5 Şubat 2025 17:04
/
Güncelleme: 18:09

41 basın meslek örgütü gazetecilerin serbest bırakılması için çağrı yaptı

Uluslararası basın örgütleri Türkiye'de son dönemde artan basın özgürlüğü ihlallerine karşı yaptıkları açıklamada gazetecilerin serbest bırakılması ve gazetecilik mesleğini koruma çağrısında bulundu.

41 basın meslek örgütü gazetecilerin serbest bırakılması için çağrı yaptı

Fotoğraf: Pixabay

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), Uluslarararı Basın Enstitüsü (IPI), PEN başta olmak üzere dünyadan 41 basın örgütü Türkiye'de gazetecilere yönelik artan keyfi tutuklamalara ve gözaltılara ilişkin açıklama yaptı.

Açıklamada, Türkiye'de son dönemde basın özgürlüğü ihlallerinin arttığını, keyfi gözaltı ve tutuklamaların sık sık uygulanmasının ülkedeki bağımsız medya, demokrasi ve temel insan hakları için tehdit oluşturduğu belirtildi.

"ADLİ KONTROLLER BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLIYOR"

RTÜK'ün eleştirel medya kuruluşlarını hedef almasının kaygı verici olduğu belirtilen açıklamada, 20 Ocak'ta 78 kişinin hayatını kaybettiği Bolu'da meydana gelen otel yangınına dair sansüre değinilerek, “RTÜK 2024 yılında toplam 81,5 milyon Türk lirası para cezası ile sonuçlanan 24 yayın yasağı getirmiş ve bunların çoğunluğu hükümeti eleştiren medyayı hedef almıştır. Eleştirel medya kuruluşlarını cezalandırmak için düzenleyici yetkilerin sistematik olarak kullanılması, Türkiye'de yayın düzenlemesinin bağımsızlığı ve medya çoğulculuğu üzerindeki etkisi konusunda ciddi endişelere yol açmaktadır” denildi.

Basın meslek örgütleri, cezaevindeki gazetecilerin sayısında azalma olsa da, seyahat yasakları, ev hapsi gibi adli kontrol tedbirlerinin basın özgürlüğünü kısıtlamak için alternatif olarak kullanıldığını belirtti. Söz konusu uygulamaların anti-demokratik olduğu ve bağımsız gazeteciliği susturmak için geleneksel gözaltının yerini tuttuğu vurgulanan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Son vakalar bu durumu örneklemektedir. Gazeteciler gözaltına alındıktan kısa bir süre sonra adli kontrol tedbirleri kapsamında serbest bırakılırken, seyahat yasakları, ev hapsi ve diğer kısıtlamaların keyfi bir şekilde uygulanması gazetecilerin mesleki görevlerini etkin bir şekilde yerine getirmelerini engellemeye devam etmektedir. Başlangıçta adli kovuşturmaları güvence altına almak için istisnai çözümler olarak tasarlanan bu tedbirler, basın özgürlüğü üzerinde caydırıcı bir etki yaratmak için giderek daha fazla silah haline getirilmektedir. Türkiye'de basın özgürlüğüne yönelik bu korkunç ihlaller ışığında, Türk makamlarını adalet ilkelerine uymaya, keyfi gözaltı ve tutuklamalara maruz kalan gazetecileri serbest bırakmaya ve gazeteciliğin kamu yararı ve demokrasi konularında tartışmayı teşvik etmedeki hayati rolünü korumaya çağırıyoruz."

OCAK AYINDA YAŞANAN İHLALLER SIRALANDI

Açıklamada, Türkiye'nin demokrasi ve insan haklarının temellerini korumak için, ifade ve basın özgürlüğünün korunmasına yönelik uluslararası standartların yanı sıra, anayasa ile uyumlu olmasını sağlaması gerektiği kaydedildi. Açıklamada, sadece yılın ilk ayında 6 gazetecinin hapis cezasına çarptırıldığı, 23 gazeteciye soruşturma açıldığı belirtilerek Ocak ayında yaşanan ihlaller şu şekilde sıralandı:

