8 Şubat 2025 04:51

Abdullah Zeydan Evrensel'e konuştu: "Bu dava Van'ın iradesine çökme girişimi"

11 Şubat'ta görülecek dava öncesi Evrensel'e konuşan Abdullah Zeydan "Bizler sonuna kadar demokrasiyi, hukuku, adaleti, halkın iradesini koruyacağız. Temennimiz bu uygulamalardan vazgeçmeleri" dedi.

Abdullah Zeydan Evrensel'e konuştu: "Bu dava Van'ın iradesine çökme girişimi"

Fotoğraf: Fatih Polat/Evrensel

Elif Ekin Saltık
ekinsaltik@gmail.com 


Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkâri milletvekiliyken 4 Kasım 2016’da gözaltına alınıp tutuklanan, 6 Ocak 2022’de tahliye edilen Abdullah Zeydan’ın “Terör örgütüne yardım etmek” suçlamasıyla yargılandığı davanın karar duruşması 11 Şubat’ta görülecek.

8 yıldır süren dava, Zeydan’ın 31 Mart yerel seçimlerinde Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı seçilmesiyle yeniden başlamıştı. Karar öncesi gazetemize konuşan ve davanın Kürt siyasetçilerine yönelik sürdürülen kumpas davalarından biri olduğuna vurgu yapan Zeydan, “Bu dava Van halkının iradesine çökme girişimidir. Ancak sonuna kadar demokrasiyi, hukuku, adaleti, halkın iradesini koruyacağız” dedi.

31 Mart yerel seçimleri sonrası iki dönemdir uygulanan kayyıma karşı Kürtlerin, Türkmenlerin, Ermenilerin, Arapların irade ortaya koyduğuna işaret eden Zeydan, 31 Mart seçimleri sonrasını şu sözlerle değerlendirdi: “Halklar kayyım politikalarını çok net bir şekilde reddetti. Van’da 14 belediyenin 14’ünü partimizin kazanması ve yüksek oy oranlarıyla halkın bu yönlü bir irade ortaya koyması kayyıma karşı net bir cevaptı. Demokratik yollarla baş edemedikleri bir iradeye, yargı kumpaslarıyla çökme çabası içine giriyorlar. Bugün sürdürülen kayyım politikaları, baskılar, tutuklamalar, siyasi davalar 85 milyon yurttaşın iradesine, hukuka, adalete karşı bir gasp girişimidir.”

‘Umarız bu yanlıştan dönerler’

31 Mart sonrası iktidarın, bütün bu süreçlerden ders çıkararak hukuk dışı uygulamalardan vazgeçmesi beklentisinde olduklarına dikkat çeken Zeydan, “Maalesef iktidar bu politikasını devam ettiriyor. Bir avuç insanın dışında hiç kimseye fayda getiren bir uygulama değil. Sıkılı yumrukların diyalog eline dönüştüğü bir süreçte, 85 milyon yurttaşa kaybettiren çatışmalı sürecin ortadan kalkıp toplumsal barışın sağlandığı, gençlerimizin yaşamını yitirmediği, halkımızın ekonomik refah düzeyinin yükseldiği, özgür yaşam iradesinin hayat bulduğu bir sürece ihtiyacı var Türkiye’nin. Böylesi bir sürecin ihtimali bile bu kadar heyecan uyandırmışken bir taraftan kayyım atamaları büyük bir çelişkidir. Bunun hiç kimseye bir faydasının olmadığını yerel seçimde de gördük. Umarız geç de olsa bu yanlıştan dönerler” diye konuştu.

‘Halkın iradesini sonuna kadar koruyacağız’

Kürt siyasetçilerin yargı süreçlerine de değinen Zeydan, davaların hukukla, adaletle alakası olmadığına vurgu yaptı. Zeydan karar duruşması görülecek davası ile ilgili de şunları dile getirdi: "Bu davadaki hiçbir delilin maddi boyutunun olmadığına, siyasi iktidarın yargıya talimat vermesi sonucu soyut iddialarla bu davanın açıldığına Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi hükmetti ve Türkiye hükümetini ağır bir şekilde mahkum etti. Bu davalar baştan beri siyasetin yargıya müdahalesiydi, kumpastı, hiçbir delil doğru değildi. Benim canlı kalkan olduğum ve operasyonları engellediğim, yasaklı bölgeye girdiğim iddiası vardı. Oradan en az 15 kilometre uzak olduğumuzu, orada mahsur kalan sivillerin yaşamlarını yitirmemesi adına kamuoyu oluşturma çabası içerisinde olduğumuzu mahkemede dile getiriyorduk. En nihayetinde mahkemenin atadığı bilirkişi raporu da asker ifadeleri de bizi doğruladı. Rapor savcının iddianamesini çürüten bir tespit ortaya koydu. Dolayısıyla tanıklıklar, bilirkişi raporları beraat gerektiren bir süreci önümüze koyuyor.”

31 Mart seçiminden sonra AKP’li adayın müracaatıyla aynı mahkemenin memnu hakları ortadan kaldıran skandal bir karar verdiğini de hatırlatan Zeydan hem YSK’nin hem Yargıtayın kararı yok hükmünde saydığını belirtti. “AİHM’nin bu kararların siyasal talimatlarla verildiğine hükmettiği kararları varken, dava çürütülmüşken tereddütlerimiz ne yazık ki var” diyen Zeydan son olarak, “Bu dava yeniden Van halkının iradesine çökme girişimidir. Ancak bizler sonuna kadar demokrasiyi, hukuku, adaleti, halkın iradesini koruyacağız. Temennimiz uygulamalardan vazgeçmeleri ve halkın seçilmişlerine görevlerini iade etmeleridir” diye konuştu.

Evrensel'i Takip Et