‘İyi, doğru, güzel bir şey var da gazeteciler mi bunu haberleştirmiyor?’
Basın örgütleri Ebubekir Şahin'in haber bültenlerine dair yaptığı açıklamayı değerlendirdi ve "Haber gerçekse, güncelse, kamu yararı varsa yayınlanır. Haber denetimi yapmak RTÜK'ün işi değil" dedi.

Görsel: DHA
Gözde Tüzer
gozdetuzer@gmail.com
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in haber bültenlerine dair açıklamasını gazetemize değerlendiren basın meslek örgütü temsilcileri; gazetecilik mesleğinin gerçekleri topluma ulaştırma amacı taşıdığını belirterek “Haber denetimi yapmak RTÜK’ün işi değil” dedi.
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin önce “Haber bültenlerinde şiddet içerikli görüntü ve seslerin dışında yayınlanan haberlerde de ülkemizde ‘olumlu olaylar’ olmadığı algısı yaratılıp vatandaşlarımızın karamsarlığa ve yalnızlığa düşürülmek istendiği görülmektedir” demişti. Birkaç gün sonra ise, bu sözlerinin bazı medya kuruluşları tarafından 'basına sansür' olarak yansıtıldığını öne sürdü ve “Bilinmelidir ki RTÜK sosyal medya baskıları ve algı operasyonlarıyla değil, kanunun kendine yüklediği yetkiyle görevini yerine getirmektedir. Bundan sonra da bu sorumlulukla hareket etmeye devam edecektir” dedi.
Tüm bu açıklamalar topluma haber verme görevi olan “gazetecilik” mesleğini nasıl etkiliyor, zaten az sayıda olan eleştirel yayın yapan haber kanalları için ne anlama geliyor ve toplumun haber alma hakkı nerede duruyor?
Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş, DİSK Basın İş Başkanı Turgut Dedeoğlu, Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Kıvanç El ve Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu cevapladı.
‘Güzel haberler görmek isteniyorsa, güzel icraatlar yapılsın’
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş “Gazetecilik mesleği gerçekleri ortaya çıkartmak, bu gerçeklerin toplumla buluşmasını sağlamak, kişileri değil kamuyu öncelemek üzere gerçekleştirilen bir meslektir. Gazeteciler elbette güzel olan şeyleri de haberleştirmekten keyif alırlar. Ancak şu an ülkenin içerisinde bulunduğu durum buna izin vermiyor. İyi, doğru, güzel bir şey var da gazeteciler mi bunu haberleştirmiyor?” diyerek sözlerine başladı.
Hemen her gün bir kadının şiddet gördüğü, öldürüldüğü, belediyelere kayyım atanan, seçilmişlerin tutuklandığı, hukuksuzluğun kol gezdiği, her gün bir işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiği, hakkını arayan işçilerin işten atıldığı, grev, direniş yapmak zorunda kaldığı, gazetecilerin gözaltına alındığı, mahkemeye çıkartıldığı, haberini savunmak zorunda bırakıldığı, milletvekillerinin doktorları, hemşireleri hedef gösterdiği bir ülkede yaşadığımıza dikkat çeken Durmuş şöyle devam etti: “Ama RTÜK Başkanı nerede yaşıyor da güzel şeylerin haber yapılmasını istiyor, bilmiyoruz. Bırakın artık gazetecilere ayar vermeyi, tehdit etmeyi… Güzel haberler görmek isteniyorsa güzel icraatların yapılması gerekiyor.”
‘Haber, gerçekse, güncelse, kamu yararı varsa, yapılır’
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu ise “Haber gerçekse, haber güncelse, yayınlanmasında kamu yararı varsa, içerik doğru ifade ediliyorsa gazeteciler için bu haber yapılır, yayınlanır, sunulur ve yorumlanır” ifadelerini kullandı. Basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünün sadece lehte olan, haberler, fikirler için değil, aynı zamanda muhalif olan, çarpıcı gelen, rahatsız eden haberler ve fikirler için de uygulanabileceğini ve bunların, çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gerekleri olduğuna dikkat çeken TGC “6112 Sayılı Kanunun amacı, kanunda yazılı olduğu üzere basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünün sağlanmasıdır” dedi.
Kurul açıklamasına şöyle devam etti: “Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir toplumsa, kamuoyunu ilgilendiren tüm olaylar hakkında, halkı objektif ve gerçekleri yansıtacak biçimde aydınlatmanın basının varĺık nedeni olduğu bilinmelidir. Halkı olumsuz etkileyen, kamu yararını zedeleyen sorunlarla ilgili olarak iktidarı ve yöneticileri eleştirmek, uyarmak, bu varlık nedeninin olmazsa olmazıdır.”
Anayasa’nın 28’inci ve 5187 sayılı Basın Yasası'nın 3’üncü maddesinin de basının bu görevini düzenlediğini hatırlatan TGC açıklamasında “RTÜK’ün toplumda çok sesliliği, yurttaşların haber alma hakkını ve kamu yararını gözetmesi gerekir. RTÜK basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünü engellemekten vazgeçmelidir” ifadelerine yer verdi.
‘İktidarın uygun gördüğü haberleri servis etme anlayışı dayatıyor’
Disk Basın İş Başkanı Turgut Dedeoğlu ise basın kurumlarına yönelik gözaltı operasyonlarının ve RTÜK Başkanı’nın açıklamalarının, medyanın işlevi ve basın özgürlüğü açısından oldukça düşündürücü olduğunu vurgulayarak basının temel görevini açıkladı: “RTÜK Başkanı'nın, olumsuz haberlerin kamuoyuna sunulmasını ‘toplumu karamsarlığa sürüklemek’ olarak değerlendirmesi, bağımsız gazeteciliğin doğasına ters bir bakış açısını yansıtıyor. Basının temel görevi, yalnızca ‘olumlu’ olayları aktarmak değil, gerçekleri tüm yönleriyle topluma sunmaktır. Gazetecilik, halkın bilgi edinme hakkını koruyan, iktidarları ve güç sahiplerini denetleyen bir kamu görevi niteliğindedir. Ancak şu anki yaklaşım, gazetecilerin ve medya kuruluşlarının yalnızca iktidarın uygun gördüğü haberleri servis etmesi gerektiği gibi bir anlayışı dayatıyor.”
