Depremzede Fatma anahtarını aldı ama taşınamıyor
Depremin 2. yılında konteyner kentlerde yaşayan yurttaşlar, bir an önce evlerine kavuşmayı bekliyor. Fatma da kendisine ev çıkmış olsa da eksiklikleri tamamlanmadığı için evine taşınamıyor.
Kıvılcım Eftelya
Malatya
Depremin ikinci yılında konteyner kentlerde yaşayan yurttaşlar, bir an önce evlerine kavuşmayı bekliyor. Samanköy Konteyner Kent'te yaşayan Fatma da kendisine ev çıksa da henüz eksiklikleri tamamlanmadığı için evine taşınamıyor.
Evli ve 5 çocuğu da okuyan Fatma, bu konteyner kentte TYP ile güvenlik görevlisi olarak 9 ay boyunca çalışmış. Ancak 9 ay sonra işine son verilince zor bir süreçten geçen Fatma, “ Ben çalışırken 1500 kişi arasından TYP alımı yapıldı. Ben işten çıkınca bir ay sonra eşim TYP ile işe girdi. Şu an geçinmeye çalışıyoruz ama yine de yetmiyor. Sonuçta asgari ücretle çalışıyor ve 5 öğrenci var, yettiremiyoruz” diyor.
“EVİMİZE TAŞINMAK İÇİN BU BELGEYİ BEKLEMEK ZORUNDAYIZ”
İkizce'de yapılan deprem konutlarından kendisine ev çıkan Fatma, “Anahtarımızı aldık. Evimize gidip baktık. Ama şu an elektrik, su ve doğalgaz yok. Onun için bir belge bekliyoruz. Ancak bize kesin bir tarih verilmedi. Mesaj gelir gelmez buradan belgenizi alırsınız ondan sonra elektrik, doğalgaz, su aboneliklerini yaparsınız dediler. Şu an evimize taşınmak için bu belgeyi beklemek zorundayız. Haber bekliyoruz ”diyor.
Bu konutlardaki doğalgazın merkezi sistem olmasının kendisini endişelendirdiğinden bahseden Fatma, “Bunu nasıl ödeyebiliriz, nasıl yapabiliriz diye düşünüyorum. Sonuçta eşimin de işi devamlı değil, 6-9 aylık bir iş. O da işten çıktıktan sonra biz ne yaparız” diyor.
“EV ÇIKTI AMA EVE KOYACAK EŞYA YOK”
Depremden sonra evinden eşyalarını çıkaramayan Fatma, “Ev çıktı ama eve koyacak eşyam yok. Devlet bizden eşya yardımı için başvuru aldı ama bir dönüş yok. Yine de dört gözle evimi bekliyorum. 2 senedir ev ortamından uzak olduğumuz için ben ve çocuklarımın psikolojisi bozuk. Eşyam bile olmasa kendimi o eve atmak istiyorum” diyor.
“ORADA OKUL, MARKET YOK”
İkizce'nin Malatya merkeze çok uzak olmasından yakınan Fatma, “Orada okul yok, market yok. Ulaşımı, otobüs saatleri nasıl ona dair de hiçbir bilgimiz yok.Tamam orada kalacağız ama dağ başındayız. Biz oraya gideceğiz ve benim çocuklarım okuyor. Nasıl gidecekler okula? Benim gücüm yetmez servis tutmaya. Benim 1 değil, 5 öğrencim var. Bir tane olsa bir şekilde bakarsın bir çaresine”diyor.
“BİR KONTEYNERDE 8 KİŞİ YAŞAMAK ÇOK ZOR”
Bu kışı da konteynerde geçirmek zorunda olduklarından ve bu konteynerde 8 kişi yaşadıklarından bahseden Fatma, “Bir konteynerde 8 kişi yaşamak çok zor. Sonuçta çocuklar da büyük. En büyüğü 19 yaşında, en küçüğü 13 yaşında. Onlar da stres sıkıntı yapıyorlar. 'Anne bize ait bir odamız yok, anne biz burada sıkılıyoruz, her gün aynı şeyi yaşıyoruz' diyorlar. Ben de onlara beklemek zorunda olduğumuzu anlatıyorum. Gerçekten onları da anlıyorum. Çünkü gençler sonuçta, kendilerine ait bir oda olmasını isterler”diyor.
Evin ekmek ihtiyacını gidermek için sacda ekmek pişirdiğini anlatan Fatma, “Sonuçta kalabalık aileyiz 8 kişiyiz. Ekmek alsak yetiştiremiyoruz. Çünkü günde 100 TL ekmeğe gidiyor. Yeri geliyor krediden çekiyoruz yetmiyor. O yüzden eşime 'evde ekmek yapalım ancak o şekilde biraz idare edebiliriz' dedim” diyor.
Konteynerde ısınma sorunu yaşadıklarına değinen Fatma, “2 peteği yakıyoruz ama ısıtmıyor. O kadar kalabalık olmamıza rağmen konteyner ısınmıyor. Ekstra küçük elektrikli ısıtıcımız var. Ancak onu da çalıştırınca ısınıyor”diyor.
“ELEKTRİK SABAH GİDİP AKŞAM GELİYORDU”
Konteynerde her şeyin elektriğe bağlı olduğunu ve elektrik kesintisi olduğu anda hayatın durduğunu söyleyen Fatma, "Sıcak suyun, ocağın, ısıtıcın elektriğe bağlı. Geçen yıl çok fazla elektrik kesintisi yaşadık gerçekten çok kötüydü. O kadar AFAD'a şikayette de bulunduk, 'arıza var' deyip geçiştiriyorlardı. Elektrik sabah gidiyordu, akşam geliyordu. Konteyner buz kesiyordu. Çocukları battaniyenin altına koyuyordum” diyor.
Son olarak bize bir gününden bahseden Fatma, “Çocukları okula gönderirim, ekmeğimi yaparım, temizliğimi yaparım, yemeğimi yaparım. Ev işlerini yetiştirmeye çalışırım. Aslında yetiştirmek değil koşuşturmaktır benimki. Akşam 5'e kadar tüm bu işleri yetiştirmem lazım” diyor.
Evrensel'i Takip Et