüzde 20 civarında seyretmesi, CDU/CSU partilerinin AfD yardımıyla mülteci düşmanı planları hayata geçirmeye çalışması oldu.

Almanya’da aşırı sağa karşı yüz binlerin hareketi ne anlama geliyor?

Fotoğraf: AA

Yücel ÖZDEMİR
Köln

Almanya sokaklarından hafta sonu bir kez daha aşırı sağa, ırkçılığa, faşizme karşı mücadele çağrıları yükseldi. Pazar günü Berlin’de yapılan gösteriye polise göre 160 bin, gösteriyi düzenleyen örgütlere göre 250 bin kişi katıldı. Cumartesi günü de Hamburg, Köln, Leipzig başta olmak üzere çok sayıda kişi faşizme ve ırkçılığa karşı eylemlere katılmıştı. Benzer şekilde irili ufaklı çok sayıda kent ve kasabada da eylemler yapıldı ve önümüzdeki haftalarda da yapılmaya devam edecek.

Geçtiğimiz yıl da aynı dönemde kitlesel antifaşist gösteriler düzenlenmişti. O dönem gösterilerde, ırkçı-faşistlerin Potsdam yakınlarındaki bir otelde düzenledikleri gizli toplantıda göçmenleri sınırı dışı etmek üzere “Remigration/Geriye göç” planı hazırladıklarının ortaya çıkması etkili olmuştu.

Şimdi ise antifaşist gösterilerin temel nedeni, 23 Şubat’ta yapılacak etken seçimler öncesinde aşırı sağcı, ırkçı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin oy oranının yüzde 20 civarında seyretmesi, Hristiyan Demokrat Birlik (CDU/CSU) partilerinin aşırı sağcı partinin yardımıyla mecliste mülteci düşmanı planları hayata geçirmeye çalışması oldu.

Uzun bir süre aşırı sağcı partiyle iş birliği yapmayacağını söyleyen başta CDU/CSU olmak üzere FDP ve Sahra Wagenknecht İttifakının (BSW) geçtiğimiz hafta AfD’nin desteğiyle meclisten geçirmeye çalıştığı üç maddelik yasa tasarısı 338’e karşı 350 oyla reddedildi. SPD, Yeşiller ve Sol Partinin karşı çıktığı yasa tasarısının özellikle AfD’nin desteğiyle hayata geçirilmek istenmesi halk arasında geniş bir tepkiye yol açtı.

MERZ'E TEPKİ BÜYÜK

Hristiyan Demokratların Başbakan adayı Friedrich Merz’in özellikle AfD ile dolaylı da olsa kurmak istediği ittifak, tepkinin de etkisiyle ters tepmiş görünüyor. Aşırı sağın birçok söylemini üstlenen ve planlarını hayata geçirmek isteyen Merz’e partisi içinde de tepki yüksek. Bu nedenle cuma günü kaybettiği oylamanın ardından sosyal medya hesaplarından, seçimlerden sonra AfD ile kesinlikle bir koalisyon hükümeti kurmayacağının mesajlarını paylaşmaya başladı.

Israr etmesi durumunda tepkilerin daha da büyüyeceğinin, parti içinde eleştirilerin hedefi olacağının farkında. Ancak AfD’yi aratmayan aşırı sağcı, milliyetçi söylemini terk etmesi ise beklenmiyor. Seçimlere kadar aşırı sağ partinin tabanından oy almanın hesaplarını yapmaya devam edecek.

EKONOMİK VE SOSYAL SORUNLARA GÖÇMEN ÖRTÜSÜ

Hükümet ve muhalefet partileri tarafından göçmenler ve mülteciler üzerinden yoğun bir şekilde sürdürülen propagandayla devam eden seçim kampanyası, asıl olarak var olan ekonomik sosyal sorunların üzerini örtüyor. Bu nedenle partilerin ekonomik sosyal sorunlar konusunda ne önerdikleri medyada pek görülmüyor. Genel olarak kamplaşmanın ve tansiyonun artması bekleniyor. Hıristiyan Demokratların aşırı sağ ile girdiği yakınlaşma ile bu kamplaşmanın daha geniş kesimler arasında yayılması bekleniyor. Hedef haline getirilen göçmenlerin bir bölümü arasında da yer yer aşırı sağcıların mülteci düşmanı görüşlerine destek eğilimleri görülebiliyor.

SEÇİMLERE 20 GÜN KALA TABLO 

23 Şubat’ta yapılacak erken seçimlere bakıldığında, ABD’nin yeni yönetimi tarafından da destek gören aşırı sağın oylarına bir düşüş yok. Son anketlere göre AfD’nin oy oranı yüzde 20-23 arasında. En son Aschaffenburg’da Afganistan’dan gelen bir mültecinin düzenlediği bıçaklı saldırıda birisi çocuk olmak üzere iki kişinin hayatını kaybetmesi mülteci düşmanlığını bir kez daha körükledi. CDU/CSU ve Merz’in AfD’nin taleplerini kopyalayarak yasa tasarısı haline getirmesi de AfD’nin işine yaradı. Bu nedenle CDU/CSU’nun oylarında geçen haftaya göre yüzde 1’lik bir azalma olduğu ve yüzde 29-30 bandına gerilediği ileri sürülüyor.

Muhafazakarlar ile AfD’nin iş birliğine karşı çıkarak geri adım atmayan SPD’nin oylarının yüzde 1-2’lik bir artışla yüzde 16-17’ye çıktığı tahmin ediliyor. Yeşiller’in oyu yüzde 14 civarında seyretmeye devam ederken daha önce yüzde 5 barajı aşmasına pek ihtimal verilmeyen Sol Partinin oylarında da artış dikkat çekiyor. Pek çok kamuoyu araştırmasında Sol Partinin oyu yüzde 5’in üzerinde tahmin ediliyor. Bunda sözde “sol sosyal demokrat” olarak ortaya çıkan Sahra Wagenknecht İttifakının son haftalarda mülteciler konusunda muhafazakarlar ve AfD’nin söylemlerini kullanması etkili oldu. Hükümet ve aşırı sağ partiye tepki duyarak BSW’ye oy vereceğini ifade edenler tutumlarını değiştirebilir. Keza daha önce Sol Partiye oy veren ancak sonradan izlediği politikalara tepki duyup BSW’ye sempati duymaya başlayanlar da CDU/CSU ve AfD ile aynı cephede yer almasına tepkili. Anketlerde BSW’nin oyu yüzde 4-5 arasında. Sokakta yükselen mücadele, Alman tarihine yapılan göndermeler, aşırı sağ partinin ırkçı profilini daha belirgin hale getirmesi önümüzdeki dönemde çok fazla olmasa da oy kaybetmesine neden olabilir. 

Seçimlere üç hafta kala Almanya’da sertleşen seçim kampanyasında parti liderlerinin yapacakları açıklamalar, belli konularda alacakları tutumlar oyların değişmesine yol açabilir.

Evrensel'i Takip Et