MESEM’linin bir yılı: “Gençleri iş yerlerine adapte etmek üzerine kurulu bu proje beni bambaşka yerlere getirdi”
"Geriye dönüp baktığımda şuanlık kazandığım tek şey bir meslek bu da geleceğim konusunda ne kadar iyi olacak bilmiyorum."

Fotoğraf: DHA
OSTİM’den bir MESEM’li
Selam, ben bir MESEM öğrencisiyim Makine Bölümünde okuyorum. Bu yılla beraber yaklaşık 3 yıldır MESEM’deyim. İlk başladığım senelerde aslında her şey daha güzeldi ya da sadece bana öyle geliyordu. İlk işe girdiğim gün aslında her şeyin farkına biraz biraz varmıştım. Okula kayıt yapılırken söylenen "Haftanın 4 günü günlük 7.5 saat çalışacaksın" yalanı ortaya çıkmıştı. Sabah 08.00 akşam 18.30 çalışmak zorundaydım. Üstelik cumartesi de geleceğimi öğrendim ama fazla umursamamıştım. İş hayatı ne de olsa ömrümün sonuna kadar bu düzende çalışacaktım, benim için iyi bir başlangıç olurdu. Sonunda 1 ay geldi geçti… İşe girdiğim gün, “Maaşına ay sonunda karar veririz” diyen patron elime sadece 1.500 lira vermişti. İkinci kez kandırılmış hissettim. 1 ay boyunca iş öğreneceğim, iş hayatına alışacağım umuduyla gittiğim iş yerinde sadece yerleri silip, çöp atıp tüm gün ustalarımdan azar işitiyordum.
Ben bir çocuktum. 15 yaşında, ergen bir çocuk. Ama hala bir hedefim vardı; bu eziyet bitecekti, usta olacaktım. 4 yıl okulu bitirmem gerekiyordu sadece. Zaman su gibi geçti, üçüncü yılımdayım. İlk iş yerimden ayrılmak zorunda kaldım. Düzgün bir maaş alamıyordum. CNC tezgahında sök tak yapıp iş öğrenmeye çalışırken durduk yere tesviye atölyesine yollanmıştım. Anlamıyordum, bana hep söyledikleri şey “Tesviye öğrenmeden tezgaha geçemezsin” di. Ama ben tesviyeyi zaten çok iyi biliyordum. Sevdiğim bir ustam tesviye konusunda onu geçtiğimi bile söylemişti, ben neden tekrar tesviye atölyesine alınmıştım ki? Anlam veremedim. 1-2 hafta tesviyedeki işler biraz rahatlayana kadar sabret dediler. 1 ay oldu, 2 ay oldu… İşler azalmıyordu, üstelik yaklaşık 12.500 adet olan bir parçayı bana vermişlerdi. Bu bitince tezgaha geçersin denildi. Günlük ancak 150 tane yapabiliyordum.. Üstüne üstlük her gün mesaiye kalıp 8’de bazen 9’da işten çıkıyordum, çok yorulmuştum o zamanlar.
Bir de kız arkadaşım vardı. Onu çok seviyordum, ona zaman ayıramıyor akşamları eve geldiğimde hemen uyumak istiyordum. Uzun sürmedi. 1 yıllık ilişkim zaman ayıramadığım için benim yüzümden, çalışma şartlarım yüzünden bitmişti. Sosyal hayatım sevgilimdi benim, artık o da gitmişti. Depresyona girdim. 3 kuruş maaşımdan ayırabildiğim kadar bir miktar para ile psikiyatrik tedavi almaya başladım. Aylarca ilaçlar kullandım, antidepresanlar. Onlar sayesinde yüzümde sahte bir gülümseme oluyordu. Onun dışında biraz daha iyi hissedebilmek için alkol kullanmaya başladım. İşler bu noktada da kalmadı. Daha ilerledi. Kimyasal maddeler kullanmaya başladım. Belki benimki aptallıktı ama bunlar yaşandı ben bu illetten hala tam anlamıyla kurtulmuş değilim. MESEM projesi gençleri iş yerlerine adapte etmek üzerine kurulu bu proje beni bambaşka yerlere getirdi. Geriye dönüp baktığımda şuanlık kazandığım tek şey bir meslek bu da geleceğim konusunda ne kadar iyi olacak bilmiyorum.
‘Geleceğimizi kurtarmak için yeni yilda birlikte mücadeleye’
Şimdi bunu okuyan dostlarım, abilerim, kardeşlerim bana soracaklar “Neden bu projeden çıkmadın, neden bir projeye bağlı çalışmaya devam ediyorsun?” diye. Her MESEM’li kardeşimin ve benim de dahil olmak üzere tek bir amacımız var, elde edeceğimiz belgeler ve diploma. Lise mezunu olmayana kız bile verilmeyen bir dönemde yaşıyoruz hangi iş yerine girmeye çalışırsak çalışalım ustalık belgesi sorulan bir dönemdeyiz. Üstelik bir üniversite belgemiz olmadığından daha zor koşullarda daha az maaşa çalışmak zorundayız. Bu belge benim hayatım olacak benim başka çarem yok. Bizim MESEM’li kardeşlerimin başka çaresi yok. Ne kadar her şeyin farkında olsak da hayatımızı devam ettirebilmek için neden patronumuzu zengin etmek zorundayız?
Devlet bunları en iyi görenlerden. Sadece bu yıl MESEM projesi üzerinde 12 kardeşim öldü. 12 işçi kardeşimiz Türkiye Cumhuriyeti’nde bu zamana kadar hangi eğitim alanında bir çocuğun bir çocuk işçinin öldüğü görülmüş ki? Üstüne üstelik eminim 12 kardeşimizin öldüğünü çoğunuz bu yazıdan öğrenecek. Haberlere çıkmadı, duyurulmadı. Biz sesimizi duyurmazsak bizi kimse umursamaz dostlarım. Kendi geleceğimizi kurtarmak ancak birlikte mücadele etmekten geçer. Yeni yılda koşullarımızı değiştirmek için birlikte mücadele edeceğimiz bir yıl olsun tekrar görüşmek üzere.
Evrensel'i Takip Et