7 Şubat 2025 05:39
/
Güncelleme: 05:41

Yaşayamadan ölenlerin coğrafyası

Yaşanan bütün ihmallere rağmen iktidar medyası, yayın yasakları ve hedef gösterme çabalarıyla can kayıplarının üzerini örtmeye çalıştı.

Yaşayamadan ölenlerin coğrafyası

Fotoğraf: DHA

Ebrar DEMİR

Çanakkale

Son yıllarda Türkiye’de yaşanan felaketler bir örüntüye girmiş durumda. Önce rakamları görüyoruz. Felaketin boyutunu anlatan bu rakamlar, dehşetin boyutunu göstermesi yönüyle de bize çarpıcı geliyor. Sonrasında birkaç güne unutacağımız bir yas durumuna giriyoruz. Bu rakamlar sayesinde felaketi bir ölçeğe oturtuyor ve duruma göre kısa süreli bir duygu seçiyoruz kendimize.

İHMALLER SAYMAKLA BİTMİYOR

Felaketin nedeni, klasikleşmiş ve artık kimsenin şaşırmadığı bir ihmaller zinciri üzerine kuruluyor. Bu felakette de birçok ihmal vardı. Yanan otelin bulunduğu bölgede, yani Kartalkaya’da, herhangi bir itfaiye birimi yok. Bunun fark edilmesiyse ancak 2000 yatak kapasiteli bir otelin yanmasıyla gerçekleşti. Yangında bütün gözlerin aradığı itfaiye ekipleri, görgü tanıklarının ifadelerine göre olay yerine yaklaşık 1-1,5 saat sonra ulaşabildi. Ayrıca, yeni yönetmeliğe göre ruhsat verilebilmesi için itfaiyenin erişimini sağlamak adına ring yolunun bulunması gerekiyor. Ama bilin bakalım bu otelde ne yok? Bir diğer ihmal ise otelde bulunan yangın alarmlarının çalışır durumda olmayışıydı. Otelden sağ kurtulan kişilerden bazıları, ifadelerinde gece saat üç sularında yaşanan yangını koku sayesinde fark ettiklerini söylediler. Ayrıca oteli terk edene kadar herhangi bir uyarıcı nitelikteki sesin olmadığını belirttiler. Bir alarmın olmayışı, birçok canın yitirilmesine neden oldu.

Peki, yangın merdiveni yok muydu? Yangının söndürülmesinin ardından paylaşılan görüntülerde gördük ki; otelin iç kısmında bir, binanın girişine yakın sağ ve sol tarafta iki adet yangın merdiveni bulunuyordu. Fakat, zaten içi yanan bir otelin içerisinde bulunan yangın merdivenlerinin ne kadar yararı olabilir? Paylaşılan görüntülerde görüldüğü üzere bir yangın merdiveni dumanlarla çevriliydi, diğeriyse ateşler içinde yanıyordu. Eğer yangın merdivenleri içerideyse, yangından korunmak adına yağmurlama sistemi olmalı. Bu sistem en azından yatak sayısı 200’ü geçen otellerde zorunludur. Tabii bu otelde yatak sayısı 2000 olmasına rağmen bu sistem mevcut değildi. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Bolu İl Koordinasyon Kurulu da yaptığı açıklamada, yönetmeliğe göre böyle bir zorunluluğun bulunduğunu ve Kartalkaya yangınında açık bir ihmal olduğunu vurguladı.

2007 yılında bu konuyla ilgili bir yönetmelik yayınlandı. Bu yönetmelik, binaların yangından korunması içindi. Fakat bu yönetmelikte 2012 yılında bir değişiklik gerçekleşti. Resmî Gazete’de yayımlanan bir Bakanlar Kurulu kararı ile birlikte, itfaiye ekiplerinin projeleri inceleme ve gerekli görüş verme yetkileri tamamen kaldırıldı. Yönetmeliğin 6. maddesinde itfaiye birimlerinin görüşünün ardından gerekli birimler tarafından ruhsat verilebilmesi mevcuttu. Yeni kararla bu durum gerekli birimler tarafından herhangi bir görüş alınmadan ruhsat alabilmeyi mümkün kıldı.

