Kışladağ Altın Madeni ile ilgili AİHM kararı sonrası yargılanmanın yenilenmesi talebi yarın görüşülecek
Kışladağ Altın Madeni ÇED davası hakkında AİHM’nin verdiği adil yargılama hakkı ihlal kararı sonrası yaşam savunucularının yargılamanın yenilenmesi için yaptığı başvuruyu yarın karara bağlanacak.

Fotoğraf: Özer Akdemir/EVRENSEL
Uşak - Eşme Ulubey arasında 2006 yılından bu yana faaliyette bulunan Kışladağ Altın Madeni'ne 2003 yılında verilen ÇED Olumlu Kararına karşı açılan dava ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) adil yargılama hakkı ihlal kararı sonrası yaşam alanı savunucularının yargılamanın yeniden yapılması talebi yarın Uşak İdare Mahkemesi’nde görülecek.
İç hukuk yollarının tükenmesinin ardından konuyu AİHM’e taşıyan Eşme’li doğa hakkı savunucularından yazar Uğur Sümer, ÇED Olumlu davasının yeniden açılması talebiyle Uşak Cumhuriyet Savcılığına dilekçe vermişti.
Sümer, 5 Ocak 2025 tarihinde Uşak Cumhuriyet Savcılığına verdiği AİHM kararı doğrultusunda yargılamanın yenilenmesi talepli dilekçesinde, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Çevre bakanı Murat Kurum, yargılama sürecinde Manisa 2. İdare Mahkeme Heyeti, bilirkişiler, Danıştay 14. Daire ve Anayasa mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
TÜPRAG’tan “AİHM kararının, davanın esasına etki eden bir yönü yok” iddiası
Kışladağ Altın Madenini işleten TÜPRAG şirketi "ÇED Olumlu" kararının iptali amacıyla 2004'te açılan dava dosyasında yer alan uzman görüşlerinin, davacılara ayrıca tebliğ edilmemesi nedeniyle AİHM'in yeniden yargılama kararı aldığnı öne sürerek, "AİHM kararının, davanın esasına etki eden bir yönü bulunmuyor. Yalnızca yargılama sürecindeki usule ilişkin bu durum, işletmenin faaliyetlerini etkilemeyecek" iddiasında bulundu.
Şirket, AİHM kararının görüşüleceği davaya etki edeceği belirtilen su analiz raporlarına ilişkin ise, "TÜPRAG, Kışladağ işletmesinin üretim faaliyetlerine dahi geçilmeden önce ilgili bakanlıklar ve Uşak Valiliği tarafından oluşturulan komisyon tarafından 19 yıldır düzenli olarak çevresel denetimlere tabi tutuluyor. Bugüne kadar gerçekleştirilen tüm bu denetimler sonucunda herhangi bir uygunsuzluk tespit edilmedi. Bu durum, resmi raporlar ve bilimsel değerlendirmelerle de doğrulandı." Savunması yaptı.
TÜPRAG, Kışladağ Altın Madeni'nde işletme alanından dışarıya kontrolsüz atık su deşarjı söz konusu olmadığını iddia ederek, maden sahasına düşen yağmur sularının toplanarak arıtılarak maden sahasında geri kullanıldığını ve 2023'te DSİ tarafından madene yasal olarak tahsis edilen yer altı suyu çekim miktarının yalnızca yüzde 47'sinin kullanıldığını öne sürdü.
Bilirkişiler görüşlerini değiştirmişti
Şirketin ÇED raporunda “1000 metre çapında, 400 metre derinliğinde” olacağını belirttiği açık ocak gölüne ilişkin bilirkişiler “bir iki metrelik su birikintisi” olacak diyerek görüşlerini değiştirmişti. Bilirkişiler ek raporda yeraltı suları kirlenecek dedikleri ilk raporun tam tersi gibi görüş oluşturmuştu. Mahkeme de bu ek bilirkişi raporuna dayanarak davayı reddettmişti.
Kışladağ Altın madenini 20 yılda yol açtığı çevre ve sağlık sorunları
Yaşam savunucuları Kışladağ Altın madenini 20 yılda yol açtığı çevre ve sağlık sorunlarını şöyle sıraladı
- İşletme çalışmaya başlarken yüzbinlerce ağaç kesildi, doğal yaşam yok edildi.
- 2006 yılında 1000’den fazla insan Hidrojen siyanürden zehirlendi.
- Bekişli köyünden çocukları madende çalıştığı için adının açıklanmasını istemeyen bir köylünün 80 koyunu dereden içtiği sulardan zehirlenerek öldü.
- Kale deresinde 2023 yılında iki kez bütün balıklar öldü.
- İnay’ da, Düz köyde, İsalar’ da Güneyköy’ de ve diğer çevre köylerde sakat ve ölü koyun ve buzağı doğumlarının sayısı belli değil.
- Eşme belediyesinin son yaptırdığı su analizlerinde arsenik yüzde 213 kat fazla çıktı. Eşme ve çevre köyleri zehir içiyor.
- Çevre köylerdeki kuyu, çeşme ve pınarların suları kurudu. Madenden önce 60m’den çıkan yeraltı suları 250 – 300 m’den bile çıkmıyor.
- Bölgede ilk yağan yaz yağmurlarıyla domates bağ ve bostanlar bir gecede kuruyor.
- 70 km. mesafedeki Sarıgöllü üzüm üreticileri yaz aylarında Eşme tarafından gelen yağmurla birlikte üzümlerinin bir anda çürüdüğünü söylüyor.
- Söğütlü, Ovacık, Katrancılar, Küçük İlyaslı, Ören köyleri yok oldu
- Bu köylerle birlikte Camili, Düzköy, Aydınlı ve İsalar köylerinde her evde ortalama 80 koyun varken şimdi bu köylerin tamamında Ören’de bir sürü, Düzköy’de iki, Aydınlı ’da üç sürü kaldı. İsalar ’da son sürü de son iki ay içinde satıldı. (Haber Merkezi)
Evrensel'i Takip Et