17 Şubat 2025 05:10
/
Güncelleme: 13:37

Başpınar’da mücadele yasaklara rağmen sürüyor: Bu sömürü çarkı işçilerin birliği ile kırılır

Valilik yasağına, patronların oyunlarına rağmen insanca yaşanacak ücret talebiyle başta Çelikaslan, Şireci, Yalçın Kardeşler ve Okkıran olmak üzere 10’un üzerinde fabrikada işçiler grevde.

Başpınar’da mücadele yasaklara rağmen sürüyor: Bu sömürü çarkı işçilerin birliği ile kırılır

Fotoğraf: Evrensel

Elif Ekin Saltık
ekinsaltik@gmail.com


Antep — Antep Valiliğinin 15 günlük eylem ve etkinlik yasağından, işçilerin sendikanın ‘s’sini ağzına alsa atılmakla tehdit edildiği, işçiler üzerinde her türlü baskı, engelleme, yıldırmanın devam ettiği Başpınar işçilerinin sefalet zammına karşı mücadelesi devam ediyor. Bugüne kadar 10’dan fazla fabrikada direnişe çıkan, kimi kazanım elde ederek fabrikasına dönen işçilerin sendikası BİRTEK-SEN ile sürdürdüğü cesaret ve kararlılık ise Türkiye işçi sınıfı tarihine yeni bir soluk oluyor.

AKP Milletvekili İrfan Çeliksaslan’ın sahibi olduğu Çelikaslan Fabrikasında işçilerin direnişe geçmesiyle devletin bütün güç aygıtları işçilerin karşısına dikildi. Yasaklar, engellemeler, peş peşe geldi. Ancak tüm bu yasaklar Yalçın Kardeşler Carpet Fabrikasında işçilerin birliğinin daha da perçinlenmesine neden oldu. Yaklaşık 300 işçinin çalıştığı Yalçın Kardeşlerde dokuma bölümünden 80’e yakın işçi direnişe çıktı. Küçük bir kısmının işe döndüğü fabrikada kalan işçiler mücadele etmekte ve sendikalı olmakta kararlı. Dışarıdan işçi çağırarak direnişi kırmaya çalışan patron kısmen bu planında başarılı olsa da direniş olduğunu öğrenip iş başvurusundan bulunmaktan vazgeçen işçiler de var. Güvenlik nedeniyle adına Mesut diyeceğimiz işçi “Abla 5 sene de 10 sene de çalışsan Başpınar’ın içinde senin bir gram değerin olmuyor, gözünün yaşına bakmadan 1 dakika içinde seni çıkarıyorlar. ‘Hakkını veriyoruz, başka bir yere git’ diyorlar. Biz zaten başka yerde ekmek yeriz de önemli olan çalıştığımız yerde hakkımızı almak, haklarımızı korumak, birlik olmak. Bir çay kaşığı kadar işçilere verip, bardağı her şeyi kendileri alıyor” diyor.

Sınıf kardeşliğinin örneği: İş başvurusuna gitti direnişi öğrenince başvurudan vazgeçti

