İşsizlik de borç da zirvede!

Ekonomi; hisse senedi, patronların kâr oranları, kredi riski vb. göstergelerden ibaret olunca üç aşağı beş yukarı “Allah’a şükür” kıvamında görülüyor. Ancak gelirlerin dağılımı yani kârlar karşısında ücretlerin durumu, rant ve faiz koridoruna yaslanmış yoksulluğun alabildiğine serilmesi, işsizlikten “Ne iş olsa yaparım” hali olunca tablo iyice vahim bir hale geliyor.

İşte 2013 ocak ayı işsizlik verileri de bu “aşağıdan” tabloyu yeniden gözler önüne seriyor. Buna göre; işsizlik oranı geçen yıla göre 0.4 puan artışla yüzde 10.6 oldu. İşsiz sayısı ise 226 bin artarak 2 milyon 890 bin kişiye ulaştı. Genç işsizliği ise yüzde 20.7’yi  buldu.

İşsizlik ve geçim derdinin aynası vatandaşın artan borcu oldu. Bir yandan reel ücret ve alım gücü düşerken diğer yandan geçim derdindeki vatandaş için kredi kartı tek kurtuluş oldu. Tüketici kredileri patlama yaptı. Tüketici kredileri ile bireysel kredi kartları ile gerçekleşen borçlanma 2002-2012 döneminde yüzde 3 bin 800 yani tam 38 kat büyüyerek 6.4 milyar liradan 255 milyara yükseldi.  

ÇAĞLAYAN: AMA İSTİHDAM DA ARTTI

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, işsiz sayısının 3 milyona yaklaşması ve işsizlik oranının yüzde 10.6’yı bulması üzerine yaptığını açıklamada, “İstihdam arttı” dedi. Türkiye’de istihdam edilenlerin sayısının 24.4 milyon kişi olduğunu kaydeden Bakan Çağlayan, geçen yıl ile kıyaslayınca işsiz sayısının yaklaşık 200 bin yükseldiğini ama çalışanların yani istihdam edilenlerin sayısının da arttığını ifade etti. Çağlayan, gelecek aylarda turizm, tarım ve inşaat sektörlerinin de katkısıyla istihdam hacminin daha da artacağı ve işsizliğin düşmeye başlayacağını ileri sürdü.

İSTİHDAMIN BEŞTE BİRİ SANAYİDE

İstihdam edilenlerin yüzde 22.4’ü tarım, yüzde 19.9’u sanayi, yüzde 6.3’ü inşaat, yüzde 51.4’ü ise hizmetler sektöründe yer aldı. Önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında inşaat sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 0.2 puan, hizmetler sektörünün payı 0.5 puan artarken, tarım sektörünün payı 0.7 puan, sanayi sektörünün payı ise 0.1 puan azaldı.
Türkiye genelinde istihdam edilenlerin oranı, geçen yılın aynı dönemine göre 1.1 puanlık artış göstererek yüzde 43.2’den yüzde 44.3’e yükseldi.

Türkiye genelinde iş gücüne katılma oranı, 2013 yılı ocak döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 1.3 puan artarak yüzde 49.5 oldu. Aynı dönemler için yapılan kıyaslamalara göre; erkeklerde iş gücüne katılma oranı 0.7 puanlık artışla yüzde 70.4, kadınlarda ise 2.1 puanlık artışla yüzde 29.3 olarak gerçekleşti.

KAYIT DIŞILIK YÜZDE 36

Ocak 2013 döneminde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna kayıtlı olmadan çalışanların oranı yüzde 36.2 oldu. Bu dönemde, geçen yılın aynı dönemine göre tarım sektöründe sosyal güvenlikten yoksun çalışanların oranı yüzde 82.8’den yüzde 83’e yükselirken, tarım dışı sektörlerde yüzde 25.1’den yüzde 22.7’ye geriledi. Sosyal güvenlik kapsamında olmayan ücretli ve yevmiyeli çalışanların oranı ise geçen yılın aynı dönemine göre 2.3 puan azalarak yüzde 19.6 oldu.
Tarım dışı işsizlik oranı ocak döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 0.5 puan artış ile yüzde 12.9 düzeyinde gerçekleşti. Kentsel alanda tarım dışı işsizlik ocakta geçen yılın aynı dönemine oranla 0.1 puan artışla yüzde 12.3, kırsal alanda 2.3 puan artışla yüzde 15.5 düzeyine yükseldi.

BORÇLAR KATLANIYOR

IMF’ye borç bitti, peki borç bitti mi? Bitmek bir yana katlandı. AKP Hükümetinin iktidar olduğu 2002’de 129.6 milyar dolar olan Türkiye’nin toplam dış borcu 2012 sonunda 337 milyar dolara ulaştı. Yine 2002 yılında iç ve dış borç toplamı 257 milyar TL iken bugün 563 milyar liraya fırladı.

Başbakan Erdoğan, IMF borcunu bitirdiklerini “Biz göreve geldiğimizde Türkiye’nin IMF’ye para borcu 23.5 milyar dolardı. O günden beri ödedik ödedik, şu anda 400 milyon dolar borç kaldı, son taksit. Önümüzdeki ay bunu ödüyoruz ve IMF ile borç, alacak artık bitiyor. Bunu biz ödedik” sözleriyle ifade ediyor. Ancak 10 yıl süresince IMF borcunu 10’a katlayan yeni borç yapıldığını görmezden geliyor.

337 milyar dolarlık toplam dış borcun içinde devletin borcu 10 yıl içinde yüzde 59.8 oranında ve net 38.6 milyar dolar artarak 64.5 milyar dolardan 103 milyar dolara yükseldi. Özel sektörün dış borcu ise 2002-2012 döneminde yüzde 425 artışla 43.1 milyar dolardan 226 milyar dolara yükseldi. Devletin iç borcu ise aynı dönemde 155 milyar liradan 408 milyar liraya yükseldi. Yani özel sektörün dış borcu yükseldikçe devletin de borcu arttı. Çünkü özel sektör aldığı dış borcu, yüksek faizle devlete borç olarak verdi. Dolayısıyla 10 yıl içinde iç borç kabardıkça kabardı. Faizden beslenen rantiyeci sermaye ise büyüdükçe büyüdü!(EKONOMİ SERVİSİ)

BAKAN ŞİMŞEK'TEN BÜYÜME TÜYOLARI: SATIYORUZ, YIKIYORUZ, BÜYÜYORUZ - http://evrensel.net/news.php?id=54260

TÜRKİYE ASKERİ HARCAMADA DÜNYA 15'İNCİSİ - http://evrensel.net/news.php?id=54259