15 Şubat 2025 08:45
/
Güncelleme: 13:17

Asil Nadir'in hayal kırıklıkları

Emek borcunu öde(ye)meyen bir iş adamı olarak Asil Nadir biz basın emekçilerinin de "hayal kırıklığı" oldu.

Asil Nadir'in hayal kırıklıkları

Londra’daki Kıbrıs’a yönelik milli mücadeleyi “milliyetçi mücadeleye” dönüştürmeye çalışan üç Kıbrıslı: Asil Nadir, Alparslan Türkeş ve Ramadan Güney/1917 yılında Kıbrıs’ta doğan Türkeş’in Londra ziyaretinden, 14 Şubat 1991 | Fotoğraf: Londra'da Bizim'Kiler kitabı, Faruk Eskioğlu

Faruk Eskioğlu

LONDRA – Kıbrıslı İş Adamı Asil Nadir (83), KKTC’de tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Asil Nadir'in ardından bazı ‘güzel şeyler’ yazıldı. Hatta onun “devrimci bir ruha” sahip olduğu bile söylendi. Bizde “ölünün ardından kötü söz söylenmez” diye bir adet var. Neyse dostlar ben Asil Nadir'in vasiyetinde yer aldığı öne sürülen “kendisine ihanet edenler”den ve tahmin ettiğim “hayal kırıklıkları”ndan söz etmek istiyorum.

Öncelikle Asil Nadir “devletçi” ve sağın sağında bir görüşteydi. KKTC'nin eski başbakan ve cumhurbaşkanlarından Mehmet Ali Talat, Asil Nadir’i şöyle tanımlıyor: “Ben daha amatör bir siyasetçiyken ‘sermayeye karşı mücadele’ tahtında ona karşı yürüttüğümüz mücadele, onun da sermayenin partisi UBP ve emperyalizmin adamı Denktaş’ın yanında, sola tüm varlığıyla savaş ilan etmesi bizleri uzlaşmaz pozisyonlara yerleştirdi.”(*)

Asil Nadir, Londra'da da aynı siyasi misyonu sürdürdü. İş yerlerinde Türkiye ve Kıbrıs'tan gelen milliyetçilerin istihdamında pozitif ayırımcılık yaptı. Londra'da Kıbrıslı Türklerin yurtlarına yönelik "milli dava"larını "milliyetçi dava"ya dönüştürmek için toplumdaki en gerici, şoven kesimlerle iş birliği yaptı. MHP Lideri Alpaslan Türkeş Londra'ya geldiğinde ilk görüştüğü isimler arasındaydı. 

İş adamı son günlerinde farkında mıydı bilmiyorum, ama şirketlerindeki çalışanları, emekçileri onu zenginleştirirken, muhafazakar-milliyetçi kesim de onu hep hayal kırıklığına uğrattı, hatta batırdı. Gerçi basında yer alan vasiyetindeki “İhanet edenler her daim içimizdeydi” sözlerinden farkına olduğunu düşünebiliriz.

Nadir’in en büyük hayal kırıklıklarına gelirsek... İngiltere'de Polly Peck'in sahibi olarak en zenginler listesindeyken Muhafazakar Partinin en büyük destekçisi ve finansörüydü.  Polly Peck'in borsa hisselerinde düşüş, şirkette krizi tetikledi. İktidardaki Muhafazakar Parti, onu ve şirketini kolayca kurtarabilirdi ama kurtarmadı. "Besle kargayı oysun gözünü" atasözü gerçek olmuştu. Adı “John Smith olsaydı kurtarırlar mıydı” diye sorarsanız, "evet" derim ama kurtarmadılar işte. Bu ayrı bir araştırma konusu. "Yolsuzluk ve dolandırıcılık"tan tutuklanan Nadir, 1993'te 3.5 milyon sterlin kefaletle serbest kaldığında da Kuzey Kıbrıs'a kaçtı. Londra Türk radyosunda yapılan anonsla toplumdan kefalet parası toplanmış, aslan payını da bir başka milliyetçi patron Ramadan Güney ödemişti. Haliyle kefalet de yandı. Muhafazakar iktidar Asil Nadir'in en büyük hayal kırıklığı oldu, ama ileride dersini almadığını da görecektik.

