13 Şubat 2025 15:29

Diyalektik Araştırmalar Enstitüsü yeni dönemi Politik Ekonomi Atölyesi ile açtı

Diyalektik Araştırmalar Enstitüsü, Politik Ekonomi Atölyesi’nin ilk etkinliğini “Türkiye Ekonomisinin Yapısal Sorunları” başlığıyla Prof. Dr. Özgür Orhangazi ile gerçekleştirdi.

Diyalektik Araştırmalar Enstitüsü yeni dönemi Politik Ekonomi Atölyesi ile açtı

Fotoğraf: Evensel 

İstanbul – Diyalektik Araştırmalar Enstitüsü, şubat ve mart aylarında gerçekleşecek olan Politik Ekonomi Atölyesinin kurulduğunu duyurdu. İlk etkinlik, “Türkiye Ekonomisinin Yapısal Sorunları” başlığıyla Kadir Has Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Özgür Orhangazi ile gerçekleştirildi. Etkinlikte, Türkiye ekonomisinin yapısal sorunları tarihsel sürekliliği içerisinde incelenirken, meselenin sınıfsal dinamiklerine yapılan vurgu dikkat çekti.

Orhangazi, Türkiye ekonomisindeki kritik bir yapısal sorun olarak dış ticaret açığına vurgu yaparak 1950’lerden günümüze bunun tarihsel serüvenine değindi. 1950’lerde tarımsal üretimin ihracına ve sınai malların ithaline dayalı ekonomik sistem ile dış ticaret açığının ufak da olsa başladığına dikkat çekti. Bu sistemin sınıfsal bir tercih olduğuna dikkat çeken Orhangazi, 1958’lere gelindiğinde terk edilmeye başlandığından söz ederek 1960’larda ithal ikameci sanayi politikasına geçiş yapıldığından bahsetti.

Orhangazi, 60’lar ve 70’lerin Türkiye’deki sanayileşme açısından önemli bir atılım dönemi olduğunu söyledi. Artık malların dışa bağımlı olmadan ülke içinde üretilmesinin tercih edildiği bir dönem olduğu ancak makine ve teçhizat konusunda ise dışa bağımlılığın arttığını vurgulayarak bu dış ticaret açığının artarak devam ettiğinin altını çizdi. 70’lerin ortasında petrol fiyatlarının artışı ile dış ticaret açığının artarak devam ettiğini bunu kapatmak için ise kendi iç üretimini dışarıya pazarlamaya yönelik fikirlerin ortaya çıktığını söyledi.

Sınıfsal dinamikler

Dünya ile rekabet için “Birinci adımda kaliteli üretim yapmak ve dünyadaki fiyatlardan daha uygun fiyatın verilmesi gerekiyor” diyen Orhangazi, meselenin sınıfsal dinamiğine işaret ederek, “Bunun bir sınıf dinamiği de var, 70’lerde bunun yapmasını istediğiniz kesim iç kapitalistler. Ancak kapitalistlerin temel amacı karlılık. Arzulanan plan kısa vadede karlılık sağlamıyorsa buna adım atmıyorlar. Bunu Güney Kore ve bir iki ülke başarabiliyor. Türkiye ise dünya piyasası ile rekabet etmek için işçi ücretlerini düşürmeyi planlıyor. Fakat 70’lerde işçi sınıfı ve sendikal hareket güçlü olduğu için bu çok zor” dedi. Orhangazi, ücretleri düşürmenin enflasyon yaratarak sağlanabileceğini ancak sendikal hareketin güçlü olduğu taktirde onu masada geri aldığını ve işçi ücretlerinin korunduğunu vurguladı.

“Darbenin temeli sınıfsaldır”

Ardından 80’lere değinen Orhangazi, 12 Eylül’ün sınıf dinamiğine işaret ederek, “Tıkandığınız noktada da darbe yapıyorsunuz. 12 Eylül Darbesi’nin dayandığı temel budur. İlk iş sendikaları ve emek örgütlenmelerini kapatmıştır. Bu vakitten sonra Türkiye 80’lerde dünya ihracatı temelli bir döneme giriyor ve burada dünyadaki rekabetteki temel değişkenini de emek ücretlerini bastırmak üzerinde konumlandırıyor” dedi.

