Hatay sınırında faili meçhul çocuk cinayeti iddiası
Hatay’da rüşvetle suçlanan Hâkim Mehmet Mustafa Ş, savunmasında kendisini suçlayan hâkimlerin, sınırda göçmen bir çocuğu öldüren askeri hukuksuz şekilde beraat ettirdiğini savundu.

Arşiv | Fotoğraf: Ahmed Akacha/Pexels
Hatay’da Hâkim Mehmet Mustafa Ş’nin, savcıya rüşvet teklif ettiği ve Kırıkhan ilçesinde cinayet sanığını rüşvet karşılığı serbest bıraktığı iddia edildi.
BirGün’den Timur Soykan’ın haberine göre, sanık Veysel Erkoç’un cinayetten sadece 7 ay sonra, ikinci celsede tahliye kararını dönemin Kırıkhan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mehmet Mustafa Ş. tek başına vermemiş. Mahkemenin diğer iki üyesi Nurseli Özalp U. ve Yazgül K. de tahliye yönünde oy kullanmış ve karar oybirliğiyle alınmıştı. Bu olayla ilgili soruşturmada hâkimler Nurseli Özalp U. ve Yazgül K., Mahkeme Başkanı Mehmet Mustafa Ş.’nin dosyayı incelemelerine izin vermediğini ve emrivakiyle kendilerine söz hakkı tanımadan “Oybirliği ile tahliye” diyerek kararı yazdırdığını öne sürmüştü. Mehmet Mustafa Ş’yi suçlayan ifadeler vermişlerdi.
Hâkim Mehmet Mustafa Ş, kendisi hakkındaki soruşturmada ifade verirken üye hâkimlere yönelik karşı hamle yaptı. Üye Hâkim Nurseli Özalp U’nun sınırda mülteci çocuğun öldürülmesiyle ilgili davada, hukuksuz şekilde beraat kararı verdiğini iddia etti. Mahkeme üyelerinin bu kararı vermek için kendisinin yıllık izinde olduğu bir zamana duruşma ayarladığını öne sürdü.
2017 yılında yaşananlar iddianamede ise şöyle anlatıldı: “Suriye’de iç savaşın çok şiddetli devam ettiği 2 Eylül 2017 akşamı 10 kişilik Suriyeli bir grup Hatay’da sınırı geçmişti. Yanlarında küçük yaşta çocuklar da vardı. Termal kamerada fark edilen grup pamuk tarlasına girip gizlenmişti. Bükülmez Hudut Karakolu Komutanı Üsteğmen Bekir Serdar K. yanına Piyade Er Arif S, Sözleşmeli Er Yusuf S. ve Şoför Piyade Çavuş Celil K’yi alarak pamuk tarlasına gitti. Kuledeki termal kamerada görevli asker, cep telefonu ile konuştuğu Er Arif S.’ye göçmenlerin saklandığı yeri tarif ediyordu. Bu sırada Üsteğmen Bekir Serdar K., Arapça ve Türkçe, teslim olmaları için gruba çağrı yaptı. Havaya ateş etti. Ancak göçmenler kendilerini göstermedi. Termal kameradan bilgi alarak göçmenlere çok yaklaşmışlardı.
Bundan sonrası 3 Eylül 2017 günü adli makamlara ulaşan ihbarda şöyle anlatılıyordu: “Üsteğmen Bekir Serdar K. göçmenlere ‘Dur’ ihtarı yaptı. Bu insanlar ellerini havaya kaldırarak teslim oldu. Ancak Üsteğmen Bekir Serdar K. 10 metre mesafeden hedef gözetmeden bu şahısların üzerine ateş açtı.”
İhbar üzerine başlatılan soruşturmada olay yeri olan pamuk tarlasında Üsteğmen Bekir Serdar K.’nin tüfeğinden çıkan üç kovan, renkli terlikler, pembe bir kadın çantası, kıyafetler, bir cep telefonu ve beyin parçaları bulundu. Adli Tıp Kurumu incelemesinde bu parçaların insana ait olduğu tespit edildi.
Ateşin açılmasından sonra 10 kişilik Suriyeli aile, askeri araca bindirildi.
Soruşturmada araçta kalan kan izleri tespit edildi ve Adli Tıp Kurumu incelemesinde kanların insana ait olduğu belirlendi. Beyin parçalarının da insana ait olduğu tespit edilmişti.
İddianame düzenlendi
Kırıkhan Cumhuriyet Savcılığı’nca hazırlanan iddianamede deliller sıralandı. Üsteğmen’in “kasten öldürmek”ten ve göçmenleri ilgili birimlere teslim etmeden sınır dışı ettiği için “görevi kötüye kullanmaktan” cezalandırılması istendi. Hâkim Mehmet Mustafa Ş.’nin suçladığı Hâkim Nurseli Özalp U. bu yargılamayı yapan Kırıkhan Ağır Ceza Mahkemesi’nin üyesiydi. Yargılama sonucunda ceset bulunmadığı için beraat kararı verildi. Kararda bulunan beyin parçalarının ölüme neden olup olmadığının belirlenemediği savunuldu. Mağdurunda tespit edilemediği anlatılarak yaralama suçundan da hüküm kurulamayacağı öne sürüldü. Gerekçeli kararda şöyle deniliyordu: “Sanığın üzerine atılı kasten öldürme eyleminin şüphede kaldığı, sanığın eyleminin her türlü şüpheden uzak, kesin, net ve somut delillerle ispatlanamadığı nazara alınarak sanığın beraati yönünde hüküm tesis edilmiştir.”
Göçmenleri ilgili birimlere teslim etmeyerek sınır dışı ettiği için “görevi kötüye kullanmak” suçundan cezalandırılması istenmişti ama mahkeme bu konuda hüküm kurmadı. Beraat eden Üsteğmen Bekir Serdar K., yüzbaşı rütbesine yükseldi. Bu yargılama nedeniyle mağdur olduğunu belirterek devlete 500 bin TL manevi, 6 bin TL ise maddi tazminat davası açtı. Daha sonra FETÖ ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edildi.
Hâkim Mehmet Mustafa Ş. müfettişlere verdiği yazılı savunmada bu davada beyin parçaları, Üsteğmen’in mermileri, kan izleri ve eşyalar bulunmasına karşın beraat kararının verildiğini söylüyordu. (Haber Merkezi)
Evrensel'i Takip Et