Asil Nadir ’80’li yıllarda Türkiye pazarına da girmişti. Bir pizza zincirinin Türkiye’deki ilk şubesini açmış, elektronik ve beyaz eşya şirketi Vestel’i kurmuştu. En önemlisi de 1988’de Dönemin Başbakanı Turgut Özal’ın tavsiyesiyle bilmediği bir alana, medya dünyasına adım atmıştı. Önce Günaydın gazetesini, ardından Güneş ve Tan gazeteleriyle Nokta dergisini satın aldı. Aynı zamanda KKTC’de Kıbrıs Medya Grubunu kurdu. Artık Turgut Özal'ın prensleri arasındaydı. Ben o dönemde Londra'da Nokta temsilcisiydim. Asil Nadir, satın aldığı gazetelerin Londra temsilcilerini Hyde Park yakınlarındaki bir ofisin çatısında topladı. Başına da eski AA Londra Temsilcisi Övül Tezişler'i getirdi. Eski bir asker olan Tezişler'in, Londra'ya resmi ziyaretteki Özal'ı protesto edenlere kızıp otelin en üst katından çektiği fotoğrafları Büyükelçiliğe vermeyi maharet saydığına bizzat tanığım. Londra'da 2000'de henüz 57 yaşında yaşamını yitiren Tezişler’in vefatının 10'ncu yılı anma gününde bu ‘vatanseverliğini’ anlatmıştım. Ayrıca o ekipteki Günaydın Gazetesi Londra Temsilcisi Bora Paran'dan da "Asil Nadir'in hayal kırıklığı" olarak söz etmeliyim. Asil Nadir'i gölge gibi izleyen Paran, 1992'de işvereniyle yolları ayırdığında, çalışırken gizlice tuttuğu notlarla patronunun özel yaşamını "Bir imparatorun içyüzü - Asil Nadir" kitabında anlattı. Basın etik kurallarını çiğneyen bu gazeteci-yazar(!) mesleğe de veda etmiş oldu.

Asil Nadir, Polly Peck'te kriz başladığında Türkiye'deki yatırımlarının bir karşılığı olarak Turgut Özal'ın kendisine destek olmasını istedi. Özal ise kendisini medya grubuyla her zaman destekleyen bu heyecanlı "prens"ine iktidarın elini uzatmayarak, Asil Nadir'in bir diğer büyük büyük hayal kırıklığı oldu.

Asil Nadir'in amiral gemisi Polly Peck 550 milyon sterlin borçla iflas edince depremin tsunamisi Türkiye'ye de ulaştı.  Gazeteci Fikret Ercan'ın kaleminden "Türkiye'deki gazeteleri matbaaları talan edildi, şirketleri kapanın elinde kaldı." Nadir'in sahibi olduğu gazetelerde çalışanlar aylarca "meslek saygısından" ücretsiz çalıştılar. Günaydın'da kalp krizi geçirerek ölen bir meslektaşımızın cebinden yalnızca dolmuş parası çıkmıştı. O dönemde benim de Nokta dergisinden ciddi bir alacağım kaldı.

Muhafazakar Parti 2010'da binlerce mağdur Polly Peck hissedarına verdiği sözü tutarak Asil Nadir'i, İngiltere'nin tanınmadığı ülke KKTC'den Londra'ya getirip hakim karşısına çıkarmayı başardı. Yaşadıklarını hazmedemeyen Asil Nadir “Adını temize çıkarmak" takıntısıyla İngiltere’ye döndü. ‘Kurt patron’ Muhafazakarlarca yine kandırılmıştı. Yeniden yargılanan Asil Nadir, iki yılı ev hapsinde geçirdi. Hakkındaki 13 suçlamanın 10’undan suçlu bulundu ve 10 yıl hapse mahkum oldu. Kendi hesabına toplam 34 milyon sterlin aktardığı kanıtlanan Nadir, 5 buçuk milyon sterlini de usulsüz şekilde şirket dışına çıkarmaktan suçlu bulundu. Yarım milyar sterlin borçla batan bir şirkette, zorlamayla 5 buçuk milyonun usulsüz kullanılması Asil Nadir'in sürekli dile getirdiği "siyasi komplo"yu doğrulasa da iş işten geçmişti artık. Bu adını temize çıkarma gezisi milyonlarca sterlinlik bir servete de mal olmuştu. Ama atalarımızın dediği gibi, son pişmanlık fayda etmedi...

Asil Nadir’in cezasının geri kalanını Türkiye’de çekme talebi, 2016’da İngiltere Adalet Bakanlığınca kabul edildi. Londra’dan İstanbul’a getirilen Nadir, Silivri Ceza İnfaz Kurumuna konuldu. Ancak suçu işlediği tarihte yürürlükte olan şartla salıverme ve erteleme yasasından faydalandı. Bir gece sonra tahliye edilerek KKTC’ye döndü.

Neyse dostlar son söz olarak emek borcunu öde(ye)meyen bir iş adamı olarak Asil Nadir biz basın emekçilerinin de "hayal kırıklığı" oldu. Nadir'in cenazesinde imam sorduğunda (inanmasam da) ben buradan nasıl seslenmeliydim dostlar? “Helal olsun” mu, “Helal olmasın” mı?

________________________

(*) https://acikgazete.com/talatn-asil-nadir-yorumu/

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Bütün toplum heybede

Bütün toplum heybede

Emekçileri bastırmak için grevler yasaklandı. “İç cepheyi tahkim” denilerek her kesimden siyasetçi, gazeteci ve aydına yönelik sabah operasyonları, tutuklamalar ve akılalmaz gerekçelerle açılan davalar sürüyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Adalet bakanı, "Kimileri ‘Bize soruşturma açın’ dercesine ortalıkta dolaşıyor" demişti. BİRTEK-SEN genel başkanının tutuklanmasından sonra siyasetçiler, gazeteciler ve sanatçılar şafak operasyonu ile gözaltına alındı

Evrensel'i Takip Et