Ölümünün 1. yıl dönümünde | Yaşadığı dönemin bir tanığı "Füruzan"
1960’ların ortalarında çevresinde yankılanan özgürlüğün, eşitliğin, barışın sesini duyar Füruzan. Bu sesleri sadece duymakla kalmaz, onları yazın dünyasına taşır. O, artık yaşadığı dönemin tanığıdır.
![Ölümünün 1. yıl dönümünde | Yaşadığı dönemin bir tanığı "Füruzan"](https://staimg.evrensel.net/upload/dosya/255388.jpg)
Füruzan | Fotoğraf: Lütfi Özgünaydın
Tarık Özyıldırım
tarikozyildirim3@gmail.com
Füruzan, hikâyelerinde ne anlatmak istediğini soranlara “İlginç konularla değil, tarihin ilk çağlardan beri kayda düştüğü acılarla ilgileniyorum.”¹ der. Peki, tarihin ilk çağlardan beri insanoğluna yaşattığı acılar neydi, neyi anlatıyordu Füruzan? Yoksulluğu, ekmek kavgasını, sınıf farkını, adaletsizliği, ayrımcılığı yani zulmün her türlüsünü pervasızca hikâyelerine taşır Füruzan.
Çocukluk deyince akla ilk o gelir
Füruzan, Balkanlardan İstanbul’a göçen bir aileye mensuptur. Farklı kültürlerle, insanlarla bir arada geçer çocukluğu. Bu zenginliği algılamaya başladığı bir dönemde, Henüz 4 yaşındayken babasını yitirir. Bir süre sonra da yoksullukla yüzleşir. İlkokuldan sonra parasız yatılı sınavlara girip kazansa da okula kaydı yapılamaz. Füruzan, bu dönemi şöyle anlatır:” Ben ilkokuldan sonra devam edemedim. Parasız yatılı sınavına girdim, kazandım. Annemle gittik. Parasız yatılının bir kuralı vardı. Bir kefiliniz olması lazım. Bizim kefilimiz yoktu.” Füruzan, yaşadığı bu çaresizliği Türk hikâyeciliğinde büyük yankı uyandıracak olan “Parasız Yatılı” hikâyesinde şöyle dile getirir: “ – Parasız yatılı imtihanlarının çocukları hep erken gelir. Hiç gecikmezler.”²
Maddi yetersizlikler nedeniyle öğrenim hayatı sona erse de kitap okuma hevesi en üst safhadadır Füruzan’ın. Eline ne geçerse okur. Gençliğinin ilk yıllarında Türk ve dünya edebiyatını arşınlar. 1956 yılına gelindiğinde ise okuma faslından yazma faslına geçer. İlk hikâyesi “Düzenli Bir Tatil Günü”nü Füruzan Yerdelen imzasıyla Seçilmiş Hikayeler dergisinde yayımlar. Daha sonraki yıllarda -1962 yılına dek -Yenilik, Yeditepe, Türk Dili Yeditepe, Pazar Postası gibi dergilerde hikâyeleri görücüye çıkar. Füruzan Yerdelen, Füruzan Selçuk, Füruzan T. Selçuk imzasıyla yayımlanan bu hikâyelere Füruzan’ın kanı pek ısınmaz. Füruzan için bunlar birer edebiyat denemeleridir, kendini aramaya devam ettiği bir dönemdir.
