7 Şubat 2025 06:08
/
Güncelleme: 08:38

1922’den 2024’e Nosferatu: Aşk, dehşet, düzen

Sessiz sinemayı modern gotik sinemayla birleştiren bir soluk niteliği taşıyan Nosferatu, sadece bir korku filmi değil aynı zamanda burjuva düzenini simgeleyen bir eser.

1922’den 2024’e Nosferatu: Aşk, dehşet, düzen

Nosferatu (2024)

Nuran Ödül ERCAN
Zeynep Gülüş ÖZDEMİR
Şişli/İstanbul

F.W. Murnau’dan 1922 yapımı Nosferatu, Bram Stoker’ın Dracula romanının telif haklarını alamayan Alman dışavurumcu sinemasının kült bir uyarlaması. Filmin başlıca özelliği, Max Schreck’in hayat verdiği Kont Orlok karakterinin, klasik vampir tasvirlerinden farklı olarak yarı fareyi andıran tüyler ürpertici bir görünüme sahip olması. Gölgeler, abartılı mimikler ve gotik atmosferiyle Nosferatu, sessiz sinemanın en ürkütücü ve unutulmaz örneklerinden biri.

"Nosferatu" kelimesinin kökeni kesin olarak bilinmemekle birlikte en yaygın teoriye göre Romanya ve Balkan folkloruna dayandığı düşünülüyor. Dracula’da geçen bu terimin 19. yüzyıl İngiliz gezgini Emily Gerard’ın Transilvanya mitleri üzerine yazılarından alındığı tahmin ediliyor. Asıl kökeninin Rumence “nesuferit” (kutsanmamış, lanetli) kelimesine dayandığı düşünülüyor.

GÖLGELERLE BOĞUŞMAK

2024 yılındaysa Robert Eggers tarafından yeniden yorumlanan film, orijinalindeki gotik korku öğelerini koruyarak modern bir anlatımla sunuluyor. Eggers, tarihsel atmosferi ve karanlık sinematografisiyle tanınan bir yönetmen olarak, 1922 versiyonunu günümüz sinema teknolojisiyle harmanlıyor. Yönetmen aynı zamanda bu filmin hikayesini, ana karakterimiz Ellen'ı merkezine alarak anlatmak isteyerek karakterlerin nasıl gerçek insanlara dönüştürebileceği üzerinden ilerletmiş. Hikâyeye yeni bir bakış açısı getirip karakterleri derinleştirmesi çok etkileyici.

Orijinal filmde Ellen, klasik korku anlatılarındaki kurban figürünün ötesinde, Orlok’un lanetini sona erdiren kilit bir karakterdir. Filmin en unutulmaz anlarından biri, Ellen’ın vampiri oyalayarak şafak vaktinde yok olmasına neden olduğu sahnedir. Orijinal Dracula romanındaki Mina Harker karakterinden esinlenilen Ellen, gotik anlatıda fedakârlık ve trajedinin simgesidir.

Eggers’ın versiyonundaysa Ellen daha derinlikli ve bağımsız bir karakter olarak ele alınıyor. Yönetmenin daha önceki filmlerindeki güçlü kadın karakterler göz önüne alındığında, yeni Ellen figürünün korku içindeki edilgen bir kurban yerine, hikâyeye daha aktif biçimde yön veren bir karakter. Yani 1922’deki trajik kahramanlık motifinin, 2024’te modern bir psikolojik korku yaklaşımıyla yeniden yorumlandığını söyleyebiliriz.

Ellen’ı hep bir buğulu figür, bir gölgeyle boğuşurken görüyoruz. Çocukken yaşamaya başladığı kâbuslar ve uyurgezerlik durumu gerçek aşkı, eşi olacak Thomas’ı bulmasıyla sona erecek gibi olsa da evliliğinin sabahında tüm kâbusları yeniden yaşamaya başlıyor. Bununla birlikte gölge de geri dönüyor ve Ellen eski yalnızlığıyla baş başa kalıyor. Gölge, yani Orlok, yani Nosferatu.

