20 Şubat 2025 16:59
/
Güncelleme: 17:49

Nejla Demir'den ana dilinde eğitim hakkı için Meclis araştırması talebi

DEM Parti Milletvekili Nejla Demir, 21 Şubat Dünya Anadili Günü öncesi, ana dilinde eğitim hakkının sağlanması, sorunlara çözüm üretilmesi amacıyla TBMM'de araştırma komisyonu kurulmasını talep etti.

Nejla Demir'den ana dilinde eğitim hakkı için Meclis araştırması talebi

Fotoğraf: DEM Parti

DEM Parti Ağrı Milletvekili Nejla Demir, Türkiye’de ana dilinde eğitim hakkının sağlanması ve Türkçe dışındaki dillerin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasının önüne geçilmesi amacıyla TBMM'de araştırma komisyonu kurulması talebiyle önerge sundu.

Ana dilinde eğitimin temel bir insan hakkı olduğunu vurgulayan Demir, Kürtçe (Kurmancî ve Kirmanckî) başta olmak üzere Türkiye’de konuşulan dillerin kamusal alanda giderek daha fazla baskı altında olduğunu belirtti. UNESCO’nun 1999 yılında ilan ettiği 21 Şubat Dünya Anadili Günü vesilesiyle bu konuya dikkat çeken Demir, Türkiye’de 18 dilin yok olma tehlikesi altında olduğunu hatırlatarak, ana dilinde eğitimin anayasal güvenceye alınmasının kaçınılmaz olduğunu ifade etti.

Yüzde 97,8 ana dilinde eğitim talep ediyor

Demir, önergelerinde çeşitli araştırmaları ve verileri referans verdi. Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi tarafından 28 Ocak - 11 Şubat 2025 tarihleri arasında 22 kentte yapılan ankete göre, katılımcıların yüzde 97,8’i çocuklarının anadilinde eğitim almasını istiyor. Ancak yaş grupları küçüldükçe ana dilini konuşan bireylerin oranının azaldığı görülüyor.

Demir, Türkiye’deki mevcut eğitim sisteminde ana dili Türkçe olmayan çocukların, eğitim süreçlerine dezavantajlı olarak başladığına ve bu durum pedagojik, psikolojik ve sosyokültürel sorunlara yol açtığına dikkati çekti.

2023 yılı TÜİK verilerine göre Ağrı ili, 7,4 yıl ile Türkiye’de ortalama eğitim süresi en düşük il olurken, Urfa, Muş ve Van da benzer şekilde düşük eğitim seviyeleriyle dikkat çekiyor. Demir'e göre bu illerde ana dilinde eğitimin yasaklı olması, çocukların eğitimden kopmasına ve fırsat eşitsizliğinin derinleşmesine neden oluyor.

OECD’nin 2022 yılı PISA raporuna göre Türkiye, akademik kapsayıcılık sıralamasında 37 ülke arasında 35'inci, sosyal kapsayıcılık endeksinde ise 36 ülke arasında 32'nci sırada yer aldı. Demir, özellikle Kürtçenin eğitim dili olarak tanınmamasının ve kamusal alanda kullanımının kısıtlanmasının, bu olumsuz tabloyu derinleştirdiğini belirtti.

Demir, Zazaca (Kirmanckî), Lazca, Hemşince gibi dillerin yanı sıra Ladino, Gagavuzca, Romanca, Batı Ermenicesi, Turoyo, Pontus Yunancası, Abazaca, Adigece, Abhazca, Kabardey-Çerkes dillerinin kırılgan diller kategorisinde olduğunu hatırlattı.

"Kalıcı bir barış için Kürt diline yönelik engellemelere son verilmeli"

Demir, Meclis araştırması talebinde "Kalıcı bir barış ve onurlu bir yaşam için bir an evvel Kürt diline yönelik engellemelere son verilmeli, eğitimin her kademesinde ana dilinde eğitim hakkı tanınmalı ve Kürtçe (Kurmancî ve Kirmanckî) resmi dil olarak kabul edilmelidir" dedi.

"TBMM bünyesinde Kürtçe (Kurmancî ve Kirmanckî) başta olmak üzere Türkiye’de konuşulan ana dillerin önündeki engellerin neler olduğunun araştırılması, yasaklanan ana dillerin ortaya çıkardığı toplumsal maliyetlerin neler olduğunun ortaya çıkarılması ve bu sorunlara çözüm üretilmesi amacıyla bir araştırma komisyonu kurulması gereklidir" ifadelerini kullandı.

Yusuf Tekin'e soru önergesi

DEM Parti Milletvekili Nejla Demir, konu hakkında Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in yanıtlaması istemiyle soru önegesi de verdi. Demir, Tekin'e şu soruları yöneltti:

  1. "21 Şubat Dünya Anadili Günü vesilesiyle, Kürtçe ana dilinde eğitim hakkını tanımaya yönelik herhangi bir yasal düzenleme yapmayı planlamakta mıdır?
  2. Türkiye’de ana dilinde eğitim hakkının tanınmaması ve Kürtçe’nin eğitim dilinde zorunlu ders olarak görülmesine ilişkin bir çalışmanız var mı?
  3. Türkiye’nin taraf olduğu BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 17., 29. ve 30. maddelerindeki çekincelerin kaldırılmasına ilişkin bir çalışmanız var mı?
  4. Dünyada ve Birleşmiş Milletler üyesi 113 ülkede birden çok resmi dil kullanılıyorken Türkiye’de milyonlarca kişinin konuştuğu Kürtçenin kamusal alanda ve resmi alanlarda kullanılmamasının gerekçesi nedir?
  5. Ana dilinde eğitimin bilimsel, pedagojik ve toplumsal faydaları birçok akademik çalışma ile ortaya konmuşken, Kürtçe eğitim veren okulların ve kursların kapatılması hangi gerekçelerle gerçekleştirilmektedir?
  6. Türkiye’de konuşulan tüm dillerde eğitim ve öğretim hakkının anayasal ve yasal güvenceye alınması için çalışma yapılacak mıdır?"

(Haber Merkezi)

Evrensel'i Takip Et