4 Şubat 2025 16:26
/
Güncelleme: 18:03

Gezi soruşturmaları medyaya sıçradı: 'RTÜK bir yargı organı değildir'

Başsavcılığın RTÜK'e gönderdiği "Gezi protestolarını yayınlayan medyayı tespit edin" yazısına üyeler tepki gösterdi. RTÜK üyeleri "Kayıtlar 1 yıl saklanır" derken, RTÜK "Kayıtlar elimizde" dedi.

Gezi soruşturmaları medyaya sıçradı: 'RTÜK bir yargı organı değildir'

Fotoğraf: Burcu Yıldırım/Evrensel

Gözde TÜZER
gozdetuzer@gmail.com 

Medyaya yönelik yaptırım kararları ile bilinen Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) bir kez daha gündemde. İstanbul Başsavcılığı Gezi soruşturması kapsamında RTÜK’ten “Gezi Parkı protestolarının propagandasını yapan medya yayınlarının tespit edilmesi” istedi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, menajer Ayşe Barım soruşturması kapsamında RTÜK’ten Gezi Parkı protestolarının “propaganda”sını yapan medya yayınlarının tespit edilmesini talep etti. RTÜK’e yazı gönderen savcılık, bazı medya kuruluşlarının 27 Mayıs 2013 tarihinden itibaren Gezi eylemlerinin propagandasını yaptığını ve bu şekilde toplumsal olayların yaygınlaşmasına neden olduğunu bildirdi. Yazıda, “O dönem kamuoyunda Gezi Parkı olaylarını legal gösteren medya kuruluşlarının yayınlarının tespit edilerek kayıtların bir örneğinin savcılığa gönderilmesi” talep edildi. RTÜK’ün hazırlayacağı dosya savcılığa ulaştıktan sonra tespit edilen medya kuruluşlarının sorumluları da savcı huzurunda şüpheli sıfatıyla ifade verebilir.

"KAYITLAR 12 YIL ÖNCEYE UZANMIYOR"

Medya hizmet sağlayıcıları ve RTÜK yaptıkları yayınları 1 yıl boyunca saklamakla yükümlü. Dolayısıyla kayıtlar 12 yıl öncesine yani Gezi dönemine uzanmıyor.

Evrensel'e konuşan RTÜK üyeleri İlhan Taşcı, Tuncay Keser ve Necdet İpekyüz 12 yıl önceki kayıtların istenmesiyle ilgili ne RTÜK’ün ne de televizyon kanallarının kayıtları saklamak gibi bir zorunluluğu olmadığını söyleyerek 6112 sayılı “Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun”un “Yayın kayıtlarının muhafazası” başlıklı 25’inci maddesini hatırlattı.

Maddedeki ifadeler şu şekilde: “(1) Özel medya hizmet sağlayıcılar, yaptıkları her yayının kaydını 1 yıl süreyle muhafaza etmekle yükümlüdür. Gerçek ve tüzel kişiler yapacakları işlemlere esas olmak üzere bu süre içinde yazılı olarak Üst Kurula başvurmak ve Üst Kurulca belirlenecek ücreti ödemek suretiyle yayın kaydından bir kopya alabilir. (2) Özel medya hizmet sağlayıcılar, Üst Kurulun talep etmesi hâlinde, istenen yayın kaydının bir kopyasını, buna ilişkin yazının kendilerine tebliğ edilmesinden itibaren 10 gün içinde Üst Kurula ulaştırmakla yükümlüdür. (3) Yayının herhangi bir şekilde soruşturma veya kovuşturma konusu yapılması hâlinde, bu işlemlerin sonuçlandığının yetkili mercilerce ilgili medya hizmet sağlayıcı kuruluşa yazılı olarak bildirilmesine kadar soruşturma veya kovuşturma konusu yayın kaydının saklanması zorunludur.”

Ancak Mynet'in iddiasına göre; RTÜK kaynakları “Bütün kayıtlar elimizde. RTÜK özellikle olağanüstü durumlar, doğal afetler ve bu tür terör olayları gibi durumlarda bütün kayıtları kontrol altına alır kaydedir, arşivinde saklar! Başsavcılığımız bizden medyayla ilgili gerek TV gerekse dijital belgeleri talep etmiştir biz de detaylı bir arşiv taraması yaparak gerekli arşivi Başsavcılığımıza ileteceğiz. Gezi Parkı döneine ait tüm kayıtlar bizde mevcut!” dedi.

SORUŞTURMA VE BASKI ARACI: YARGI

DEM Parti kontenjanından seçilen RTÜK üyesi Necdet İpekyüz son süreçte yargının giderek “soruşturma ve bir baskı aracına” dönüştüğünü söyledi. RTÜK’ün bir yargı makamı ya da siyasi bir otorite değil, yasalar ve yönetmeliklere bağlı radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayıncılık alanıyla ilgili ilkeler geliştiren ve bu ilkelere uyup uymadığını denetleyen, regüle eden özel kurum olduğunu belirten İpekyüz, “Günümüzde muhalif kanal ve yayınlara verilen ağır cezalar yayın alanında çok sesliliği sağlamak yerine, tek sesliliğe ortam yaratmakta. Uygulanan yaptırımların ağır, para cezalarının ise yüksek olması hem demokratik toplumlarda olması gerekli eşit rekabet koşullarını bozmakta hem de bu orantısız cezalar insanların adalet duygusunu ve tarafsızlık ilkesini zedelemekte. İktidara yönelik her türlü eleştiri bir hakaret gibi veya devlete karşı yapılmış bir tutum gibi yorumlanmamalı” diye konuştu.

BİK’E BİR KEZ DAHA ATANDI

RTÜK’le ilgili bir diğer gelişme ise Resmi Gazete’de yayımlanan atama kararlarından geldi. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin; gazetemiz Evrensel'in de aralarında olduğu eleştirel yayın yapan birçok basın kurumuna ilan ve reklam kesme cezası veren Basın İlan Kurumu’nun (BİK) genel kuruluna bir kez daha atandı. Şahin geçtiğimiz yıllarda da hem TÜRKSAT’ın hem de BİK’in yönetim kadrosunda yer alıyordu. Özellikle TÜRKSAT yönetiminde yer alması büyük tartışmalara sebep olmuş, Şahin 2019 yılında buradan ayrılmak zorunda kalmıştı.

Evrensel'i Takip Et