Türkiye’nin 90’larda finans yoluyla eklemlenme dönemine geçtiği, 2001’de dünya ekonomisiyle tam entegrasyon kararı verdiğini vurguladı. “Tam olarak tüm alanları dünya ile entegre etmeye ve piyasalaşma önünde tüm engelleri kaldırmaya başlıyorlar” diyen Orhangazi, 1989’da Özal ile başlayan bu sürecin 2001’de bir dönüm noktasına geldiğini vurguladı ve yabancıların ülkeye, Türk yatırımcıların yabancı ülkelere yatırım yapabileceği bir dönemi başlattıklarına dikkat çekti. “Şanslı olarak muazzam düzeyde yatırım Türkiye’ye akmaya başlıyor. Türk şirketler yabancılara satılıyor ya da yabancı sermaye ortak oluyor. Ülkeye satın alma üzerinden döviz girdisi ile yatırım sağlanıyor. Dövizin ucuz olduğu, kurların oldukça düşük olduğu bir dönemi yaşıyoruz 2000’lerde” diyen Orhangazi, buna rağmen dış ticaret açığının daha da büyüyerek yıllık 50-60 miyar dolarlık seviyelere geldiğini, tam entegrasyon politikasının Türkiye’yi dış sermaye girişine bağımlı kıldığının altını çizdi.

“Şimşek bölüşüm şokuna dokunmak istemiyor”

Sıcak para girişi gerçekleşmeyince ise bu sistemin çöktüğünden bahseden Orhangazi, “2013 mayısında FED dünyadaki dolar miktarını düşürme yoluna gidiyor, 2015’ten itibaren faiz arttırmaya başlıyor, 2018’de döviz krizi ortaya çıkıyor ve o tarihten itibaren nasıl kurtuluruz diye düşünmeye başlıyoruz. 2019’da küçülüyoruz, 2020’de pandemi dönemi denk geliyor, 2021’de Berat Albayrak ile faiz düşürerek, Naci Ağbal ile faiz artırarak, kararsız politikalar izleniyor” diye konuştu.

Sonunda ya şirketler batacak ya da ülke pozisyonuna gelindiğinin ve sınıf perspektifiyle şirketlerin batmasının istenmediğine dikkat çeken Orhangazi, krizin yükünün ücretlilere yüklendiğine işaret etti. Nureddin Nebati döneminin irrasyonel bir politika olmadığının siyasi ve ekonomik bir tercih olduğunu söyleyen Orhangazi, bu süreç ve beraberinde Türkiye’nin bir bölüşüm şokuna girdiğinin sermayedarlarının uçuk kârlara ulaşırken, işçi sınıfının ise ciddi ücret kayıpları yaşadığı bir döneme girdiğimizin altını çizdi.

Orhangazi, Mehmet Şimşek dönemine değinerek, “Bölüşüm şokuna dokunmadan Mehmet Şimşek bunu halletmek istiyor. Ülkenin makroekonomik dengesinin yeniden tesis edilmesini, ücretlilere yıkılan krizin değişmediği ve karlılığın şirketler için devam edeceği bir senaryo ile devam etmek istiyor” dedi. Prof. Dr. Özgür Orhangazi, sunumu boyunca hem yeni dönemin arkasındaki sınıfsal perspektifi hem de bunun Türkiye tarihinde dayandığı bağları gözler önüne serdi. (Evrensel)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Bütün toplum heybede

Bütün toplum heybede

Emekçileri bastırmak için grevler yasaklandı. “İç cepheyi tahkim” denilerek her kesimden siyasetçi, gazeteci ve aydına yönelik sabah operasyonları, tutuklamalar ve akılalmaz gerekçelerle açılan davalar sürüyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Adalet bakanı, "Kimileri ‘Bize soruşturma açın’ dercesine ortalıkta dolaşıyor" demişti. BİRTEK-SEN genel başkanının tutuklanmasından sonra siyasetçiler, gazeteciler ve sanatçılar şafak operasyonu ile gözaltına alındı

Evrensel'i Takip Et