Şantiyedeki sağlıkçıya Kur’an kursu vaadi
Güvenli çalışma ortamları, ekonomik ve özlük haklarında iyileştirme bekleyen sağlık emekçilerine mesai dışında Kur’an kursu vadedildi. Sağlık emekçileri tepkili: “Bakanlık sorunlarımızı çözsün.”

Fotoğraf: Evrensel
Nisa Sude Demirel
nisasudedemirel3@gmail.com
İstanbul – Sağlıkta artan şiddet, ağır çalışma koşulları, ekonomik ve özlük haklarında gerileme yaşayan sağlık emekçilerinin asıl sorunlarını görmeyen Sağlık Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı iş birliği ile sağlık emekçilerine mesai dışında Kur’an kursu verileceğini duyurdu. Sağlık emekçilerinin kullandığı Panates arayüzünde yer alan notla sağlık emekçilerine şu duyuru yapıldı: “Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Müdürlüğünün yazısı ile Kur’an-ı Kerim ve diri bilgiler eğitimini yüz yüze almak isteyenlere hafta içi 17.00-22.00 saatleri arasında ve/veya cumartesi-pazar günleri eğitimler düzenlendiği…yüz yüze eğitimlere katılmak isteyenlerin bulundukları yere en yakın Kur’an kursuna veya müftülüğe müracaat ederek kayıt yaptırabileceği tarafımıza iletilmiştir.” Diyanet İşleri Başkanlığından gönderilen yazı da ise “…muhatap kitlenin ilgi, ihtiyaç ve beklentilerini göz önünde bulundurarak farklı program alternatifleri sunmaktadır” ifadelerine yer verilerek program günleri hakkında bilgi verildi. Sağlık Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ile yaptığı iş birliğini “Sağlığın bedence, ruhça ve sosyal yönden tam iyilik hali olduğu” ifadeleriyle savundu.
"Riskli binada hizmet veriliyor"
Bu yazılar tüm kamu sağlık kurumlarına iletildiği gibi Çapa Tıp Fakültesine de gönderildi. Sağlık emekçilerinin ‘iyilik hali’ için hizmet sunulduğunun iddia edildiği Çapa’da, sağlık emekçileri ve hastalar yıllardır depreme dayanıksız binalara mahkum. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Aksaray Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Aydın Erol, Çapa’da esas olarak depremden sonra yeniden ortaya çıkan bir güvenlik sorunu olduğuna dikkat çekerek “2000’lerin başından bu yana tadilat yapılması gerekmesine rağmen yapılmadı. 6 Şubat depremlerinin ardından tadilat başlasa da sağlık emekçileri şantiye içinde sağlık hizmeti vermeye zorlanıyor” dedi. Monoblok isimli 10 katlı binanın en ufak bir sarsıntıda dahi yıkılma riski olduğunu ancak halen içinde sağlık hizmeti verildiğini ifade eden Erol, “Eğer devlet, yetkililer sağlık emekçilerinin sorunlarını çözmek istiyorlarsa bundan başlasınlar. Sağlık emekçileri Çapa’da son derede riskli bir ortamda hizmet veriyor” diye konuştu.
"Ayrım yaratan bir uygulama"
SES Şişli Şube Eş Başkanı Fadime Kavak ise Sağlık Bakanlığının bu uygulamayla zorunlu olmasa da sağlık emekçilerini yönlendirmeye yönelik olduğunu söyleyerek eleştirdi. Sağlık Bakanlığının Diyanet ile birlikte yalnızca din eğitimi üzerine bir yönlendirme yapmasının rahatsız edici bir tutum olduğunun altını çizen Kavak “Bakanlık sağlık emekçileri arasında ayrım gözeten faaliyetlerde bulunmamalı” çağrısını yaptı. Öte yandan sağlık emekçilerinin ağır ve yoğun bir mesainin ardından hastanelerden yorgun argın ayrıldığına vurgu yapan Kavak “Mesai sonrası kimsenin kolunu kaldıracak hali kalmıyor. Ama Bakanlık yaşadıklarımızdan bihaber” dedi.
Bakanlıkta güçlü tarikat yapılanması
Sağlık Bakanlığı, başta Menzil Cemaati olmak üzere tarikat ve cemaat yapılanmalarının en kuvvetli olduğu bakanlıklardan. Örneğin Eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Menzil Tarikatında önde gelen isimlerdendi. O nedenle Diyanet İşleri Başkanlığında bu tip uygulamalar son derece yaygın. Daha önce de hastanelere ‘manevi destek uzmanı’ adı altında imam, vaiz gibi din görevlileri atanmıştı. Yine Türkiye’nin ilk pandemi hastanesi olan Heybeliada Sanatoryumu Diyanet İşleri Başkanlığına devredilmiş, mahkeme kararı iptal etmişti.
Evrensel'i Takip Et