Çalıştığı fabrikanın patronu tarafından “Yalçın Kardeşler’e iş başvurusuna git” denildiğinde işçilerin mücadele ettiğini bilmediğini, bunu öğrendikten sonra içeriye girmediğini söyleyen Mesut, “Ben vicdanen rahatım, gerekirse 1 sene boş gezerim ama arkadaşlarıma ihanet etmem” diye konuşuyor. Bu durum patronlar arasındaki birliğin en somut örneği olurken, Mesut’un sergilediği tutumsa patrona karşı sınıf kardeşliğinin en güzel örneğini oluyor. “Başpınar’da işçi olmak ne demek?​” diye sorduğumuz Mesut şöyle devam ediyor: “Başpınar’da işçi olmak rezillik. Bir değerin, kıymetin yok. Gece vardiyasında sabaha kadar rezil oluyorsun, yorgun düşüyorsun dinlenme yok. Az bir şey kusur gördüler mi, senin yıllarına, verdiğin emeğe bakmadan kapı önüne koyuyorlar, tazminatsız çıkarmaya bakıyorlar seni.  ‘Makineler durmadan çalışacaksın’ diyorlar, ‘Ne hakla oturuyorsun’ diye hesap soruyorlar. Çocuğun olmuş, devlet tarafından verilmiş 5 günlük babalık iznin var, usta ‘İşe gel’ diyor. ‘Çocuğum olmuş’ diyorsun, ‘İşe gel diyorsam kapatacaksın’ diyor. Kara listeye çekiyor direkt. Bir kıpırdanma olunca da o defteri açıyor… Bayramda çalıştırma, bilgimiz olmadan işe giriş çıkış yapma, isim değiştirme, şirket değiştirme, hakaret ne ararsan var. Ben bir gün devamsızlık yapmadığım halde bir ayda 25 günlük devamsız göstermişler, çıkışımı verip hakkımı öyle verdiler.”

‘Kanımızı içseler doymazlar’

Yaşam koşullarını ise şöyle anlatıyor Mesut: “3 çocuğu olan da var 5 çocuğu olan da var burada. 7. aydan beri ekmeğe 4 defa zam geldi. Bir ailenin sadece bir ekmeğe verdiği para 120 lira. Çoğumuz kiracıyız. Aldığımız ücret neye yetsin. Burada korkunç bir sömürü var. Kanımızı içseler doymazlar. Bu kadar millet de çoluğunun çocuğunun rızkını düşünüyor.”

“Peki bu sömürü çarkı nasıl değişir” diye sorduğumuz Mesut bu soruya da şu yanıtı veriyor: “İşçilerin birliği ile değişir. Önce işçiyi insan yerine koymaları lazım. Herkes ayaklanacak, dışarıya çıkacak, bizim gibi iş başvurusuna gelenler de işçi arkadaşlarının yanında duracak bak o zaman nasıl değişiyor. Tek şey işçilerin birliği ve mücadelesi. Bütün işçiler sendikalı olsa sendikanın içinde yer alsa kimsenin gücü yetmez.”

‘Sendika çatısı altında birliğe ihtiyacımız var’

İşçi Mesut’tan sonra direnişe önderlik eden işçilerden biriyle sohbet ediyoruz. “Her şey ani gelişti. Zamlarımız açıklandı yüzde 34 verdiler ama bizim işçiliklerimiz düşük olduğu için piyasanın altında kaldık. Bizim ücretlerimiz 33 lira oldu, biz de ücretlerimizi telciye (kalfa yardımcısı) 40 bin lira, kalfaya 45 bin lira istedik. ‘Siz şimdi girin çalışın piyasa oturunca yeniden konuşuruz’ diyorlar. Haksız olduklarını resmen ilan ediyorlar ama oyalama taktiğine gidiyorlar” diye süreci anlattıktan sonra nasıl birlik oluşturduklarını da şu sözlerle anlatıyor: “Çok kez sendikaya gittik geldik, ancak birlikle kazanacağımızı söyledik ve bir anda gelişti. Sendika önemli bir adım oldu, ücretlerimizin düşük olması da bunu tetikledi. Sendika birlik olmak, beraber olmaktır. Sendika olması bütün işçiler için en iyisidir. BİRTEK-SEN olmasaydı ne yapacağımız bilemezdik, bizi bilgilendiren, güçlendiren, bir araya getiren, haklarımızı anlatan, bize yol gösteren sendika oldu. Bizim birliğe ihtiyacımız var” diyor.

