Petek Kontrplak işçileri sefalet zammına karşı direnişte: 2017’de bir fabrikası vardı, 4 fabrika aldı

Elif Ekin Saltık
ekinsaltik@gmail.com

Antep — Turgut Özal Küçük Sanayi Sitesi’nde faaliyet yürüten, Mehmet Semih Petek’in sahibi olduğu Petek Kontrplak işçileri sefalet ücretine karşı iş bıraktı. İşlerinin ağır ve tehlikeli işler sınıfında olduğunu anlatan işçiler, fabrikada her gün iş kazaları yaşandığını, kölelik koşullarında çalışmaya karşı insanca çalışma koşulları ve 30 bin lira ücret istedi.

Üç vardiya olarak yaklaşık 300 kişinin çalıştığı fabrikada 3 vardiyadan da işçilerin direnişe çıktığını aktaran işçiler, vardiya amirleri dahil 20 kadar işçinin çalışmaya devam ettiğini söyledi. Çalışma koşullarını anlatan işçiler şöyle devam etti: “Bura iş güvenliği açısından ahım şahım önlemlerin alındığı bir yer değil. İşçiler arasındaki ücretler de uçurum. Komşu fabrikalarımız dokuma, halı, onların daima altına çalışıyoruz. Kimyasal var, patlayıcı madde var, yüksek ısıyla çalışıyoruz, işimiz ağır ve tehlikeli işler sınıfında. Ancak yaptığımız işe nedeniyle ağır kaldırmaktan hepimiz bel fıtığı olmuş durumdayız. Ürettiğimiz en hafif şey 50 kg.”

“Yüksek ücret ödeyeceği algısı yarattı”

Patronun yüksek ücret ödeyecek algısı yarattığını ancak kimi işçiye 18 bin lira, kimine 25 bin lira, kimine de 29 bin lira ücret yatırdıklarını ifade eden işçi, 2017’de işe başladığında patronun 1 tane fabrikası olduğunu bugünse holding haline geldiğini anlattı: “Şimdi dört fabrika aldı. Yine burada 80 dönümlük tarla almış. Ukrayna’da fabrika açtı. Bize verdiği sözü hâlâ tutmadı.”

Kölelik koşullarında çalışma

İşçiler çalışma koşullarını, yaşadıkları baskıları da şu sözlerle anlattı: “Pazar günleri zorunlu mesai var. Mesaiye gelmeyenleri, ‘Yerinizi, bölümünüzü değiştiririm, işten atarım’ diye tehdit ediyorlar. İş kıyafetlerimiz üzerimde parçalanana kadar yenisini verilmiyor. Ayakkabı desen aynı şekilde. Ücretlerin asgari ücretten fazla olan kısmı, mesailer elden ödeniyor. Primlerimiz asgari ücretten yatıyor. Eskiden servisler kaçaktı, bizi toplayıp farklı yollardan getiriyordu. Birkaç kez ceza yiyince ancak öyle düzelttiler. Hani kaza geçirsek tazminat falan alamazdık. İş kazası geçiren bir arkadaşımız 20 gün raporluydu, hastanede iş kazası yazdırmadılar, evde kaza geçirdi dediler bir de 20 günlük ücretini kestiler.” Direnişe çıktıklarında ‘Valilik yasağı var’ dendiğini, jandarmanın fabrika önünde durmalarına izin vermediğini ifade eden işçiler, “Yasak falan tanımıyoruz” dedi.

“30 bin lira ücret istiyoruz”

İşçiler taleplerini ise şöyle sıraladı: “Patron ‘2 bin lira erzak yardımı, 2 bin 500 lira da primi vereyim’ diyor. Biz de 28 bin lira ücret istiyorduk ama BİRTEK-SEN ile temas kurduktan sonra 30 bin lira talep ediyoruz artık. 3 gün devamsızlık yapınca devamsızlık primi kesiliyor. Çocuğumuz hastalanıyor, cenazemiz oluyor, devamsızlık primi kesilince kimimizin aldığı ücret yine asgari ücret oluyor. Talebimiz 30 bin lira maaş, iki bayramda yarım maaş ikramiye, 2 bin lira devamsızlık primi.”

“Daha iyi emekli ücreti alsaydım çalışmazdım”

Direnişe çıkan işçilerin geneli genç işçiler, pek çoğu çocuk işçi olarak başlamış çalışmaya. Aralarından bir işçi dikkatimizi çekiyor. İsminin Hüseyin Kara olduğunu öğrendikten sonra sohbet ediyoruz: “62 yaşımdayım. Dokuma ustasıydım, emekli oldum. Ünaldı direnişinde bulundum, güzel günlerdi. 2016’nın 4 ayında girdim buraya, şimdiye kadar çalışıyordum. Mecburiyetten çalışıyorum, ihtiyaç, emeklilik yetmiyor. 4 çocuğum var, 3’ü evli biri okuyor. Yaşımıza göre daha rahat bir iş olsa daha iyi. Daha iyi bir emekli ücreti alsaydım çalışmazdım. Tam rahat edeceğim yaştayız artık ama çalışmak zorunda kalıyoruz. Zorlanıyorum, mesela bacağım ağrıyor bazen, ayakta durmakta zorlanıyoruz. Hayat gerçekten çok zor.”