Ben 'ilaç' dedim, Bakan ise 'para'

Burada konuşan Dilek Özçelik ise, ilaçların neden serbest piyasada olduğunu, devletin bu konuda niçin elini eteğini çektiğini sordu. Kendisine 3 hafta önce lenf kanseri teşhis konduğunu anlatan Özçelik, “Doktorum bazı ilaçların devlet tarafından karşılanmadığını ve yurt dışından gelmesi gerektiğini söyledi. Doktorlar ‘Zor bir süreç zor bir durum Allah kolaylık versin’ dediler. Benim zaman kaybına lüksüm yoktu. Ben ve benim gibi insanlar mevki ve makam sahibi değiliz. Haliyle bazı şeylere çok kolay ulaşamıyoruz” dedi.

TÜM KANSER HASTALARININ SORUNU

Hastanede eylül ayından bu yana sürekli gereksiz yere bekleme yaşadıklarını anlatan Özçelik, aylar sonra verilen randevu ve sonuçlarla erken teşhis koymanın mümkün olmayacağını belirtti. Özçelik, “Hastanede biyopsi sonucu 1 ay sonra çıkıyor. MR çektirmek için 1 ay sonraya randevu veriyorlar. Bir ay sonra da onun sonuçları çıkıyor. Kanserde erken teşhis önemli diyorlar. Sizce kanserde erken teşhis böyle konur mu? Yapılan tahlillerin sonuçlarını beklerken aylar geçiyor” diye konuştu.

Valiyle görüşmesinin ardından Dilek Duruer’in tedavisine başlandı.

EMEP: AKP, HASTALIĞI DİLENCİLİĞE DÖNÜŞTÜRÜYOR

Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan yaptığı yazılı açıklama ile Dilek Özçelik’in anlattığı sorunun Türkiye’de sağlık sisteminin geldiği noktanın özeti olduğunu söyleyerek “Sağlık hakkını sadakaya çeviren AKP, hastalığı dilenciliğe dönüştürüyor. Kanser hastaları ve tüm yurttaşlar cami kapılarında kendilerine reva görülen sadakaya değil, en doğal hakları olan ‘Sağlık Hakkı’na kavuşturulmalıdır” dedi.

Özçelik tedavi bekleyen kanser hastalarının ölümün pençesine itildiğini anlatırken AKP Hükümetinin tek duyduğunun “yardım çığlığı” olduğunu, oysa ne Dilek Özçelik’in, ne diğer hastaların talebinin “yardım” olmadığını belirten Gürkan, halkın Sağlık Bakanlığının, SGK’nın üzerine düşeni yapmasını istediğini ifade etti.

Gürkan açıklamasında şunlar söyledi: “Devlete, SGK’ye yıllarca prim ödemiş hastalar dahi ‘serbest piyasa’nın; yani ‘parası olanın hayatta kaldığı vahşi kapitalizm’in kucağına terk edilmiştir. Bunun tek sorumlusu, Erdoğan Bayraktar’ın da mensubu olduğu AKP’nin uyguladığı sağlık politikalarıdır. Kanser hastaları ve tüm yurttaşlar cami kapılarında kendilerine reva görülen sadakaya değil, en doğal hakları olan ‘Sağlık Hakkı’na kavuşturulmalıdır.

BAKANA REDHACK ARMAĞANI

Sanal ortamdaki politik eylemleriyle bilinen Redhack grubu, bu kez de Çevre ve Şehircilik Bakanlığının resmi sitesini hackledi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, kanser tedavisi gören ve kendisinden ilaçlarının temini için yardım isteyen üniversite öğrencisi genç kızın cebine para koymuş, ilaçları kendisinin almasını istemiş ve ‘düşürme’ diye uyarı yapmıştı. Sosyal medyada, #paranbatsınerdoğanbayraktar etiketi altında binlerce tepki twetti atılarak bakana tepki gösterilmişti. Dün de redhack grubu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının sitesini hackledi. Redhack üyeleri Twitter’dan yazdıkları mesajda, “Sadaka vererek iktidarı elde eden ve herkesi sadakayla kandiracagini sanan bakana armagan: Çevre ve Şehircilik Bakanligi çökertilmiştir”dedi. (HABER MERKEZİ)