Burada Nosferatu'yu savaş sonrası faşizmin rahatsız edici bir hayaleti olarak değerlendirebiliriz. Çünkü film çekildiğinde Almanya, I. Dünya Savaşı’nın yıkıcı etkilerini yaşıyordu, Adolf Hitler ve Nazi Partisi’nin güç kazanarak daha sonra ele geçireceği Weimar Cumhuriyeti dönemiydi.

VEBA NASIL SONLANACAK?

Nosferatu kelimesinin kökeni için en yaygın teorinin Rumence’den geldiğini belirtmiştik. Bazı kaynaklarsa Yunanca “nosophoros” kelimesinden türediğini öne sürer ve bu hastalık taşıyan veya veba getiren anlamına gelir. Vampirler de genellikle hastalıkla ilişkilendirildiğinden Orlok; veba getiren, herkesi evlerinden taşınmaya iterek burjuva düzenini temsil eden bir varlık olarak tasvir ediliyor. Vebadan en çok etkilenense her zamanki gibi halk oluyor, toplum kaosa sürüklense de en büyük zarar yoksulun oluyor. Orlok'un vebayı yayması için gönderdiği fareler, halkın üzerinde baskı kuran burjuvaları temsil ediyor diyebiliriz. Tıpkı Karl Marx'ın kapitalistler için “kan emici vampirler” demesi gibi.

İşte bu vampir alegorisiyle Ellen’ın karakterinde bazı anlamlar ortaya çıkıyor. 19’uncu yüzyıl yasalarına göre, kadınların kocalarının mülkü olduğu, baskılandığı bir dönemde Orlok, bu baskılara karşı Ellen’ın içinde oluşan bir güç ve utanç, kendini kabul edememe gibi duygulardan türüyor. Bu güç sürekli şiddetli ataklara ve sinir krizlerine yol açıyor.

Filmin başında da yardım için ağlayan Ellen, kabul görmeyi beklerken Orlok’la, yani utancıyla yüz yüze geliyor. Utanç onu karanlığa gömüyor, Ellen da gölgeye yani zihnine haykırıyor. Cinsiyetinden dolayı toplum tarafından baskılanan bir kadın, çözümü kendini suçlamakta görüyor. Vücudu ise buna titremeler ve hastalıklarla cevap veriyor. Ellen kendini kabul ettiğindeyse, Orlok da ülkedeki veba da son buluyor; güneş tekrar açıyor.

Sessiz sinemayı modern gotik sinemayla birleştirerek hem bir saygı duruşu hem de yeni bir soluk niteliği taşıyan Nosferatu, hikâyenin çıkışından beri yaklaşık 200 yıl geçmiş olmasına rağmen aynı baskıların geçerli olduğunu bize hatırlatıyor.

Eggers'ı tebrik ediyor ve Engels'ten bir alıntıyla yazımızı sonlandırmak istiyoruz.

“Bir kadını asla parayla ya da başka bir toplumsal güç vasıtasıyla satın almamış olan yeni bir erkekler kuşağı; ve kendini, gerçek aşktan başka hiçbir nedenle bir erkeğe vermeyecek ya da bunun iktisadi sonuçlarından korkarak kendini sevdiği kimseye vermekten vazgeçmeyecek olan yeni bir kadınlar kuşağı. İşte bu insanlar dünyaya geldiği zaman, bugün onlara nasıl davranmaları gerektiği üzerine düşünülen şeylere hiç kulak asmayacaklar kendi pratiklerini ve herkesin pratiğini ona göre yargılayacakları kamuoyunu kendileri yaratacaklardır -nokta.”

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kadın işçiler devlere karşı

Kadın işçiler devlere karşı

Chinatool grevi, ücretleri eriten Şimşek programının arkasında dizilenleri gözler önüne seriyor: Programın uygulayıcısı iktidar, programdan güç alıp %25 zam dayatan Chinatool ile Şimşek’in kapısını aşındırdığı Chinatool’un ortağı uluslararası finans tekeli HSBC... Küçük parçaların üretimi için küçük elleri kullanılan kadın işçiler, bu dev ittifaka sendikalarıyla kafa tutuyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
İmamoğlu’ndan belediye operasyonlarına tepki: Sandık gelecek, bir kişi gidecek, her şey değişecek.

Evrensel'i Takip Et