‘Patronlar ‘Gerekirse zarar edelim yeter ki işçiler birlik olmasın’ diyor’

Bir başka işçi ise “Patronlar zarar etmeyi göze alıp işçinin iki, üç kuruşuna göz diken adamlar. Burada ‘işçiler birlik olmasın da ne olursa olsun’ diyorlar. Burası kurulduğunda iki makine vardı sadece şimdi iki, üç fabrikası var patronun. Tenezzül edip işçilere bir kelime bile etmiyor. Buraya sahipsen işçiler sayesinde sahipsin, insanlar da çocuğunun rızkı için daha iyi bir ücret istiyor. Bizim tek istediğimiz sefaletle baş başa kalmamak, insanca bir yaşam sürmek, hafta sonu çocuklarımızla vakit geçirebilmek. 2018’den beri buradayım ve bayramlarda bile çalışmışım” diyor.

İş kazası geçiren işçinin yevmiyesi kesilmiş, tedavi ücretini kendi karşılamış

2015 yılından sonra ilk kez direnişe çıkan fabrikalardan biri Has Çuval. İş kazaları ile ünlü bir fabrika. Sahibi Ali Özmermer. 2 fabrikada toplam 800 işçi çalışıyor. Direniş sonrası 80 kadar işçi Kod 49’la işten atılmış, daha da atılması bekleniyor. İş kazası geçiren işçilerden biri makineye demir koyarken demirin kayıp düştüğünü parmağının parçalandığını anlatıyor: “Parmağın eti parçalanmış içi görünüyordu. Vardiya amiri ‘Hastaneye gidelim’ dedi. Hastaneden eve taksiyle döndüm, ücretini de cebimden ödedim. 20 gün boyunca pansumana gittim kendi cebimden ödedim, 20 gün raporluyum diye 7 bin lira aylık yatırdılar sadece. Şimdi fizik tedaviye gideceğim onu da kendi cebimden ödeyeceğim. Heyete girdikten sonra dava da açacağım.” Araya giren başka bir işçi ise “Bunlar hep hükümetten kaynaklı, kölelik sistemini kurdular” diyor. Bir başka işçi ise stop düğmelerinin çalışmadığını, arkadaşı kurtarmasa, kolunu neredeyse kaybedeceğini aktarıyor.

İşçiler mücadeleye devam dedi

Boyar, Canan, Çelikaslan, Has Çuval, Şireci, Yalçın Kardeşler, Okkıran  olmak üzere 10’un üzerinde fabrikada işçiler direnişe geçerken Ufuk Halı, Covtex, Kevser Halı, Lotus İplik, Karafiber (Selçuk İplik), Sırma Halı ise direnişe geçip kısmi kazanımlarla üretime dönen fabrikalar oldu. Boyar, Canan, Çelikaslan, Has Çuval, Şireci, Yalçın Kardeşler, Okkıran’da direnişe çıkan işçilerin bir kısmı işten atılırken çalışmaya devam eden işçiler arasında ücret artırım talebi ve sendikalaşma mücadelesi devam ediyor. İşçiler BİRTEK-SEN’e giderse, Genel Başkanı Mehmet Türkmen, EMEP Antep Milletvekili Sevda Karaca ile görüşürse işten atılmakla tehdit edilirken, yine aynı isimlerin fabrika önlerine gelmesine izin vermemeleri üzerine tehdit ediliyor.

Önceki gün Has Çuval, Yalçın Kardeşler, Çelikaslan ve Okkıran Halı işçileri ile toplantı yapan BİRTEK-SEN toplantı sonrası yaptığı açıklamada anlaşma sağlanamaması halinde “Mücadeleye devam” kararı verdiklerini ifade etti.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Bütün toplum heybede

Bütün toplum heybede

Emekçileri bastırmak için grevler yasaklandı. “İç cepheyi tahkim” denilerek her kesimden siyasetçi, gazeteci ve aydına yönelik sabah operasyonları, tutuklamalar ve akılalmaz gerekçelerle açılan davalar sürüyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen sendikacılık yaptığı için tutuklandı.

Evrensel'i Takip Et