Ercan İpekçi: Gazetecilerin tutuklanmasıyla toplum cezalandırılıyor
İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi, "Basına Yönelik Hak İhlallerini İzleme Merkezi Komisyonu" kurdu. Kurucu üye Ercan İpekçi "Bir gazeteci cezaevindeyse bir toplum hapsedilmiş olur” dedi.
![Ercan İpekçi: Gazetecilerin tutuklanmasıyla toplum cezalandırılıyor](https://staimg.evrensel.net/upload/dosya/283926.jpg)
Fotoğraf: MA
Ankara - İHD Ankara Şubesi Basına Yönelik Hak İhlallerini İzleme Komisyonu kurucu üyesi Ercan İpekçi, “Bir gazeteciyi cezaevine koyduğunuzda, bir toplumu hapsetmiş olursunuz” diyerek ortak mücadele çağrısı yaptı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi Basına Yönelik Hak İhlallerini İzleme Komisyonu kurucu üyesi Ercan İpekçi, komisyonun işleyişi, basına yönelik baskıları ve Kürt sorununun demokratik çözümüne dair yürütülen tartışmalara ilişkin MA’ya konuştu.
Komisyon kurulma amaçlarının gazeteciliğin faaliyet alanlarında yaşanan hak ihlallerini takip etmek olduğunu söyleyen İpekçi, “2024 yılından itibaren bir çalışma başlattık. Gazetecilik faaliyetleri, gözaltılar, soruşturmalar, erişim engelleri, haber sitelerinin kapatılması ve kısıtlanması, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından uygulanan cezalar veya Türkiye'yi yönetenler tarafından gazetecilere ayar verme çalışmaları gibi ihlalleri kayıt altına alacağız" dedi.
Adalet Bakanı’na yanıt: Gazetecilikten tutuklanıyorlar
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un “Gazetecilikten tutuklamıyoruz” sözlerini hatırlatan İpekçi, “Bu ifade zaten zorlama bir suç isnadıdır. Arkadaşlarımız hapisten çıktıktan sonra da yine gazetelerine dönüyorlar ve yine mesleklerini icra etmeye devam ediyorlar. Onların görevi gerçekleri halka ulaştırmaktır. Görevlerini yerine getiriyorlar. Onun dışında terör örgütü faaliyeti şeklinde nitelendirilebilecek, Yargıtay içtihatları çerçevesinde değerlendirilebilecek herhangi bir delil yoktur. Dosyada sadece haberleriyle ilgili olarak suçlanıyorlar. O zaman siz buna gazetecilik faaliyeti değil diyemezsiniz” ifadelerini kullandı.
'Gazeteciyi değil toplumu hapsediyorsunuz'
Medyanın susturulmaya çalışıldığını belirten İpekçi, iktidarın Türkiye'deki herkesi belli konularda haber yapmaktan alıkoyduğunu söyledi. İktidarın yapılanlara “caydırıcı etki” dediğini belirten İpekçi, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında da bu şekilde ifade ediliyor. Bir gazeteciyi hapse koyduğunuz zaman sadece o gazeteciyi değil, siz bütün bir toplumu hapishaneye koymuş oluyorsunuz. Şu anda 50 gazeteci cezaevinde ise siz 50 milyon yurttaşı hapsetmiş durumdasınız. Bu şekilde de baskıcı yönetim, sadece gazeteciyi susturmak hedefiyle değil, bütün toplumu susturmak ve sindirmek amacıyla hareket ediyor” diye konuştu.
‘Özgür bir tartışma ortamı olmalı’
Gazetecilerin gözaltına alınmasına, tutuklanmasına, toplumun sindirilmesine, susturulmasına ve gerçekleri öğrenme hakkının engellenmesine tanık olunduğunu söyleyen İpekçi “Toplumu tek taraflı bilgilendirmeyle ‘benim dediğim olacak, benim istediğim olacak’ dayatmasıyla barış ortamı yaratılamaz. Bir çözüm süreci başlayacak ise önce bunu tartışılabilecek bir ortamın yaratılması lazım. Herkesin, düşüncelerini özgürce ifade edebileceği bir ortamın yaratılması gerekir ki; siz ondan sonra sürecin önünü açabilesiniz. Başka türlü insanlar konuşamazlar, edemezler taleplerini dile getiremezler” diye kaydetti.
Ortak mücadele çağrısı
İpekçi, bütün gazetecilerin ihlallere karşı ortak mücadele etmesi gerektiğine vurgu yaparak, meslek örgütlerinin de ön plana çıkarmaları gerektiğini belirtti. Özellikle de cezaevindeki gazeteciler için adımların atılması gerektiğinin altını çizen İpekçi, "En ağır ihlaller hapishanelerde başladı. Gerekli yasal düzenlemeler cezaevinde olan gazetecilerden başlayarak yapılmalı" diye belirtti. (MA)
Evrensel'i Takip Et