11 Şubat 2025 05:33

Muhalefete TMK-6 sopası

Hukukçu İlhan Cihaner, iktidarın bu davalarla basını susturmaya çalışarak toplumun diğer kesimlerinin de haber alma ve ifade özgürlüğünün baskılandığına dikkat çekti.

Muhalefete TMK-6 sopası

Fotoğraf: Burkay Rende/Evrensel

Gözde Tüzer
gozdetuzer@gmail.com

Muhalefetin yönettiği belediyelerden gazetecilere kadar artan baskıları eleştirmek bir yana, savcı ve hakimlerin ismi anmak bile suç sayılmaya başlandı. Birgün gazetesi yöneticilerinin gözaltına alınmasına da Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 6. maddesindeki “Terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerinin hüviyetlerinin açıklanması” gerekçe gösterildi. Hukukçu İlhan Cihaner, “Öngörülebilirlik ortadan kalkıyor. Bu basının terörize edilmesidir” dedi.

Sabah gazetesinin İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'e ziyaretini haberleştirdikleri gerekçesiyle Birgün gazetesinin Yayın Koordinatörleri Uğur Koç ve Berkant Gültekin ile Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Yaşar Gökdemir'in gözaltına alınıp serbest bırakıldı.

TMK’nin 6. maddesi ne diyor?

Son dönemde Akın Gürlek’in hedef gösterildiği iddiasıyla artan soruşturmalar, 1991 yılından beri tepkilerin odağındaki Terörle Mücadele Kanunu’nun 6. maddesini tartışmaya açtı. Maddede şöyle yazıyor: “İsim ve kimlik belirterek veya belirtmeyerek kime yönelik olduğunun anlaşılmasını sağlayacak surette kişilere karşı terör örgütleri tarafından suç işleneceğini veya terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerinin hüviyetlerini açıklayanlar veya yayımlayanlar veya bu yolla kişileri hedef gösterenler bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

2018-2024’te en az 49 gazeteciye dava

1991 yılında yürürlüğe giren ve kısaca “TMK 6-1” kapsamında 2018’den 2024 sonuna kadar en az 49 gazeteciye 37 dava açıldı. Son 2 yılda da bu suçlamayla 2 gazeteci tutuklandı. Expression Interrupted Platformunun 2024 sonu verilerine göre; davaların 27’si atılı suçun unsurları oluşmadığı gerekçesiyle beraat kararıyla sonuçlanırken bir davada düşme kararı verildi. 4 dava gazetecilerin mahkumiyetiyle sonuçlandı. Bu dosyalarda verilen cezalardan biri onandı, ikisi ertelendi, biri ise istinaf aşamasında. 5 dava ise devam ediyor.

İlhan Cihaner

Fotoğraf: CHP BASIN

"Başsavcılar terörle mücadele görevlisi değil"

Sorularımızı yanıtlayan Eski Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı ve Eski CHP Milletvekili İlhan Cihaner, maddeyle ilgili tartışmalar, hem literatür hem yerli kaynaklar hem Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları göz önünde bulundurulunca Birgün gazetesi yöneticilerini bu maddeden yargılamanın mümkün olmadığını söyledi. Sadece Sabah gazetesinin kendisinin de haber yaptığı gibi Akın Gürlek’e ziyaretinin yazıldığını hatırlatan Cihaner, “Birincisi hakim ve savcılar terörle mücadelede görev almış kamu görevlisi olarak değerlendirilemezler. Ancak terörle mücadele operasyonlarına fiilen katılan, operasyonlara para desteği sağlayan kişilerin kimliklerinin yasa gereği gizli tutulması gerektiği durumlar vardır. Kanun gereği ne yaparlarsa yapsınlar sicillerini yazarlar. Kimileri açıklanmaz” dedi.

İkincisi gazetecilerin “Başsavcı orada terörle mücadele ile ilgili şunu yaptı” gibi bir şey yazmadığını söyleyen Cihaner, “Kaldı ki halihazırda İstanbul Başsavcısı siyasi bir iş yapmıştır ve bu kamuoyunu ilgilendiren bir şeydir. İsmi son zamanlarda tartışılan bir isimdir. Sabah gazetesi ile böyle bir ziyaretin yapılması ve fotoğraf çektirmesi bunun sosyal medyada ya da gazetede yayınlanacağının başka bir tarafından da öngörüldüğünün, kabul edildiğini öngörmemiz lazım” dedi.

Gazetecilere yönelik bu baskıların toplumun diğer kesimlerinin ifade özgürlüğünü de tehdit edebileceğine dikkat çeken Cihaner, “O zaman bir iddianamenin yayımlanması, hatta Resmi Gazete’de örneğin İstanbul Başsavcısı, Ankara Başsavcısının atamalarından haber yapılması bile bir suç teşkil edecektir” dedi.

Bu baskılarla hukuki öngörülebilirliğin de ortadan kaldırıldığını söyleyen Cihaner, “Burada basının terörize etmeye, kamu adına bilgilendirme, haber alma, giderek basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü konusunda basını susturmaya çalışıyorlar. Ayrıca artık ‘Davet edilseydi gelirdi’ yorumlarını yapmamak lazım. Çünkü davet edilirse baskının az olacağı ya da orada bir sorun olmayacağı gibi yaklaşmamak gerekiyor. Çünkü biraz önce ifade ettiğim bunun siyasi amacına odaklanmak lazım" dedi.

Evrensel'i Takip Et