Yunanistan depremleri: Uzmanlar büyük deprem ve volkanik patlama beklemiyor
Yunanistan’ın turizm merkezi olan adalar topluluğunda art arda meydana gelen depremler on binlerce ada sakinini ve turisti tedirgin etti. Uzmanlar genel olarak büyük bir deprem beklemiyor.
Seyit Aldoğan
aldogan.seyit@gmail.com
Atina – Yunanistan’da içinde Santorini, Amorgos ve Naksos gibi tanınmış turizm merkezinin olduğu “Kiklades adalar topluluğunda” art arda meydana gelen depremler on binlerce ada sakinini ve turisti tedirgin etti.
Deprem uzmanlarının ve deprem jeofizik araştırma enstitülerinin verdiği bilgilere göre 2024 ağustosunda başlayan fay hareketliliği daha aktif duruma geldi. Ancak yapılan bütün bilimsel açıklamalar söz konusu bölge tarihinde 7 ve 9 büyüklükleri arasında değişen depremler kaydedilmiş olmasına rağmen şu anda bu boyutlarda bir deprem olasılığının olmadığı yönünde.
Deprem Uzmanı Eftimios Lekkas sarsıntıların üç günden üç aya kadar sürebileceğini ancak tüm verilerin düşük düzeyde sarsıntıların ötesine geçen depremlere yol açmayacağına işaret ettiğini belirtti.
Bu arada Santorini Adası’nda bulunan yanardağın yeniden aktif duruma gelmesinin de olasılık dışında olduğunu, volkan bacasında belli bir genişleme olmasına rağmen bir patlamaya yol açabilecek düzeyde lav birikintisinin gözlemlenmediğini açıkladı.
Ancak örneğin Deprem Uzmanı Akis Celendis asıl depreme ilişkin henüz kesin bir şey söylenemeyeceği yönünde görüş açıkladı.
YERLİLER VE TURİSTLER ADAYI TERK EDİYOR
Birkaç gün içinde kısa aralıklarla gündeme gelen ve en büyüğü 4.9 olan yüzlerce deprem nedeniyle halk ve adalar topluluğunu ziyaret eden turistler ek uçak ve vapur seferleriyle adalardan ayrılıyorlar.
Depremlerin olmasıyla birlikte Çevre ve İklim Değişikliği Bakanı Vasilis Kikilias ve ilgili kurumlarca oluşturulan kriz masası bir dizi kararlar alarak hızla uygulamaya geçti. Okullar tatil edildi, bölgeye arama kurtarma ekipleri, itfaiye güçleri ve dron kullanan ekipler gönderildi. Ayrıca hızla çadırlar kuruldu. Bilim insanları bölgeye gönderildi ve araştırma ve incelemelere hız verildi. Bu arada sık sık bir araya gelen kriz masası halka yönelik talimatlarda yayımladı ve hangi yolların kullanılmaması gerektiği, “şekil değiştirmesi mümkün” bölgelerin nereler olduğu gibi bilgiler ve toplu olarak bir noktada durulmaması, eski evlere girilmemesi gibi uyarılar yaptı.
TREN KAZASINA YÖNELİK HALK ÖFKESİ HÜKÜMETİ ENDİŞELENDİRDİ
Başbakan Kiryakos Miçotakis hükümetinin sarsıntılara ilişkin hızla hazırlıklara girişmesinin hükümetin bu tür doğal felaketler karşısında alışılmış refleksinden kaynaklanmadığını belirtmek gerekir. Ne hükümetin politikalarında bir değişiklik oldu ne de hükümet olağanüstü durumlara karşı hazır bekleyen bir mekanizma kurdu.
2023 yılında meydana gelen ve 57 kişinin ölümüne neden olan tren kazası, geçtiğimiz yıllarda yangınlarda yaşanan can kaybı, yine geçen yıl Teselya Ovası’nda yaşanan sel baskınları ve üreticilerin mağdur olması halk içinde ciddi boyutlarda bir tepkinin oluşmasına yol açmıştı. Emekçi sendikaları ile köylü sendikaları, gençlik örgütleri, kadın kuruluşları, emekliler ve çok sayıdaki demokratik kuruluşlar tepkisiz kalmadı ve her fırsatta sorumluların hesap vermesi talep edildi.
Bardağı taşıran son damla Teselya Ovası’nın Tembi bölgesinde meydana gelen tren “kazası” oldu. On binlerce işçi ve emekçi ile gençlik örgütleri günlerce süren gösteriler yaptı. Bir günlük genel grev gerçekleşti. Ancak hükümetin ortaya çıkan tüm verilere rağmen sorumluluğu istasyon şefine ve demir yolu işletmesinin yönetimine atan tutumu, ülke genelinde yeni bir gösteri tetikledi.
Özelleştirmelerin, kâr hırsının, demir yollarının değişik hizmetlerini üstlenen şirketlerin rekabetinin ve özelleştirmelerde ısrar eden AB ile hükümet politikalarının kazalara neden olduğu gerçeği görmezden gelindi.
26 Ocak 2025 Pazar günü ülke genelinde yüze yakın şehir, belde ve adalarda gösteriler yapıldı. Tembi tren kazasının sorumlusunun AB, hükümet ve işletmeci şirketlerin kâr hırsı olduğu söylendi. Sadece Başkent Atina’da 150 bin kişi sokaklara çıktı. Ülke genelinde “Biz yüz binler ölenlerin sesiyiz” sloganıyla sorumluların hesap vermesini talep etti.
Bu kitlesellik karşısında hükümet “bıçağın kemiğe kadar ineceği” açıklamasını yapmak zorunda kaldı. Muhalefet partileri kitlelerin gündemi değiştiren tepkisi karşısında tutumlarını daha da sertleştirmek zorunda kaldılar. Hükümet partisi olan Yeni Demokrasi (ND) içinde bile aykırı sesler yükselmeye başladı. Miçotakis “Parti ve hükümeti karıştırmamak lazım”, “Olay partilerin çıkarları temelinde ele alınmamalıdır” açıklamalarını yapmak zorunda kalsa bile kimseyi ikna etmişe benzemiyor. Tersine kitlelerin tepkisinin maddi bir güce dönüşerek sokaklara ve alanlara hakim olması tarafsız gibi görünen ya da çekimser kalan tarafları da tutum almaya zorladı.
Sadece birkaç gün içinde yeni kanıtlar, şahitlikler ortaya çıktı. İtalya şirketi olan “Hellenic Train” şirketinin maliyetleri artırdığı gerekçesiyle önlemler almadığı, devletin denetleme mekanizmalarının işlemediği ve trende taşınması yasak olan patlayıcı maddelerin taşındığı, patlama ve ölümlerin sebebinin patlama olduğu ifşa oldu.
Kitlelerin tepkisi ve örgütlü gücünün önemini ortaya çıkaran, mücadele dışında başka yol olmadığı bilincini milyonlara taşıyan bu eylem, Miçotakis hükümetinin depreme karşı hızlı refleks göstermesine neden oldu. Kitlelerin mücadele ve hesap sormasının önemini bir kez daha ortaya koydu.
Evrensel'i Takip Et