Ülkücü grupların saldırıları Meclis gündeminde: Kamu yararı mı, üniversitelerde şiddet ve işkence mi?

Emek Partisi İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, son dönemde üniversitelerde farklı isimler altında örgütlenen ülkücü grupların, öğrencilere ve özellikle kadın topluluklarının etkinliklerine yönelik saldırılarını Meclis gündemine taşıdı.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in yanıtlaması talebiyle soru önergesi veren Bayhan, son dönem saldırılara yönelik şu örnekleri sunarak “Bunlar, durumun en somut örnekleridir” dedi: 

• “Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde kadın cinayetlerine karşı yazılan ve çok dilli olarak ifade edilen ‘Kadın, Yaşam, Özgürlük’ sloganlarının silinmesi ve buna tepki gösteren öğrencilere saldırılması
• Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü ve Koç Üniversitesi'nde kadın cinayetlerine karşı düzenlenen eylemlerin hedef alınması
• Marmara Üniversitesi’nde bir öğrencinin kaçırılarak Ülkü Ocakları Kadıköy İlçe binasına götürülüp işkenceye maruz kalması.

Bu grupların üniversitelerde ve eğitim kurumlarındakinin faaliyetleri üniversite yönetimleri tarafından teşvik edilirken, öğrenci kulüplerinin etkinliklerinin kısıtlandığına dikkat çeken Bayhan, “İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi'nde ülkücü gruplar tarafından başkanlık devir teslim törenleri düzenlenmiş, İTÜ'de Bilişim Enstitüsü Başkanı tarafından bu gruplar içeri alınarak desteklenmiştir. Yıldız Teknik Üniversitesi'nde ise ülkücü grupların öğrencilere yönelik fiziksel saldırıları üniversite güvenliği tarafından görmezden gelinmiş, saldırganlar cezasız bırakılmıştır” dedi. 

"Saldırıların asıl hedefi parasız, bilimsel ve demokratik üniversite" 

Bayhan, saldırıların asıl nedenini ise tek adam iktidarının baskı ve sömürü politikalarına ses çıkaran gençlerin sesini bastırmak olduğunu şu şekilde ifade etti: 

“Saldırılar, tek adam iktidarının ekonomik ve siyasi krizinin faturasını gençlere, emekçilere ve kadınlara yükleyen baskıcı ve sömürücü politikalarına karşı bir araya gelen öğrencilerin dayanışmasını ve taleplerini hedef almakta, giderek yaygınlaşmaktadır. Vatanseverlik kisvesi altında hareket eden bu ülkücü grupların saldırılarının artması ve üniversite içinde kendi sıra arkadaşlarını “terörist” diyerek hedef göstermesi, üniversite gençliğinin parasız, bilimsel ve demokratik eğitim talepleri etrafında barınma, yemek ve ulaşım haklarının bastırılmasına yöneliktir.” 

İskender Bayhan’ın Bakan Tekin’e ilettiği sorular şu şekilde oldu: 

• Yukarıda adı geçen eğitim kurumlarında gerçekleşen tehdit ve saldırıların failleri olan, MHP’nin gençlik teşkilatı Ülkü Ocakları’nın üniversitelerde farklı isimler ve kulüpler adı altında faaliyet gösteren üyeleriyle ilgili üniversite yönetimi tarafından herhangi bir uzaklaştırma veya soruşturma gerçekleştirilmiş midir?
• Üniversitelerde güvenli bir kampüs ve eğitim ortamının sağlanmasını engelleyen ve Ülkü Ocakları'nda örgütlenen öğrencilere yönelik bir soruşturma başlatılmış mıdır? 
• Üniversite öğrencilerini “terörist” olarak nitelendirip hedef gösteren, öğrencilerin demokratik taleplerini ve dayanışmasını engellemeye çalışan ve şiddet uygulayan grupların örgütlendiği kulüp ve topluluklara yönelik bir inceleme başlatılması için sorumluluk alacak mısınız?
• Yoksa, kar odaklı ve öğrencilerin geleceksizliği üzerine kurulu eğitim politikalarınızı ve bunun sonucu olan bütçenizi eleştiren öğrencilerin sesini kısmak için bu grupları işlevsel bir aparat olarak kullanarak sessiz mi kalacaksınız? 
• Öğrencilere bir öğün ücretsiz yemek sağlamak için ayrılacak bütçeyi "kaynak yok" diyerek reddederken, aynı bütçeyi Ülkü Ocakları’na yönelik protokollerle tahsis ederek, üniversitelerde ülkü ocaklarına mensup grupların öğrencileri tehdit etmesine ve şiddet uygulamalarına cesaret verdiğinizi düşünüyor musunuz? 
• İstanbul Teknik Üniversitesi’nde, Ülkü Ocakları tarafından bir başkanlık devir teslim töreni düzenlenmiş ve Ülkü Ocakları İl Başkanı Alparslan Doğan bu törene katılmıştır. Üniversitenin kültür-sanat kulüplerine ve politik konu başlıklarındaki panel, söyleşi ve etkinliklere yer verilmemesi, "resmi olmamaları" gerekçesiyle engellenirken, üniversite yönetiminin bu grupların etkinliklerine izin vererek desteklemesi dikkat çekicidir. Bu durum göz önünde bulundurulduğunda, demokratik bir üniversitenin temel koşullarını yok sayan üniversite yönetimi hakkında bir inceleme başlatılacak mıdır? 
• Üniversitelerde öğrencilerin maruz kaldığı tehdit ve saldırılarla ilgili olarak Bakanlığınıza ulaşan resmi şikâyet sayısı nedir?
• Bu şikayetlere yönelik olarak herhangi bir inceleme başlatılmış mıdır? 
• Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisinin, üniversite içindeki Ülkü Ocakları mensubu bir grup tarafından kaçırılıp, Ülkü Ocakları Kadıköy İlçe binasında işkenceye uğramasıyla ilgili olarak, işkenceyi uygulayan hukuk fakültesi öğrencisi hakkında bir soruşturma başlatılmış mıdır? 
• Kamu yararına faaliyet gösteren bir kuruluş olarak nitelendirilen Ülkü Ocakları ile MEB arasında yapılan protokol kapsamında yaygın eğitim faaliyeti yürütecek olan Ülkü Ocakları’nın, üniversitelerde sergilediği pratik faaliyetlerin saldırı, tehdit ve şiddet olduğu göz önüne alındığında, sağlanacak kamu yararı bu mudur? (Haber Merkezi)