  • 2 Ocak'ta yetkililer Hatay'daki yolsuzlukla ilgili haberi nedeniyle gazeteci Aslıhan Gençay hakkında soruşturma başlattı. Gençay'ın haberine erişim engellendi ve dezenformasyon yasasının ihlali de dahil olmak üzere, araştırmacı gazeteciliği bastırmaya yönelik bir girişim olduğu aşikar olan birçok suçla itham edildi.
  • 7 Ocak'ta Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Kobani davasının karar duruşmasını takip eden 21 gazeteci hakkında soruşturma başlattı. Gazeteciler, izinsiz fotoğraf çektikleri iddiasıyla potansiyel para cezalarıyla karşı karşıya kaldılar. Bu da haberciliği etkili bir şekilde suç haline getiren bir hareket.
  • 17 Ocak'ta, koordineli bir baskı sonucu Reyhan Hacıoğlu, Necla Demir, Rahime Karvar, Vedat Örüç, Velat Ekin ve Ahmet Güneş olmak üzere 6 gazeteci birçok şehirde gözaltına alındı. Bu kişiler, yasal temsile erişim de dahil olmak üzere temel yasal haklardan mahrum bırakıldılar ve daha sonra ifadeleri alınmadan 20 Ocak'ta tutuklandılar. (Not: Ahmet Güneş 4 Şubat'ta serbest bırakıldı.)
  • 21 Ocak'ta Rudaw TV muhabiri Rawin Sterk Yıldız, İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde bir gözaltıyı belgelediği sırada polis müdahalesiyle karşılaştı. Kendisini açıkça gazeteci olarak tanıtmasına rağmen, kamuya açık olayı belgelemesi engellendi.
  • 23 Ocak'ta rahatsız edici bir kararla 5 gazeteci (Yakup Çetin, Ahmet Memiş, Cemal Azmi Kalyoncu, Ünal Tanık, Yetkin Yıldız, Gökçe Fırat Çulhaoğlu) terörle ilgili bir davada, inandırıcı kanıtlar olmamasına rağmen 25 ay ile 6 yıldan fazla hapis arasında değişen ağır cezalar aldı.
  • 24 Ocak'ta gazeteci Eylem Babayiğit'in tutuklanması, “örgüt üyeliği” suçlamasının keyfi olarak kullanıldığını bir kez daha gösterdi.
  • 28 Ocak'ta, gazeteciler Barış Pehlivan, Seda Selek ve Serhan Asker'in, bir bilirkişi ile yaptıkları telefon görüşmesini yayınlamalarının ardından gözaltına alınmaları, kamu yararını ilgilendiren konuların haberleştirilmesine getirilen sınırlamalarla ilgili endişeleri artırmıştır. Mahkeme Seda Selek ve Serhan Asker'i adli kontrol şartıyla serbest bıraktı. 28 Ocak'ta, T24 köşe yazarı Şirin Payzın hakkında sosyal  medya paylaşımları üzerinden “terör propagandası” yaptığı iddiasıyla soruşturma başlatılması, ,içi ifadenin gözetiminin ve kriminalizasyonunun endişe verici bir şekilde genişlediğine işaret etmektedir.
  • 28 Ocak'ta, JINNEWS'in eski haber editörü gazeteci Safiye Alagaş'ın mahkumiyeti altı yıl üç ay hapis cezasıyla sonuçlandı. Alagaş halihazırda bir yılını tutuklu olarak geçirdi ve temyizi beklerken şu anda serbest.
  • 29 Ocak'ta Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş, program koordinatörü Kürşad Oğuz ve gazeteci Barış Pehlivan, bir bilirkişi ile yapılan telefon görüşmesini yayınladıkları gerekçesiyle gözaltına alındı. Pehlivan ve Oğuz adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken Toktaş tutuklandı; yetkililer kaçma riski ve delil karartma ihtimalini gerekçe göstererek keyfi gözaltı kriterlerinin endişe verici bir şekilde kullanıldığını gösterdi. Türkiye'nin en büyük özel televizyon kanallarından biri olan Halk TV, eleştirel programlarıyla tanınmaktadır."

İMZACILAR

İmzacı kurumların isimleri şöyle: "Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Avrupa Gazeteciler Birliği (AEJ) Uluslararası, AEJ Belçika, AEJ Bulgaristan, Gazeteciler Cemiyeti, Bulgaristan Helsinki Komitesi, PEN Katalan, Gürcistan Medya, Bilgi ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (CMIS), Gazetecilikte Kadın Koalisyonu (CFWIJ), PEN Danimarka, Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF), Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ), Freedom House, Yabancı Medya Derneği (FMA Türkiye), Gürcistan Gazetecilik Etiği Tüzüğü, IFEX, Index on Censorship, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), PEN İrlanda/PEN na hEireann, Kurdish PEN, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), Medya ve Göç Derneği (MMA), Medya Geliştirme Vakfı (MDF), Netgazeti / Batumelebi, OC Medya, P24 Bağımsız Gazetecilik Platformu, Armãn PEN, PEN Amerika, Bosna Hersek PEN Merkezi, PEN Esperanto, PEN International, PEN Melbourne, PEN Norveç, PEN Québec, PEN İsveç, PEN Türkiye, İlerici Gazeteciler Derneği (PJA), San Miguel PEN, Güney Doğu Avrupa Medya Organizasyonu (SEEMO), Yurtdışındaki Vietnamlılar PEN Merkezi, Yapay Gündem.” (MA)

Evrensel'i Takip Et