15 Şubat 2025 15:25

Eğitim Sen Milli Eğitim Bakanlığını uyardı: Sendikal haklarımıza saldırmaktan vazgeçin!

Eğitim Sen, 13 Ocak iş bırakma eylemi sonrası, iş bırakma eylemine katılan eğitim emekçilerini tehdit eden MEB’i uyardı: “Sendikal haklarımıza saldırmaktan vazgeçin.”

Eğitim Sen Milli Eğitim Bakanlığını uyardı: Sendikal haklarımıza saldırmaktan vazgeçin!

Fotoğraf: Eğitim Sen

Ankara – Eğitim Sen, 13 Ocak iş bırakma eylemi sonrası MEB'in okullara gönderdiği ve öğretmenlere tebliğ edilen tehdit yazısına karşı, bugün MYK ve Genel Meclis üyelerimizin katılımıyla basın toplantısı düzenledi. Toplantı sonrası bir açıklama yapan Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak; Milli Eğitim Bakanlığını uyardı “Sendikal haklarımıza saldırmaktan vazgeçin!”

15 Şubat’ın Türkiye Öğretmenler Sendikası’nın (TÖS) büyük eğitimci yürüyüşünün yıldönümü olduğunu hatırlatan Irmak; “Bundan 56 yıl önce Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) öncülüğünde 10 binlerce eğitim ve bilim emekçisi insanca bir yaşam, demokratik bir eğitim sistemi ve daha adil bir toplum için sesini yükseltti. Bu yürüyüş, yalnızca öğretmenlerin hak mücadelesi değil, aynı zamanda emekçilerin dayanışmasının ve örgütlü gücünün de unutulmaz bir göstergesiydi. Bugün bizler o gün alanları dolduran öğretmenlerin mirasını devralan eğitim ve bilim emekçileri olarak, mücadele bayrağını daha da yukarıya taşımakla yükümlüyüz. Çünkü aradan geçen bunca yıla rağmen, eğitimin piyasalaştırılması, öğretmenlerin güvencesizleştirilmesi ve eğitim ve bilim emekçilerinin baskı altına alınmasına gibi sorunlar devam etmektedir” dedi.

“MEB, bilim emekçilerini sindirme ve baskı altına almaya çalışmaktadır”

Milli Eğitim Bakanlığı’nın son dönemde sendikal faaliyetlere yönelik saldırılarının, sendikal hak ve özgürlükleri açıkça ihlal eden boyutlara ulaştığına işaret eden Irmak. “Bu durumun son örneği 13 Ocak iş bırakma eylemi sonrasında okullara gönderilen ve iş bırakma eylemine katılan eğitim emekçilerine tebliğ edilmeye başlanan tehdit ve gözdağı içerikli metin olmuştur. Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), 13 Ocak'taki iş bırakma eylemimize katılan eğitim emekçilerine yönelik hukuksuz bir uygulamaya girişmiştir. MEB tarafından okullara gönderilen yazı, sendikal haklarımızı açıkça hedef almakta, eğitim ve bilim emekçilerini sindirme ve baskı altına almaya çalışmaktadır” diye belirtti.

“Sendikal haklarımızdan ve örgütlenme özgürlüğümüzden vazgeçmeyeceğiz”

“Anayasal ve yasal haklarımızı yok sayarak açıkça suç işleyen MEB’i bir kez daha uyarıyoruz” diyen Irmak. Dünden bugüne verilen mücadeleyle kazanılan sendikal haklardan ve örgütlenme özgürlüğünden asla vazgeçmeyeceklerinin altını çizdi.

MEB'in açıklamasında, sendikal hakların anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altında olduğu belirtilirken, iş bırakma eyleminin “öğrencilerin eğitim hakkını engellediği” gibi asılsız bir iddiayla suçlamasının dikkat çekici olduğunu ifade eden Irmak; “Bizler 13 Ocak’ta insanca yaşamaya yetecek bir ücret, güvenceli iş ve nitelikli eğitim için üretimden gelen gücümüzü kullanarak demokratik hakkımızı kullandık ve kullanmaya devam edeceğiz. MEB ve siyasi iktidar şunu çok iyi bilmelidir: Sendikal haklarımız, uluslararası sözleşmeler ve anayasa ile güvence altındadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS), ILO’nun 87 ve 98 sayılı sözleşmeleri, BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi, Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı ve Anayasamızın 90. maddesi sendikal haklarımızı açıkça tanımakta ve güvence altına almaktadır” dedi.

