18 Şubat 2025 15:37
/
Güncelleme: 22:20

Özel hastane çetesi davasında 3. duruşma başladı: Kaya bebeğin hayatını kaybettiği hastanede gece çocuk doktoru yokmuş

İstanbul - Sosyal Güvenlik Kurumundan daha fazla para almak adına boş hasta yataklarını dolduran ve en az 10 bebeğin ölümüyle suçlanan özel hastane çetesi davasında üçüncü duruşma, sanık müdafilerinin dinlenmesiyle yarın 9.30’da devam edecek. İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin gördüğü, Bakırköy Adliyesi'nin konferans salonunda süren duruşma öncesinde çetenin iki numarası olduğu öne sürülen İlker Gönen cezaevinde yaşamına son vermişti. Gönen'in avukatı Aydın Mantar çete lideri olmakla suçlanan Fırat Sarı'nın avukatlığını üstlendi. Mantar'ın kalan duruşmaların kapalı gerçekleştirilmesi talebi reddedildi.

Tanıklar dinlendi

Dinlenen ilk tanık hemşire Şenay Çalıkoğlu oldu. 6 aylık Opera bebeğin yaşamını yitirmesine ilişkin dinlenen Çalık, bebeğe ilişkin tedavi talimatlarını bebeği teslim eden Hakan Doğukan Taşçı'nın verdiğini söyleyerek Doğukan'ın Doktor Şeyhmus Çelik'in kaşesini kullandığını, itiraz edildiğinde anlaşmasının bunu içerdiğini söylediğini iddia etti.

Güney Hastanesi'nde çocuk doktoru Oktay Torun'un tanıklığı ile duruşma sürdü. Torun yoğun bakımla bir ilgisi olmadığını öne sürdü. Sanık avukatları yoğun bakımdan sorumlu olmamasına rağmen nasıl yoğun bakım denetimine katıldığını sordu. Güney Hastanesi vekilinin duruma itiraz etmesiyle sorunun sorulmamasına karar verildi. 

Ardından Beylikdüzü Medilife'ta 2024'te yoğun bakımdan sorumlu hemşire olarak görev yapan tanık Fatma Karuç'un dinlenmesine geçildi. 6 aylık Opara bebeğin yenidoğan yoğun bakım ünitesine yatırılmasına ilişkin konuşan Karuç, "Yenidoğan ünitesine yatışının yapılması uygun değildi, hemşirelere bebeğin neden yenidoğana kabul edildiğini sorduğumda kendilerine böyle söylendiğini söylediler" dedi. Ardından mahkemeye 45 dakika ara verildi. 

"Finansal işlerle Yurtoğlu ilgilenirdi"

Aranın ardından tanık Güney Hastanesi'nde evrak işlerini yaptığını söyleyen Erhan Ayvaz dinlenmeye başlandı. Kaya bebeğin ölümünde sorumlu olan doktorun Hilda Keykubat ve Şehmus Çelik'ten hangisi olduğuna ilişkin çelişkiler vardı. Çelik bebeğin ölümünden önce istifa ettiğini söylerken, Kaya bebeğe müdahale etmesi için arandığı tape kayıtlarıyla sabit olan Rıza Keykubad o hastanede çalışmadığını ifade ediyordu. Pretisyen hekim Rıza Keykubad'ın çocuk doktoru olan eşi Hilda Keykubad'ın diplomasını kullanarak çalıştığı öne sürülüyordu. 

Ayvaz, konuya ilişkin Çelik'in ayrıldığı gün Dr. Hilda Keykubad'ın işe başladığını bildiğini söyledi. Kendisinin Hilda Keykubad ile değil Rıza Keykubad'la iletişime geçtiğini söyleyen Ayvaz, Keykubad'ın belgelerini Whatsapp yoluyla ilettiğini söyledi. O esnada Hilal Keykubad'ın başka bir hastanede de çalıştığını, o nedenle Güney Hastanesi'ne mesai sonrasında geldiğini aktaran Ayvaz; mesai saatleri çakışmadığı için kendisinin Keykubad'ı görmediğini ifade etti. Finansal işlerle Başhekim Ali Dirik'in mi yoksa hastane patronu Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu'nun mu ilgilendiği sorusuna hastane patronunun ilgilendiği yönünde yanıt verdi. 

