Bir yıl sonra İliç: Halk öyle çaresiz ki maden açılsın istiyor
İliç maden faciasından bir yıl sonra konuştuğumuz İliçliler, maden yüzünden artık hayvancılığın bittiğini, madenden başka çalışabilecekleri bir alan olmadığını söylüyorlar.
![Bir yıl sonra İliç: Halk öyle çaresiz ki maden açılsın istiyor](https://staimg.evrensel.net/upload/dosya/284381.jpg)
Fotoğraf: Özkan Zülfikar/Evrensel
Özkan Zülfikar
ozkanzulfikar@gmail.com
Facianın ardından İliç sokaklarında gezerken, en çok sarı renk ve tonları gözümüze çarpmıştı. Tabelalarda, ‘gold, altın, mücevher vs’ gibi terimler de çok kullanılmıştı. Bolca altın rezervinin olduğu bir ilçede toprağın üstü de altını çağrıştırmalı demek ki. Herhalde “burada her şey altın” denmek isteniyordu.
Zamanında daha çok hayvancılık varmış İliç’te. 100 bine yakın hayvan. Kıl keçisi beslenirmiş. Küçük çaplı tarım faaliyetleri de olurmuş. Kıl keçisinden özel bir keçe üretilirmiş. Süt işlenirmiş. Erzincan tulum peynirini duymayan yoktur.
Ta ki “zenginlik” altınla ölçülene kadar. Değerin ‘altınla’ ölçüldüğü zamanlarda insan canı da ‘para’ etmiyor tabii. İliç adı da bu altın yüzünden ülke gündeminde yer buldu bir yıl önce. 13 Şubat 2024 tarihinde Kanada-ABD ortaklığındaki Anagold Madencilik ile Çalık Holdingin ortağı olduğu altın madeninde liç yığını çökmüş, 9 işçi sülfür ve siyanürle dolu 10 milyon ton pasanın altında kalmıştı. Yöre halkı, ‘bir mezar taşı olsun’ diye bekliyordu.
“17 Mart’ta Erzincan Adliyesi’nde olacağız”
Ölen işçilerden Uğur Yıldız’ın ailesi tazminatı kabul etmeyip dava süreci başlattı. Görüştüğümüz aile üyelerinden biri, “17 Mart günü Erzincan adliyesinde olacağız. Kitlesel katılım çok önemli. Lütfen sesimize kulak verin. Bir tek biz kaldık tazminat kabul etmeyen. Sonuna kadar takipçisi olacağız. Bu maden başkalarına da mezar olmasın. Bu kaza değil cinayet çünkü. İnsanlar boşu boşuna gitti” diyerek destek talebini dile getiriyor.
“Başvuranları sınava sokuyorlar, demek ki açılacak”
Görüştüğümüz başka bir İliçli, “Herhangi bir gelişme yok İliç’te. Bazı bilgiler dolaşıyor ama çoğu yalan yanlış ve dedikodu mahiyetli. Sürekli madenin açılıp açılmayacağı konuşuluyor. Kesin bir şey yok ama” diyerek maden ocağının bir kısmının çalıştığını, buralardan da sürekli işçi alınıp, çıkarıldığını aktarıyor. En son 15 Ocak günü işçi çıkarıldığını aktaran İliçli, “Ama yerine hemen başkaları alınıyor. Sürekli bir değişim söz konusu. İşçi alımı az, işten çıkarma çok oluyor. Mesela 15-20 kişi alınıyor, ama 50 kişi çıkarılıyor. O aldıkları kişiler de kısa süre sonra yine çıkarılacak” diyor.
Geçen yıl görüştüğümüz işçilerden biri artık Anagold’da çalışmadığını aktararak, “Bu madenin açılıp açılmayacağı şimdilik muamma. Sorularımıza cevap bulamıyoruz” diye ifade ediyor ve ekliyor: “Üniversite sınavı gibi bir sınav yaptılar. Yazılı sınav. Sonrasında da mülakat yapıp işçi alacaklar güya. Grup grup insanlar sınava girdi. Akıbeti ne olur bilmiyorum. Ama sınav yapıyorlarsa açacaklar demek ki. Bazı gençlerimiz var. Üniversite okumuş gençler. Sınav sorularına baktılar, ‘hata var’ dediler. Yani kendilerince yapmışlar işte. Kendilerince bir devlet mi kurmuşlar, cumhuriyet mi bilemiyorum. Savcısı, hakimi her şey bunların elinde. Yargı bunların elinde. Biz bir şey söyleyemiyoruz. Söylesek vatan haini ilan ediliyoruz. İliç’e çöreklendiler bunlar.”
“Madenin açılmasını istiyorlar, çünkü başka iş yapamazlar”
Aynı kişi İliçlilerin maden açılsın diye imza topladığını hatırlatarak, “Ben bu madenin açılmasını istemiyorum. Madenin açılması talebi halktan gelince şirket de kendini istediği gibi dayatacak. İstediği elemanı alıp istediğini çıkaracak. Burada istediği gibi at koşturacak” diyerek şu an laboratuvar bölümünün, drenaj sistemi (pompa) ve elektrik bölümünün çalıştığını sözlerine ekliyor. İşçi alımı ve çıkarılmasına ilişkin de konuşan işçi, “Bazen depocu alıyorlar. Bazen temizlik işçisi alıyorlar. Bazen elektrikçi. İşleri bitince de çıkarıyorlar” bilgisini veriyor.
İliçli bir kadın ise, yöre halkının büyük çoğunluğunun maden ocağının açılmasını istediğini vurgulayarak durumu şöyle anlatıyor: “Açılması çok isteniyor herkes tarafından. Çünkü yöre halkı işten çıkarıldı ve ilçenin gelir kaynağı kurudu. Özellikle esnaf çok zorda. İş yok, para yok. Kadınlar da eşlerinin çalışmasını istiyor. Bir gelire alışılmıştı, ama şimdi tabiri caizse herkes kemerleri sıkmış durumda. Zaten ülke ekonomisinin çok kötü olduğu bu dönemde İliç’te işler iyice zorlaştı. Eskiden hayvancılık yapabiliyorlardı. Şimdi hiçbir kadın da erkek de hayvancılık yapmaz. Maden bölgedeki hayvancılığı da bitirdi.”
Evrensel'i Takip Et