13 Şubat 2025 16:10
/
Güncelleme: 16:31

Avrupa, Trump ve Putin'in telefon görüşmesini tartışıyor

Trump’ın Putin ile yaptığı telefon görüşmesi Avrupa'nın tepkisini çekti. ABD, Ukrayna’da savaşı bitirme iddiasındaki süreçten AB'yi dışlarken, bu ülkelere savaşın faturasını ödeme görevi veriliyor.

Avrupa, Trump ve Putin'in telefon görüşmesini tartışıyor

Fotoğraf: AA, Düzenleme: Evrensel

Yücel Özdemir
y.ozdemir@yenihayat.de


Köln — ABD Başkanı Doland Trump’ın Avrupa ve NATO müttefiklerini önceden bilgilendirmeden Rusya Lideri Vladimir Putin ile yaptığı bir buçuk saatlik telefon görüşmesinin ardından Ukrayna’daki savaşı bitirme planı, Avrupa ülkelerinin tepkisini çekti. 

Beyaz Saray tarafından yapılan açıklamada Trump ve Putin’in yakın gelecekte Suudi Arabistan’da bir araya geleceği de duyurulurken, Putin ile yapılan görüşmelerin içeriği konusunda Ukrayna Devlet Başkanı Vlodomir Zelenskiy’nin bilgilendirildiği ifade edildi. 

Avrupa atıl kalmaktan rahatsız

Üç yıldır savaşın tarafı olan Avrupa ülkeleri ise yakında ABD ile Rusya arasında başlayacak “Ukrayna barış görüşmelerine” sadece seyirci. Bu nedenle birçok Avrupa ülkesinin dışişleri bakanı Trump’ın tek başına hareket etmesine karşı çıkarak, Avrupa’nın da taraf olması gerektiği çağrısında bulundu. 

Trump-Putin görüşmesinin yapıldığına dair bilgilendirmenin yapıldığı sırada Fransa’da bulunan Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Ukrayna ve Avrupa’nın müzakerelere dahil olması gerektiğini söyledi. Baerbock Paris’te yaptığı açıklamada, “Barış ancak Ukrayna’nın mümkün olan en iyi müzakere pozisyonuyla olabilir. Mali ve askeri açıdan sağlam ve uzun vadeli bir güvenlik perspektifine ihtiyaç var. Bu da Ukrayna için siyasi ve ekonomik güvenlik garantisi anlamına geliyor. Bu konuda Amerikalı dostlarımıza güvenebilmeliyiz. Avrupalıların da buna katkıda bulunması gerekiyor. Bu sadece Ukrayna’daki barışla ilgili değil, Avrupa’daki barışla ilgili” dedi.

Almanya-ABD ilişkileri gerilebilir 

Almanya, ABD’den sonra Ukrayna’ya en fazla mali ve askeri destek yapan ülke. Trump’ın buna rağmen Almanya ve diğer Avrupa ülkelerini muhatap almadan Putin ile müzakereleri başlatması önümüzdeki dönem iki ülke arasındaki ilişkileri gerebilir. 

Benzer bir tutum Fransa’da da hakim. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot yaptığı açıklamada, “Bir barış anlaşmasının parametrelerini Ukrayna belirlemeli. Ukrayna NATO üyesi olmadığı takdirde Avrupa’nın güvenlik garantörü olması gerekiyor. Avrupa’nın taraf olmadığı görüşmelerde Ukrayna için adil barışın olması mümkün değil” ifadelerini kullandı.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares de Ukrayna’ya ilişkin kararların Ukrayna ve Avrupa olmadan alınmaması gerektiğini söyledi.

İngiltere’den Trump’a tam destek

İngiltere ise diğer Avrupa ülkelerinden farklı bir tutum sergiledi. Geleneksel olarak dış politikada ABD ile birlikte hareket eden İngiltere, Trump’ın “barış girişimi”ni selamladı. 

Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, “Başkan Trump’ın bu barbarca savaşı sona erdirme arzusunu destekliyoruz. Rusya askerlerini geri çekerek ve işgalini sona erdirerek yapabilir. Şu anda önceliğimiz Ukrayna’yı mümkün olan en güçlü konuma getirmektir” dedi.

Avrupa Trump’a hayır diyebilecek mi?

Trump’ın Putin ile telefon görüşmesiyle başlattığı müzakere sürecinin nasıl sonuçlanacağı ise belirsiz. Daha önce Trump ve danışmanlarının gündeme getirdiği “toprak kaybına karşılık güvenlik” ekseninde görüşmelerin olacağı anlaşılıyor.

Rusya’nın “kırmızı çizgi” ilan ettiği NATO üyeliğinden feragat edilmesi durumunda, Kırım ve Donbass dışındaki yerlerden çekilme seçenekler arasında. Ancak Rus nüfusunun olduğu bölgelerde özerkliklerin verilmesi de söz konusu olabilir.

ABD’li bakan: 2014 sınırlarına dönmek hayal

ABD’nin yeni Savunma Bakanı Pete Hegseth de hafta başında Brüksel’de yapılan NATO Savunma Bakanları toplantısında mevkidaşlarına anlaşmanın ana hatlarını sundu. Öneride Kırım ve Donbass’ın fiilen Rusya’nın parçası olduğu kabul ediliyor. Ukrayna’nın topraklarının 2014 öncesi sınırlara dönmesinin “hayali” olduğunu söyleyen Hegseth, Ukrayna’nın NATO üyeliğinin de söz konusu olmayacağını ifade etti.

Aynı görüşmede Hegseth, ABD’nin Ukrayna’ya barış anlaşmasını güvence altına almak için kesinlikle asker göndermeyeceğini de söyleyerek, Ukrayna’nın güvenliğinin Avrupa ülkelerine havale edilmesinin mesajını da verdi. Müzakere dışında tutulan Avrupa ülkelerinin Ukrayna’ya asker göndermesi konusunda da farklı görüşler ortaya çıkabilir. Rusya, bunu da “kırmızı çizgi” olarak sıralayabilir.

Avrupa’ya ‘savaşın faturasını ödeme’ görevi 

Hegseth tarafından NATO toplantısında sıralanan ABD’nin Ukrayna müzakerelerindeki yol haritasında, Avrupa’ya sadece savaşın faturasını ödeme görevi veriliyor. Trump ve Putin arasında üzerinde anlaşmaya varılacak muhtemel bir barış planına Ukrayna ve AB’nin fazla itiraz etme şansı ise bulunmuyor. Zira ABD’nin askeri ve ekonomik olarak dahil olmadığı bir savaşın sürdürülmesinin koşulları yok.

Muhtemel bir barış planını bütün AB ülkelerinin kabul etmemesi de söz konusu değil. Zira son bir yıl içinde başta Macaristan ve Slovakya olmak üzere bazı AB ülkeleri, Rusya ile normal ilişkilerin kurulması çağrısında bulunmuştu. Planın reddedilmesi durumunda hem transatlantik ilişkilerde gerilme hem de AB içinde bölünme hızlanabilir. Bu nedenle, savaşla birlikte ABD’nin Ukrayna politikasına tam olarak yedeklenen ülkeler, “barış” nedeniyle araya mesafe koymaya yanaşmayacak gibi görünüyor.

Evrensel'i Takip Et