EMEP Hukuk Bürosundan DDK raporu: AYM’den ümitli olmamak gerekir
Emek Partisi Hukuk Bürosu, Devlet Denetleme Kuruluna belediyelerden meslek örgütlerine kadar uzanan görevden uzaklaştırma yetkisi verilmesine dair iktidarın 8 yıldır süren çabasını değerlendirdi.
![EMEP Hukuk Bürosundan DDK raporu: AYM’den ümitli olmamak gerekir](https://staimg.evrensel.net/upload/dosya/276755.jpg)
Fotoğraf: Evrensel
Emek Partisi Hukuk Bürosu, Devlet Denetleme Kuruluna (DDK) belediyeler, meslek örgütleri ve birliklerine kadar uzanan görevden uzaklaştırma yetkisi verilmesine dair hazırladığı raporda, iktidarın Cumhurbaşkanlığı sisteminin kurulmasından beri kararname ve yasa teklifleriyle bu düzenleme için neler yaptığını yazdı. AYM’nin bununla ilgili karanrname çıkarılmasını sadece yöntem üzerinden incelediği ve AKP’nin bu yüzden Meclisten yasa geçirdiğine dikkat çekilen raporda, DDK’nin artık doğrudan siyaseten müdahale etme aracı olduğu vurgulandı.
Saray 8 yıldır DDK yetkisi peşinde
2017’de yapılan anayasa değişikliğiyle tek adam rejimine geçilince, Anayasa’yla düzenlenen bazı konularda “Cumhurbaşkanlığı kararnamesi” çıkarma yetkisi verildiğine dikkat çekilen rapora göre, yeni rejimin Anayasa’sının 108. maddesiyle DDK işleyişi, üyelerinin görev süresi ve diğer özlük işlerini düzenleme yetkisi de yine cumhurbaşkanına verildi. Fakat öncekinden farklı olarak kurumlar üzerinde inceleme, araştırma ve denetleme yanında idari soruşturma yapabilme yetkisi DDK’ye verildi. Oysa 2017 öncesinde siyasi etkilerin dışında kalabilecek bir kuruluşa ihtiyaç olduğu gerekçesiyle DDK kurulmuştu.
Referandumdan sonra niyet meydana çıktı
Ancak referandumdaki değişikliklerinin sisteme uyarlanması gerekçesiyle çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde DDK’nin yetkilerine “Görevden uzaklaştırma tedbiri uygulayabilir veya yetkili makamlara önerebilir” ibaresi eklendi.
AYM kararname bozdukça, AKP kanun getirdi
AYM, CHP’nin başvurusu üzerine bu yetkinin, dernek kurma hakkına yönelik bir sınırlama niteliğinde olduğu sonucuna vardı. AYM’nin usulen incelediği bu kararın ardından AKP, maddeyi değiştirmeden, aynı biçimiyle kanun teklifi olarak sundu. Ayrıca AYM’nin iptali üzerine yine Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılarak DDK’nin görev alanları “…Vakıflarda, kooperatiflerde, birliklerde ve bu kurum ve kuruluşların her türlü ortaklık ve iştiraklerinde” ibaresiyle genişletildi. CHP’nin yine itirazı üzerine AYM, dernekler dışında sıralananları “belirsizlik” ve “temel hak özgürlükler” gerekçesiyle iptal etti.
AKP, AYM’nin yalnızca usul yönünden verdiği iptal kararlarını, kararname yerine kanuni düzenlemeler yaparak aşma yolunu seçti. AYM esasa ilişkin inceleme yapmadığından iptal edilen yöntemi değiştirerek düzenlemeyi Meclisten geçiren iktidarın tutumu, aslında tek başına “Kural tanımazlık” olarak değerlendirilemez.
Peki buna rağmen AYM düzenlemeleri iptal edebilir mi? Daha önce verilen kararların gerekçesi dikkate alındığında çok ümitli olmamak gerekir. Çünkü Anayasa, özellikle “idari soruşturma yapma” yetkisini bizzat düzenlemiştir. Fakat “görevden alma” yetkisi yönünden daha önce “Temel-siyasi hak ve özgürlüklere ilişkin olduğu” değerlendirmesi, esas incelemesinde bir ihtimal değerlendirilebilir.
Yeni kanuni düzenleme ve daha önce çıkarılan CBK’ler birlikte düşünüldüğünde DDK Anayasa, Kanun ve CBK’deki düzenlemeler dikkate alındığında; seçilmiş ya da atanmış herhangi bir kamu görevlisi dahil baro, dernek, sendikalarda görevli kişiler hakkında idari soruşturma açıp, bu kişileri geçici olarak görevden alabilecektir. Bu geçici sürenin belirli bir sınırı soruşturma süresidir.
DDK kurumların yürüttüğü idari ve yargı soruşturmaları ve bunların aksi olası sonuçlarını beklemeden doğrudan siyaseten müdahale etme aracıdır. Eskiden çok zor olan kişinin kamu görevinden uzaklaştırılması uygulamasının olağan hale getirilmesi ve bunun tek adamın iki dudağı arasında olması uygulamasıdır. (Evrensel)
Evrensel'i Takip Et