Yurt demek bir yatak mı demek?
Yurttan beklentimiz sadece bir yatağımız olması değil. Sayarken yorulduğumuz sorunlarımızın çözülmesi ve insanca koşullarda barınmak.

Merve
Yıldız Teknik Üniversitesi
Yeni döneme başlarken şehir dışından gelen öğrenciler olarak tekrardan KYK yurtlarına dönüyoruz. Geçen dönem yeni düzenlemelerin de etkisiyle oldukça zorlu bir dönem yaşamıştık. Yurtlara psikolojik danışman yerine atanan manevi danışmanlardan tutalım da yapılan etkinliklerin içeriğine kadar birçok şekilde baskıcı manipülatif olmayı sürdürüyordu mecbur bırakıldığımız yurtlar.
KYK YURTLARI HAPİS KOŞULLARI
KYK yurtlarında kapısından geçmeye korktuğumuz tarikat yurtlarından farklı olmayan bir manipülasyona maruz kalıyoruz. Manevi danışmanların dini merkeze alan sorun çözme yöntemleri, etkinliklere iktidar yanlısı kişilerin gelip konuştuğu ve katılım sağlayanlara çekilişle internet veya bir aylık yurt ücretinin karşılanacağı gibi vaatlerle etkinliklere katılımın arttırılmaya çalışılması bize bunu gösteriyor.
Süregelen baskılardan bazıları gerçekten hapis tutulduğumuzu hissettiğimiz düzenlemeler. Örneğin giriş-çıkış saatleri, çamaşırhane sorunları, asansör arızaları, yetersiz ve sağlıksız yemekhane gibi sorunların hiçbiri çözüme kavuşturulmazken özellikle kadın KYK yurtlarında en önemli sorunumuz bizim yurda girdiğimiz saatmiş gibi davranılıyor. En geç 23.00’da girmemiz gereken yurda eğer birkaç kez geç kalırsak hakkımızda tutanak tutulacağını ve bunun yurttan atılmaya varabileceğinin uyarılarıyla geçiriyoruz günlerimizi. Geç kalma sınırımızın ise 00.00’a kadar olması ise komik. Çünkü bu seneki düzenleme, dönem içinde 3 kez art arda izinsiz yurda dönmemek veya toplam 10 kez bunu yapmak sorgusuz sualsiz öğrenciyi yurttan atma yetkisini idareye veriyor. Dolayısıyla kütüphanede ders çalışmak istediğimizde, İstanbul trafiğinden yurda ulaşamadığımızda ve yurda gece yarısından bir dakika bile geç girdiğimizde tüm gece izinsiz dışarıdaymışız gibi sayılıyor; bu günler toplam 10 etmesin diye kütüphaneye dahi gidemiyoruz. Çözüm olarak yurtta ders çalışmayı konuşacak olursak bu da imkansız bir durum. Yurttaki yoğunluktan kaynaklı olarak ne operatörler ne de GSB wi-fi neredeyse hiç çalışmıyor.
SOKAKTA KALMAK ÖLÜM, KYK YURTLARI SITMA
KYK yurtlarında bu yazıya sığdıramayacağım kadar sorun, usulsüzlük ve baskı var. Boğuştuğumuz, çözmeye çalıştığımız sorunlara her gün bir yenisi daha ekleniyor. On binlerce öğrenci ise bu yaşam şartları altında hayatını idame ettirmek zorunda kalıyor çünkü günümüzde KYK yurdu dışındaki bir barınma seçeneğini birçoğumuzun karşılaması zor. Devlet ölmemeyi çözüm olarak sunuyor ve yeterince ihtiyacımız olduğuna ikna olursa aylık 855 TL karşılığında yurtlarında kalmamıza izin veriyor. Buna ek olarak da her fırsatta sağlanan desteğin büyüklüğünden bahsedilerek reklamlarını yapıyor. Verdiği yemeğin yetersizliği yüzünden aç uyumak zorunda kalan binlerce öğrenci varken sosyal medyada yurtlara özel hesaplar açılıyor ve özenle süslenmiş yemekler sergileniyor, etkinliklerden paylaşımlar yapılıyor. İçinde yaşayan öğrencilerin dertlerinden bihaber olan yönetim kendine düşen payı fazlasıyla alıyor.
Bu dönemde de KYK’lar açısından bizi nelerin beklediğini tahmin edebiliyoruz Bizim ise yurttan beklentimiz sadece bir yatağımız olması değil. Yurtlarımızda bakımı düzenli yapılmış asansörler, yeterli sayıda çamaşır/kurutma makineleri, sağlıklı yemekler ve yeterli porsiyonlar, çalışan yangın alarmları, internet, çeşitlendirilmiş kurslar istiyoruz. Yurt yönetmeliğinin öğrencilerin üzerine baskı kurmak için değil gerçekten düzenin ve güvenliğin sağlanmasının amacıyla hazırlanmasını istiyoruz. Yurt idaresini sadece yurttaki öğrenci eylemlerini engellemeye çalışırken değil bizim sorunlarımız dinlerken ve çözerken görmek istiyoruz. Baskılardan arındırılmış yaşanılabilir yurtlar istiyoruz.
Evrensel'i Takip Et