1960’lı yılların ortalarına gelindiğinde ise çevresinde yankılanan özgürlüğün, eşitliğin, barışın sesini duyar Füruzan. Bu sesleri sadece duymakla kalmaz, onları yazın dünyasına taşır. Füruzan, artık yaşadığı dönemin bir tanığıdır. 1971’de ilk hikâye kitabı “Parasız Yatılı” Bilgi Yayınevi tarafından yayımlanır. Kitap, yayımlanır yayımlanmaz yazın dünyasında bomba etkisi yaratır. Mehmet H. Doğan Füruzan’ın bu çıkışı için “Sanki o yer boştu, onun için ayrılmıştı da geldi oturdu yerine.” ¹
“Hikâye öldü mü?” tartışması yapıldığı bir dönemde Füruzan, hikâyenin en güçlü sesi oluverir. Sait Faik Hikâye Ödülü’nü kazanan ilk kadın yazar olur. “Parasız Yatılı” yayımlandığı yıl, ardı ardına baskısı yapılır. Doğan Hızlan, Füruzan’ın bu başarısı için” Füruzan’ın kahramanlarına çevrenizde rastlamışsınızdır, tanımışsınızdır onları. Ama o yazıncaya kadar dramlarını, gerçek yüzlerini, bireysel acılarını, toplumsal konumlarını derinlemesine hiçbirimiz algılamamıştık.” ³
Doğan Hızlan’ın deyimiyle Füruzan, hikâyeleriyle insanoğlunun en yalın yoksulluğunu, çaresizliğini okuyucuya tattırır. Bu tatta çocuklar ayrı bir yer tutar. Haydar Ergülen’in dediği gibi Füruzan çocukluk deyince akla gelen ilk isim olur. Füruzan’ın hikâyelerindeki çocuk; ailesinin geçimine destek olan çaycı Seyid’dir, kışlık bir paltonun hayalini kuran Hediye’dir, yoksulluğun pençesindeyken çocuk dünyasına sığınan Redife’dir… Hepsi; tanık olduğumuz, yanımızda yöremizde koşuşturan çocuklardır. “Bugün paramız yettiğince palto gibi bir şey alalım. Giydiğimde ısıtmasa da herkes paltom var sansın. Yengem, bana nasıl olsa yün yelek örecekmiş. Bu kış artık paltom var sansınlar istiyorum.” ⁴
Aç kalmamak mutluluktur
Füruzan, Parasız Yatılı’dan hemen sonra 1972’de Kuşatma, 1973’te Benim Sinemalarım adlı hikâye kitaplarını yayımlar. Yazın dünyası artık bir “Füruzan Olayı”na tanıklık eder. Füruzan; Sınıf farkı, ezilmişlik, ekmek parası konularının yanı sıra cinsiyet eşitsizliğine ve kadının toplumdaki konumuna eleştirel yaklaşan hikâyelere de yer açar yazın dünyasında. Bütün yoksunluklara rağmen toplumda tutunmaya çalışan kadının hem ruhen hem de madden sesi olur. Aile- namus- yoksulluk üçgenine sıkıştırılan kadınlara sahip çıkar, hayata geriden başlayanlar kadınların nefesi olur. “Sen erkeksin --Erkeksin, bu beş basamak üstte durmaktır.” ⁵
Toplumun bütün yüzlerini hikâyelerinin kadrajına alan Füruzan, bundan bir yıl önce 2024’ün 11 Şubatı’nda aramızdan ayrılır. Yaşadığı, yaşattığı, yarattığı kahramanlar ise içimizde, yanı başımızda, aramızda yaşamaya, nefes almaya devam eder. Parasız yatılılarda, yalınayak kaldırımlarda, açlığın savaşında… Hem ne diyordu bir hikâyesinde Füruzan” Aç kalmamak mutluluktur.” ⁶
¹Füruzan, Yaz Geldi, Yapı Kredi Yayınları 6. Baskı İstanbul 2023
²Füruzan, Parasız Yatılı, Yapı Kredi Yayınları 63. Baskı İstanbul 2024
³Doğan Hızlan, Edebiyatımıza Dipnotlar, Yapı Kredi Yayınları 3.Baskı İstanbul 2019
⁴Füruzan, Benim Sinemalarım, Yapı Kredi Yayınları 25.Baskı İstanbul 2024
⁵Füruzan, Gece Yarısı Mavisi, Yapı Kredi Yayınları 1. Baskı İstanbul 2025
⁶Füruzan, Kuşatma, Yapı Kredi Yayınları 18. Baskı İstanbul 2024
Evrensel'i Takip Et