“MEB sendikal hak ve özgürlüklere açıkça müdahale etmiştir”

Türkiye’nin taraf olduğu bu sözleşmelere göre kamu emekçilerinin iş bırakma hakkının olduğun ve bu hakkı engellemenin hukuksuzluk olduğunu söyleyen Irmak şöyle devam etti; “MEB’in sendikal hakları kullanmak isteyen eğitim emekçilerine yönelik açık açık tehdit içeren yazısı ve disiplin süreçleri, bu madde kapsamında açıkça suç teşkil etmektedir. İş bırakma eylemlerine katılan eğitim emekçilerinin cezalandırılması veya hukuki yaptırım tehdidiyle sendikal faaliyetlerden caydırılmaya çalışılması, sendikal hak ve özgürlüklere açıkça müdahale anlamına gelmektedir.”

“Asıl eğitim öğretim hakkını engelleyen MEB’tir”

MEB’in sorunları çözmek yerine, eğitimcileri haklı ve meşru bir sendikal eylem üzerinden tehdit etmesinin kabul edilemez olduğunun altını çizen Irmak; “Öğrencilerin eğitim hakkını engelleyen eğitim emekçileri değil, bizzat MEB’in kendisidir. Öğrencileri MESEM uygulamalarıyla ucuz iş gücü haline getirenler, devlet okullarına kaynak ayırmayıp eğitim yerine özel okulları teşvik edenler, öğretmen açığını kapatmak yerine düşük ücretli, güvencesiz ücretli öğretmen istihdamını sürdürenler, tasarruf adı altında okulları temizlik personelinden yoksun bırakanlar, mülakatla öğretmen alarak liyakati yok edenler “asıl eğitim öğretim hakkını engelleme”  suçunu işlemektedir” ifadelerini kullandı.

“Boyun eğmeyeceğiz, mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz”

Yüz yılı aşkın bir süredir devam eden, fiili meşru mücadele anlayışıyla hareket eden eğitim emekçilerinin sendikal haklarını savunma mücadelesinin, aynı zamanda demokratik hakların korunması mücadelesi olduğunu belirten Irmak şunları dile getirdi; “MEB’in baskıcı politikalarına karşı, eğitim emekçileri mücadele ve dayanışmasını güçlendirecek, bütün baskı ve tehditlere rağmen sendikal hak ve özgürlüklerini savunmaya devam edecektir. Günümüzde yalnızca eğitim emekçileri değil, Antep’te, Ankara’da, İzmir’de, İstanbul’da ve ülkenin birçok yerinde işçi direnişleri de valilik yasakları, grev yasakları, gözaltılar ve baskılarla karşı karşıya kalmaktadır. Emekçilerin hak mücadelesini sindirme çabaları, yalnızca eğitim alanıyla sınırlı kalmayıp, tüm çalışma alanlarında örgütlenmeyi ve dayanışmayı hedef almaktadır. Ancak tarih bize göstermektedir ki baskılar karşısında geri adım atmayan, örgütlü mücadeleyi büyüten emekçiler eninde sonunda kazanacaktır. Hiçbir tehdit bizleri geçmişte bedeller ödeyerek kazandığımız sendikal haklar ve özgürlüklerimizden vazgeçiremez. Baskılara, tehditlere boyun eğmeyecek, mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz.

Dün TÖS’lüler olarak nasıl haklarımız için yürüdüysek, bugün de her türlü baskıya, sömürüye, gericiliğe ve piyasalaştırmaya karşı dayanışmamızı büyütmekten ve mücadeleden geri durmayacağız. Çünkü bizler biliyoruz ki örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez!” (Haber Merkezi)

Evrensel'i Takip Et