RTÜK'ün görevinin, yayıncılık ilkelerine uygunluğu denetlemek olsa da bu denetimlerin eleştirel yayın yapan medya kuruluşları üzerinde baskı aracına dönüşmemesi gerektiğini belirten Dedeoğlu “Aksi takdirde, toplumun farklı görüşlere erişimi kısıtlanabilir ve demokratik bir toplumun temel unsurlarından biri olan bilgi edinme özgürlüğü zarar görebilir” dedi.
DİSK Basın İş Başkanı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına atıf yaptı ve şöyle devam etti: “Devletin basın özgürlüğü hususunda pozitif yükümlülüğü olup olmadığı tartışması, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında da yer almış ve Mahkeme bu konudaki yorumunu çeşitli kararlarında ortaya koymuştur. AİHM, öncelikle bir ülkede basın özgürlüğünden bahsedebilmek için çeşitli koşulların varlığının gerekliliğinden söz eder. Diğer bir ifadeyle, devlet sadece müdahale etmeme ya da gölge olmama şeklinde negatif bir yükümlülüğe değil; aynı zamanda gerekli koşulları sağlamaya yönelik edimleri gerçekleştirmeye dair pozitif bir yükümlülüğü haizdir. Sonuç olarak, RTÜK'ün açıklamaları, medya özgürlüğü ve haber alma hakkı konusunda dikkatli bir denge kurulması gerektiğini bir kez daha ortaya koymaktadır. Medyanın tarafsızlığını ve çeşitliliğini korumak, toplumun demokratik haklarının da korunması anlamına gelmektedir.”
Bültenleri düzenleyip, metinleri yazıp montajlayacak mı?
Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Kıvanç El ise “RTÜK'ün artık bundan sonra yapacağı iş; haber bültenlerini düzenleyip, haber metinlerini yazıp, haberleri de montajlayıp kanallara iletmek... Çünkü artık bu açıklamadan sonra ancak bu yapılır” diyerek sözlerine başladı.
Kıvanç El, gazeteciler olarak haber bültenlerinde aşırıya kaçan yorumlara, haberin değil yorumun verilmesine, dakikalarca analiz edilmesine dair gazetecilerin eleştirilebileceğini ancak bunun yerinin gazetecilik konferansları, akademik çalışmalar ya da meslek örgütlerinin sempozyum ve panelleri olduğunu belirtti. ÇGD Başkanı “Bir devlet kurumunun; ki adı sansür deyince akla gelen ilk iki üç kurumdan birinin başkanı çıkıp ‘haberler hep olumsuz’ dediği ve buna yaptırım imasında bulunduğu zaman; yeni bir sansür alanı ortaya çıkmış oluyor. Bu kabul edilebilir bir şey değil” dedi.
Kıvanç El, RTÜK’ün görevini ise şöyle açıkladı: “Haber denetimini yapmak RTÜK'ün de işi değil. Haberin evrensel ilkeleri var, gazetecilerin ilkeleri var. Ama RTÜK'ün işi bu noktada böyle bir açıklama yapmak ve bunlara yaptırım uygulamak değil. Kanallar haberleri halkın haber alma hakkı çerçevesinde nasıl istiyorsa verir. Burada takdir tabii ki kamuoyu vicdanıdır. Umuyoruz RTÜK sansüre varabilecek yasaklar ve cezaları uygulamaya koymayacaktır.”
Medya halk adına iktidarı denetler
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi ve Bianet medya özgürlüğü raportörü Erol Önderoğlu ise 6 yıldır RTÜK Başkanlığı yapan Ebubekir Şahin’in, bir kez olsun iktidara yakın kanallara yönelik olarak, eleştirelliğin haberciliğin olmazsa olmaz niteliği olduğunu, medyanın iktidarı halk adına denetleyen ve sorgulayan demokratik bir araç olduğu yönünde bir uyarısına rastlamadıklarını belirterek “Eleştirel kanallara onca yıldır sistemli şekilde ağır para cezaları yaptırdıktan sonra Şahin’in şimdi, ‘genel uyarımıza alınganlık gösterdiniz’ yönünde yaklaşımını ciddiye alamıyoruz” dedi.
Önderoğlu şöyle devam etti: “Onca yıldan sonra kendisine gerçekten bir tarafsızlık rolü biçiyorsa, o vakit, Sayın Şahin’den, sağlıklı bir habercilik ortamı için, ‘ülkede her şeyini güllük gülistanlık olmadığı; yolsuzluk ve açlık gibi onca hak gaspına dair iddialarının peşine düşmenin de medyanın rolü olduğu yönünde’, sorumluluğa çağıran bir genel mesaj da bekleriz. Aksi takdirde, müteahhitlerinden biri oldukları bu kutuplaşmış medya sektörünü olsa olsa tek seslilik düzenine taşırlar. RTÜK’ün, uluslararası üst kurulların misyonuna uygun olarak medyanın geneline nitelik kazandırma, geneliyle diyalog geliştirmek gibi bir derdi yok; izlediği politika iktidarın haz etmediği medya kanallarını taciz etmek ve aşılmayacak çizgiler dayatmak.”
Evrensel'i Takip Et