7 Şubat 2025 05:31
/
Güncelleme: 05:34

Uzun’a mücadelesini onurlandıran bir veda

Cenazeler, bildiğim kadarıyla, acının sessizliğe dönüştüğü yerlerdir. Ama Uzun Arif’in cenazesi öyle değildi. O gün, başlar öne eğilmedi. Aksine, başlar dimdikti!

Uzun’a mücadelesini onurlandıran bir veda

Burkay Rende/Evrensel

Çınar Deniz TUNÇ

Avusturya

Viyana'da bilgisayar mühendisliği okuyorum ve aktif olarak DIDF derneğinde gençliğin örgütlenmesinde görev alıyorum. Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz değerli abimiz, yoldaşımız Erol Büyükkaraca’nın cenazesine katılma fırsatım oldu.

ONURLU BİR YAŞAM, ONURLU BİR VEDA

Cenazeler bana hep ağır gelmiştir. Bir insanın son yolculuğuna eşlik etmek elbette anlamlıdır. Ama o ortamın kasveti, hüzün dolu sessizliği, insanın içini kemiren burukluğu beni hep huzursuz etmiştir. Bu, Uzun Arif’in (Erol yoldaşın) geçtiğimiz hafta sonu Almanya’daki cenazesine kadar böyleydi. Cenazeler, bildiğim kadarıyla, acının sessizliğe dönüştüğü yerlerdir. Ama Uzun Arif’in cenazesi öyle değildi. O gün, başlar öne eğilmedi, gözler yere bakmadı. Aksine, başlar dimdikti! İnsanlar Uzun Arif’i, bir sınıfın kahramanını, gurur ve sevgiyle son yolculuğuna gönderdiler. Bir cenazeden çok, bir miting gibiydi, onun dolu dolu yaşanmış hayatını onurlandıran bu veda. Uzun abiyle tanışmak ya da onunla sohbet etmek gibi bir şansım olmadı. Ama ardından söylenen o güzel sözleri duydukça, insanların ona olan sevgisini ve saygısını gördükçe, sanki çok yakın bir abimi kaybetmişim gibi hissettim. Onun hikâyesine, geride bıraktığı bu eşsiz mirasa imrendim. Öyle bir yaşam sürmüş ki, herkesin kalbinde anlamlı izler bırakmış. İnsan böyle bir vedayı düşünmeden edemiyor. Uzun abinin geride bıraktığı o güzel anılar, temiz isim ve sevgi dolu sözler... İnsanların onu coşkuyla ve saygıyla uğurlaması... İnsanı imrendiren ve hayran bırakan bir şey. İşte bir ömürden geriye kalacak en kıymetli şey bu olsa gerek. Bir insan başka nasıl yaşadım der ki...

Evrensel'i Takip Et