Yenimahalle’de dönem açılışı

Hüseyin DOĞAN

Yenimahalle/Ankara

Yenimahalle’den iki arkadaşımızla önümüzdeki dönemden beklentilerini, önceki dönemde yaşanan belli başlı sorunlara dayanarak, bunların sebeplerini ve çözüm yollarını da tartışmaya çalışarak konuştuk.

“ÇARŞAMBADAN BELLİDİR PERŞEMBENİN GELİŞİ”

“Çarşambadan bellidir perşembenin gelişi” yorumlaması, haklı olarak tartışmalarda hakim, dolayısıyla öne çıkan diyaloglar genelde geçmiş dönemde yaşanan sıkıntılar etrafında şekilleniyor. Arkadaşlarımızdan biri mezun senesinde, dönem açılışında dershane ücretlerinin sırtımıza yük olmasından oldukça şikayetçi. Bir yıllık süreç içinde eğitim için de temel taşlardan olan ve ayrı düşünülemeyecek beslenme ihtiyacımızdan mahrum kaldığımızı ve ulaşmamızın gittikçe zorlaştığını söyledi. Yine bu süreçte kaynak kitap alamadığımız için mecburen siyah beyaz çıktılarla ders çalışmak zorunda kaldığımızı ve bunun da eğitim kalitemizi olumsuz etkileyen faktörlerden biri olduğunu belirtti. Bunun yanı sıra mezun öğrencilerin abonman ve öğrenci kartlarından faydalanamaması üzerimizdeki ekonomik yükü daha da arttırıyor dedi. Diğer büyük sorunu ise elbette sınav stresi ve gelecek kaygısı. Özellikle ailemizden ve çevremizden sıkça “bir yıl için hayatındaki her şeye ara ver” minvalinde öğütler duyar hâle geldik. Arkadaşımız da bu yüzden ister istemez hayatını erteleme ve her şeyden kendini soyutlama fikrinin zaman zaman aklına düştüğünü söyledi. Bu sözler, sahte hayaller uğruna hayatımızı nasıl ertelemek zorunda bırakıldığımızın bir örneği olmakla birlikte yaşadığımız kaygı bozuklukları, stresli günlerimiz ve haberlerde gördüğümüz öğrenci intiharları, bu durumun sonuçlarını her gün gözler önüne seriyor.

Bir diğer arkadaşımız, Mobil Lisesi’nde 12. sınıfta okuyan bir YKS öğrencisi. Okulda sıvı sabun ve tuvalet kâğıdı olmamasından, temizlik görevlilerinin yetersizliğinden dolayı tuvaletlerin kirli kalmasından şikayetçi. Kantin fiyatlarının yüksek olmasından da mustarip olduklarını, bir dönem boykot yaptıklarını ancak yeterli katılım olmadığı için kazanım elde edemediklerini söyledi. Ayrıca MEB kitaplarının YKS için yeterli olmadığını ve ek kaynaklara muhtaç kaldıklarını belirtti. Mezun arkadaşımızla ortak olarak o da sınav sürecinin getirdiği stresi ve bu stresin yaşattığı olumsuzlukları dile getirdi.

MÜCADELE KISA ÖMÜRLÜ OLMAMALI, İZ BIRAKMALI

“Peki bu sorunlara karşı ne yapılabilir?​” diye sorduğumuzda arkadaşlarımızın cevapları değiştirici olanın siyasi olduğunu bilen ama siyasete bakışı ailelerinden ve medyadan gördükleri şekilde, uzak durulacak ve uzak durulmasından da başka bir seçenek olmayan bir şey olarak bakıyorlar. Bu yüzden siyasete ve dolayısıyla kendi hayatlarını kuşatan koşullara karşı duruşları da sosyal medyadaki “reels”ler gibi kısa ömürlü ve esasında asıl cevabı ve tepkiyi vermekten uzak kalıyor. Bu sözlerin çizdiği rota hayatın içinden gelen sorunlarımızın karşısında politik bir duruş sergilemek zorunda olduğumuzu gösteriyor. Yenimahalle’den seslerini duyuran arkadaşlarımızın da katkısıyla bu yazıyı okuyan herkesi mücadeleye, birleşmeye ve 24 saat sonra kaybolmayacak izler bırakabileceğimiz bir mücadeleye, birlikteliklerimizden doğan kuvvetimizle hareket etmeye çağırıyoruz.