Barış, çözüm için demokratik adımlar atılarak sağlanır
“Halkın, emekçilerin bekleyen pozisyondan çıkıp eşit yurttaşlık başta olmak üzere tüm demokratik taleplerinin karşılanması için bu tartışmalarda daha fazla sözünü söyler hale gelmesi gerekiyor.”
![Barış, çözüm için demokratik adımlar atılarak sağlanır](https://staimg.evrensel.net/upload/dosya/284032.jpg)
Fotoğraf: İnanç Yıldız
Umut Yeğin
umutyegin@gmail.com
Diyarbakır — 13 Ekim’de Diyarbakır’da yapılması planlanan “Tecride Karşı Özgürlük Mitingi” valilik kararıyla yasaklanmış, çevre illerden mitinge katılmak için gelen araçlar engellenmişti. Yasağa rağmen şehrin birçok noktasında yüzlerce insan bir araya gelmişti. AZC Plaza önünde toplanan kitle içinde konuşmak isteyen DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın konuşması polisin anonsları ile engellenmeye çalışılmıştı. O gün engellemelere neden olan şey Bakırhan’ın henüz görüşmelerin yapılmadığı Abdullah Öcalan’ın tecridinin kaldırılmasına ve çözüm olarak Öcalan’ı gördüklerine dair ifadelerdi. 22 Ekim’de ise Meclis kürsüsünden ilk defa Kürt siyasi hareketinin temsilcileri dışından bir ses hem de MHP lideri Devlet Bahçeli, Abdullah Öcalan’ın tecridinin kaldırılmasına yönelik, hatta “umut hakkı”nı da içeren ifadelerde bulundu. O günden bugüne bir yandan PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmeler yapılırken, öte yandan da belediyelere kayyım atamaları, tutuklamalar, gözaltılar, soruşturmalar, her alanda antidemokratik uygulamalar devam etti.
Öcalan ile görüşmeler ve mitingde konuşabilmek dışında değişen bir şey yok
13 Ekim’de Bakırhan’ın ifade ettiği birçok şeyi bugün “Barış için Özgürlük” mitinginde “izinli”, engellenmeden, sataşma olmadan dile getiriyor olması ve Abdullah Öcalan ile DEM Parti heyetinin görüşüyor olması dışında çözümün tartışılabilmesi için iktidar cenahından atılan bir adımın olduğu söylenemez. Bu, yapılan konuşmalarda da iktidarın başta belediyelere atadığı kayyımlar olmak üzere yaptığı antidemokratik birçok uygulama örnekleri ile dile getirildi, eleştirildi.
Mitingin “barış için özgürlük” teması, mitinge katılan halkın taleplerini yazdığı dövizler, barışın nasıl olabileceğini işaret eder nitelikteydi. “Demokratik çözümün yolu özgürlüklerdedir”, “Özgür bir gelecek için demokratik çözüm”, “Rojava Ortadoğu’nun özgürlüğü, halkların eşitliğidir”, “Çözüm için cesaret, özgürlük için emek”, “Dilimiz ve kültürümüzle var olmaya devam edeceğiz” gibi birçok döviz ile barışın ancak halkın en temel, demokratik haklarının karşılanmasıyla sağlanabileceği mesajı verildi. Keza bu konuşmalara da yansıdı. Bakırhan konuşmasında “Kürtler yüz yıl önceki Kürtler değil. Kürtler masada kandırılacak bir durumda değil. Kürtler, Türkiye’nin bölgenin en dinamik, en güçlü, en örgütlü halkıdır. Siz var oldukça hiç kimse ama hiç kimse bizleri kandıramaz. Siz güçlü olduğunuz müddetçe bizleri reddedenler de bugün olduğu gibi çözüme, müzakereye gelmek durumundadır. Onun için güçlü olun, inançlı olun, umutlu olun” söylemi de Kürt halkının örgütlülüğü ile ve taleplerin karşılanmasıyla çözümün gerçekleşeceğinin işaretiydi.
Fotoğraf: Umut Yeğin/Evrensel
“Yol haritasına uyun” çağrısı
Mitinge katılım kimine göre “Amed’e göre az” kimine göre ise iyiydi. Ancak halkın özellikle Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit ve bu meselenin çözümünde önemli bir aktör olduğunu 2015 sonrasında belki de en fazla görünür kıldığı bir mitingdi denilebilir. Bakırhan, birkaç gün önce 15 Şubat öncesi veya sonrasında Öcalan’ın “tarihi bir çağrı” yapacağı duyurusunda bulunmuştu. Bugünkü mitingde de “demokratik çözümün yol haritası” diyerek tekrarladığı “çağrı”, halk içinde de merakla bekleniyor. Ancak tarihi çağrının bugün Ortadoğu’daki dengeler-Rojava’nın kazanımları ve “yol haritası” ifadesi düşünüldüğünde iktidar cenahının çözüm için atması gereken adımların çağrısını da kapsayacağı söylenebilir.
Fotoğraf: Umut Yeğin/Evrensel
Görüşmelerin mimarının yükselen sesi
Ekim ayından bu yana çokça dillendirilen bir diğer mesele de halkın iktidara ve Bahçeli’ye duyduğu güvensizlik ve dolayısıyla temkinli yaklaşımıydı. DEM Parti’nin bir süredir “Toplumsal Barış ve Özgürlük” adıyla halk buluşmaları gerçekleştirdiği ve tartışmaların yürütüldüğü biliniyor. Bugün mitinge katılan halkın verdiği mesaj da konuşmalarda verilen mesajlar da çözümün konuşulabilmesi için demokratik adımlar atılması gerektiği yönündeydi. Aksi halde “onurlu bir barış”ın mümkün olmayacağı dile getirildi. Bakırhan’ın da Kürt meselesinin ülkede yeniden tartışılıyor olmasının ve Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerin “mimarı sizlersiniz” dediği halkın, emekçilerin bekleyen pozisyondan çıkıp eşit yurttaşlık başta olmak üzere tüm demokratik taleplerinin karşılanması için bu tartışmalarda daha fazla sözünü söyler hale gelmesi gerekiyor. Tıpkı bugün Diyarbakır’dan yükselen sesler gibi.
Evrensel'i Takip Et