Bunlar, sadece ihmallerin bazılarıdır. Asıl denetimin ruhsat verme sırasında yapılması gerekirken, ihmalleri saklamak adına bilmemiz gerekenler üzerinde uygulanıyor. Felaket yıkıcı etkisini sürdürürken bir umut ışığı aradığımız bu dönemde, doğru bilgi ile aramıza kalın bir duvar örülüyor. Yayın yasağının uygulandığı zaman diliminde hiçbir uzman görüşü, röportaj, yorum ve görüş içeren bir bilgi alamadık. Yayınlanan otel görüntülerinde üzüntülü halleriyle röportaj vermeye çalışan, bir umut arayan yaralı yürekler susturuldu. Olayın nedeni kahvaltı hazırlamak için mutfağa giden dört kişilik bir ekibin, kızgın yağın tutuşmasının ardından alevlerin üzerine su atması olarak belirtildi. Gerçekten tek suçlu onlar mıydı?

HAFIZAMIZI DA ÖFKEMİZİ DE TAZE TUTMALIYIZ

Medyada suçu üzerinden savma ve yeni gündem oluşturma çabaları olayları sindirilebilir bir hâle getiriyor. Zaman içerisinde yaşanan yeni olaylar gündem kalabalığı yarattığından acıların üzeri, bir daha neredeyse hiç açılmamak üzere kapatılıyor. Tüm bunların ardından unutmanın kaçınılmaz etkisiyle yarım kalan hikayeler ve ihmaller sonucu kaybedilen hayatlar, başka olayların ve dosyaların tozlu sayfalarında yerini alıyor. Bu olay da kimsenin hesap vermeden elini kolunu sallayarak gezmesi, diğer birçok olayda da olduğu gibi, ile sonlanıyor. Sorumluların cezalandırılmasını isteyen ve bunun için o dönemde paylaşımlar yapan bireyler tabii ki bulunuyor. Sadece sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımların gerçekten sorumluların cezalandırılmasını sağlayacak kadar etkili olup olmadığı tartışılır tabii.

Bu örüntüyü ve ihmaller zincirini kırmak zorundayız. Bireyin kendisini sorgulamasını ve suçlu hissetmesini sağlayan açıklamaların etkisinde kalmadan, gerçekçi düşünmeliyiz. Aksi halde bunun gibi ve belki bundan çok daha büyük olaylar yaşamamız kaçınılmaz. Böyle devam ederse, yaşanan olaylar normalleşecek ve nedenlerin yeterince konuşulmaması doğrultusunda gerekli cezaların uygulanmadığı bir ülke haline geleceğiz.

Doğal afetlerden elbette ki kaçamayabiliriz. Ancak 6 Şubat depreminden de deneyimlediğimiz üzere, gerekli tedbirler alındığında can kayıpları azaltılabilir. Bunu sağlamakla görevli birimler görevlerini yerine getirmediler. Ceza alacaklar mı? Bugüne kadar yaşanan olaylarda ceza alan kişilere bakıldığında, bu sorunun cevabını bulmak çok da zor olmayacaktır. Aslında yaşanan tüm felaketler birer yol göstericidir. Gelecekte yaşanabilecek bu gibi olaylar için önlem alınması ve ders çıkarılması adına büyük bir uyarı niteliğindedir.

21 Ocak tarihinde bir yangın yaşadık. Birçok paylaşım yapıldı. Suçlu olarak gerçek sorumlular değil, olayla alakası olmayan bireyler gösterildi. Kişilerin haberlere erişimi engellendi. Çözüm arayan bireylerin önüne birçok engel çıkarıldı ve vazgeçirildiler. Alevlerin arasında sadece o otele tatil için gidenlerin canları yanmadı, hepimizin canı o alevler arasında kalarak yandı.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kadın işçiler devlere karşı

Kadın işçiler devlere karşı

Chinatool grevi, ücretleri eriten Şimşek programının arkasında dizilenleri gözler önüne seriyor: Programın uygulayıcısı iktidar, programdan güç alıp %25 zam dayatan Chinatool ile Şimşek’in kapısını aşındırdığı Chinatool’un ortağı uluslararası finans tekeli HSBC... Küçük parçaların üretimi için küçük elleri kullanılan kadın işçiler, bu dev ittifaka sendikalarıyla kafa tutuyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
İmamoğlu’ndan belediye operasyonlarına tepki: Sandık gelecek, bir kişi gidecek, her şey değişecek.

Evrensel'i Takip Et