"Gece kurumda çocuk ve yenidoğan doktoru bulunmuyordu"

Daha sonrasında Güney Hastanesi çalışanı Furkan Çalışkan dinlendi. Kaya bebeğin son gününde kendisinin de hastanede gece vardiyasında olduğunu söyleyerek, "Esencan Hastanesi'nden ambulansla geldi, ben getirdim ambulans şoförüydüm. Gıyasettin Mert Özdemir bize hasta bilgisini atardı, biz de protokollü şekilde getirirdik" dedi. Doğum için aileden yaklaşık 8 bin TL alındığını ifade eden Çalışkan, "Özelden özele sevk olduğunda ücret alınıyor. 7 bin lirası doğum için, 1000 lirası doktorun gece vardiyası içindi" dedi. Gece sorumlu çocuk doktorunun kim olduğunun sorulması üzerine "Gece çocuk ve yenidoğan doktoru bulunmazdı. Sadece anestezi ve acil doktoru bulunurdu" dedi. 

Sanıklar bilirkişi talep etti

Tanıkların dinlenmesinin ardından mağdur ailelerin avukatları da şikayetlerinin sürdüğünü ifade ederek eksik hususların giderilmesini talep etti. Daha sonra mali sorumluların beyanları alındı. Ardından tutuklu sanıkların beyanları alındı. Sanıklar beyanlarında dosya için bilirkişi talep etti. Duruşma sanık müdafilerinin dinlenmesi için yarın 09.30'a bırakıldı. 

"Medicene Hastanesi'ni dosyadan neden çıkardınız?" 

Beyanların ardından savcı mütaalasını açıkladı. Savcı, İlker Gönen'in ölmüş olması nedeniyle Gönen bakımından dosyanın kapatılmasını, bebeğini kaybeden Kiraz ailesinin katılma talebinin reddine karar verilmesini, tüm tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti. Mütaaladan sonra tutuksuz tanıklar tahliye ve tanık ifadeleri yönünden beyan verdi. Sanık müdafileri üçüncü duruşmanın mütaalasında tutukluluk taleplerinin herkes için tek tek gerekçelendirilmesini talep etti. Daha sonra tutuklu sanıkların beyanlarına geçildi. Fırat Sarı; beyanında Medicene Hastanesiyle anlaşmalı olduklarını, çocuk doktorunun ücretini ödediklerini söyledi. Diğer hastanelerin kapanmasıyla Bağcılar'da sadece Medicene Hastanesinin kaldığını ileri süren Sarı, "Medicene'i neden dosyadan çıkardınız?" diye sordu.

Soruşturma savcısının kendisine "Ben sizi suçlu görmüyorum. Hastane sahipleri suçlu ama onlara da bir şey yapamıyorum" dediğini iddia eden Sarı; uzman raporunun talimatla yazıldığını ileri sürdü.  

Önceki duruşmalarda neler olmuştu?

18 Kasım 2024'te başlayan ilk duruşma 13 gün sürmüş, 13 gün boyunca sanıkların, sanık avukatlarının savunmaları dinlenmişti. Müştekiler ve müşteki avukatları söz konusu hastanelerde yaşadıklarını anlatmıştı. Dosyanın oldukça eksik olduğunun anlaşıldığı ilk duruşmanın ardından verilen ara kararda tutuksuz 7 sanığın tutuklanmasına ve yeni soruşturmaların başlatılmasına karar verilmişti.İkinci duruşma ise 13 Ocak'ta başlamış ve sanık müdafilerinin reddihakim talebinde bulunmasının üstüne yalnızca tahliye yönünde beyanlar alınmıştı.

Sanıklar hakkında ceza istemleri

İddianamede, Fırat Sarı'nın "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" suçlamalarıyla, 11 kez "resmi belgede sahtecilik" suçu ile cezalandırılması isteniyor. İki isim hakkında toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

112 Ambulans Şoförü Gıyasettin Mert Özdemir hakkında "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası; 18 kişi hakkında da bebeklerin ölümüne ilişkin "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" suçundan 10 ila 437 yıl 6 ay arasında hapis cezası isteniyor. (Evrensel)

Evrensel'i Takip Et