Tülay Hatimoğulları’ndan iktidara: Barış için biz hazırız, güven verici adımlar atın
"Toplumsal Barış ve Özgürlük Buluşmaları"nda konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, hazır olduklarını belirterek, iktidara, “Güven arttırıcı, güven verici adımlar atılmalıdır” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisinin (DEM Parti), "Toplumsal Barış ve Özgürlük Buluşmaları" kapsamında DEM Parti Sancaktepe İlçe binasında halk toplantısı gerçekleştirdi.
Burada konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Cemal Metin Avcı tarafından katledilen Pınar Gültekin’e değinerek, “Pınar Gültekin, Cemal Metin Avcı tarafından diri diri yakılarak katledildi. Kadın cinayetlerine kurban giden yüzlerce ve binlerce kadından biri. Ama Yargıtay ağırlaştırılmış müebbet cezası alan katilin cezasını bozma gerekçesi olarak canlı canlı yakılarak öldürmenin canavarca bir hisle işlenmediğini gerekçe göstererek bu kararı bozmak üzere itirazda bulundu. Biz de buradan bir kez daha diyoruz ki Pınar Gültekin ve onun gibi katledilen ve hatta her gün katledilen kadınlar erkekler tarafından kadın cinayetlerine kurban edilen kadınlar asla yalnız değildir" dedi.
"DEMOKRATİK BİR SURİYE İNŞA EDİLMESİ GEREKİR"
Tülay Hatimoğulları, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:
"Suriye’de Şam yönetimi HTŞ dediğimiz örgüt ele geçirdi ve HTŞ’den şu anda beklenen pozisyonda ilerlemenin kaydedilmediğini görüyoruz. Bir değişimden beklenen pozisyona bir adım atılmadığını görüyoruz.
Bizler yaşanan rejim değişikliğinde daha ilk anda yaptığımız açıklamada Türkiye’nin durması gereken yeri şöyle ifade etmiştik. Demokratik bir Suriye’nin inşa edilmesi gerekir. Suriye’de yaşayan bütün farklı halkların ve inançların ortak bir temsiliyetle, ortak bir yönetimin oluşturulması ve bu ortaklığın demokratik bir Anayasa ile taçlandırılması gerektiğini ifade ettik. Türkiye’nin durması gereken yerin neo Osmanlıcı, yayılmacı, Kürt düşmanı bir politika değil, tam tersine demokratik bir Suriye'nin inşa edilmesi konusunda adım atması ve dış siyasetini buna göre belirlemesi gerektiğinin altını çizdik. Geldiğimiz noktada gördüğümüz SMO ismiyle teşkil ettikleri çeteler tarafından saldırılara devam ediliyor. Tişrin barajında bir yandan barış nöbeti tutulurken, halkın barışçıl direnişi orta iken öte yandan oraların İHA ve SİHA’larla vurulduğunu ve sivil insanların katledildiğine ne yazık ki tanıklık ediyoruz. Bu saldırılar hala devam ediyor. Bizler çağrımızı her fırsatta yeniliyoruz. Adı ne olursa olsun bu çetevari örgütlenmeler üzerinden Suriye’de yaşayan Kürt halkına, Rojava halkına yönelik saldırılar bir an önce son bulmalıdır.”
SORUNUN ÇÖZÜLMEMESİNİN BEDELİNİ BÜTÜN TOPLUM ÖDÜYOR
PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelere değinen Tülay Hatimoğulları, sözlerini şöyle sürdürdü: Sayın Öcalan yapılan görüşmelerde bahsettiğimiz konularda detaylı değerlendirmeler yapmış. Değerli arkadaşlar, elbette sınırları içinde yaşadığımız ülkemiz. Türkiye’de yine Kürt sorunun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmemiş olmasının ağır bedellerini sadece Kürt halkı değil, Türk halkı, Araplar, Ermeniler, Lazlar, Çerkesler ezcümle bu ülkede yaşayan bütün farklı halklar ve inançlar olarak hep beraber bizler bunun bedelini ağır ödüyoruz. Bunun yansımalarını her alanda görüyoruz. Hapishaneler siyasi tutsaklarla dolmuş taşmış durumda. Bir yandan barışın sözü edilirken öte yanda belediyelerimize kayyım atanması devam edilmesi bizlerin kabul edecek bir şey değildir."
GÜVEN VERİCİ ADIMLAR ATIN
"Bizler bu süreci yürütürken bu sürecin adına barış süreci, çözüm süreci demediğimizi hepiniz biliyorsunuz. Bu sürecin adını koyamadık. Bu gelişmeler ile birlikte bizlerin üzerinde estirilmek istenen çeşitli olayların varlıkların olduğunu biliyoruz. En önemlisi kullandıkları dil. Ana akım medyanın dilini kabul etmek mümkün değildir. Başta Sayın Öcalan olmak üzere bu süreci yürütenlere dair bir siyasi itibar suikastına yöneldiklerini görebiliyoruz. Aynı zamanda özel harp yöntemi olarak kitlede beklenti yaratmak moralsiz yaratmak ya da moralleri en yükseğe çıkarıp birden yere çakmak gibi riskler yaşıyoruz. Dolayısıyla bu manipülasyona psikolojik harbe karşı güçlü ve moralimizin en güçlü olacağı şekilde durmamız gereken bir dönem. Bizler bu toplantıları gerçekleştirerek üstünde önemli durmak istediğimiz noktalardan biri şudur: Evet, bazı görüşmeler var ve bu görüşmelerin nereye evrilebileceğine dair henüz yeterince bir fikrimiz yok. Bir plan ve program konusunda yeterince bir fikrimiz yok. Bugün Sayın Öcalan ben hazırım diyor, biz DEM Parti olarak bu süreci yürütmeye hazırız. Bir müzakere ve diyalog partisi olarak hazırız diyoruz. Ama şu ana kadar daha hükümetten icra makamı olan yürütmeden ortaya çıkan bir plan ifade ettikleri bir çözüm programı yok. Attıkları bir somut adım yok. O nedenle biz buradan çağrımızı yineliyoruz. Güven arttırıcı güven verici adımlar atılmalıdır." (MA)
Evrensel'i Takip Et