Gerçek işsizlik yüzde 21!
DİSK Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR), Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan işsizlik rakamlarının gerçek durumu yansıtmadığını ifade etti. Gerçek işsizliğin yüzde 10.6’lık resmi rakamın çok çok üstünde olduğu belirtilen açıklamada; diğer kategorilerin de dahil edilmesiyle yapılan hesaplam
DİSK-AR’ın açıklamasında bu işsizlik hesabı şöyle açıklandı: “Umudu olmadığı için ya da diğer nedenle son 3 aydır iş arama kanallarını kullanmayan ve bu nedenle işsiz sayılmayanlar ve mevsimlik çalışanlar dahil edildiğinde işsizlik oranı yüzde 10.6 değil, yüzde17.6, işsiz sayısı da 2 milyon 890 bin değil, 5 milyon 228 bin kişi olarak gerçekleşti. Kadınlar için geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 26, gençler için yüzde 30’u aştı. Gizli işsiz olarak görülen eksik ve yetersiz istihdam edilenler de ilave edildiğinde genel işsizlik oranı yüzde 21.25, işsiz sayısı 6 milyon 304 bin düzeyinde.”
İŞSİZLİK HER KATEGORİDE ARTTI
DİSK’in açıklamasında ayrıca şu bilgi ve değerlendirmelere yer verildi: “Haziran dönemi ile başlayan yükseliş, resmi rakamları geçtiğimiz ay iki haneli düzeylere taşımıştı. Bu eğilim Aralık dönemi için de devam etti. Buna göre resmi işsizlik oranı bir önceki aya göre 0.4 puanlık bir artarak yüzde 10.6 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik verilerindeki çarpıcı bir sonuç ise resmi işsizliğin geçen yılın aynı dönemine göre oransal olarak kadınlar için yüzde 1.1 puan artarak yüzde 12.1’e ulaşırken, erkeklerde bu oranın yüzde 9.9 düzeyinde sabit kalması oldu. Yeni işsizlerin yüzde 76’sı kadınlardan oluştu.”
NE İŞ OLSA YAPARIM STRATEJİSİ
Resmi işsizlik rakamlarında kriz sonrası ekonomik canlanmayla paralel olarak gerçekleşen düşüş, haziran ayında dip noktasını yaptıktan sonra ekonomik büyüme oranlarında yaşanan sert düşüşle tekrar yükselişe geçmiş durumda. DİSK-AR bu yükselişi raporunda şöyle değerlendirdi: “Çalışma sürelerinin son derece uzun, ücretli izin hakkının son derece sınırlı olduğu koşullarda işsizlik verilerinin olduğundan daha düşük görünmesinin temel nedeni iş gücüne katılım oranlarındaki düşük seviyedir. Bir yandan iş gücüne katılım oranlarını yükseltirken, öte yandan işsizlik verileri ile mücadele etmenin yegane yolu, gelir kaybına yol açmaksızın haftalık çalışma sürelerini azaltmaktan geçmektedir. Buna karşın sermaye çevreleri istihdam yapısının niteliğini bozarak, yani yoğun çalışma koşulları altında, daha kuralsız ve güvencesiz çalışma biçimlerini yaygınlaştırarak bu süreci kendi lehlerine çevirmek istemektedir. Hükümet işveren çevrelerinin bu taleplerini Ulusal İstihdam Strateji belgesi ile programlaştırmıştır. Ucuz iş gücü için, taşeron çalışmayı yaygınlaştırmayı, kıdem tazminatını fona devrederek orta vadede ortadan kaldırmayı, kölelik bürolarını hayata geçirmeyi hedefleyen bu belge, işsizlik verilerindeki artışla birlikte daha sık gündeme gelecektir. İşsizlikle mücadeleyi, çalışma koşullarını kötüleştirerek, ücretleri düşürerek çözmeye çalışan bu anlayışa karşı durulmalıdır. Bu strateji işsizliğin “Ne iş olsa yaparım” başlığı altında gizlenmesi stratejisidir.”
KADINLAR KAYIT DIŞI
Kadınların çalışma hayatında en dezavantajlı kesimlerden birisi olduğunu belirten DİSK-AR, kayıt dışı çalışan kadınların sayısının 163 bin kişi artığına dikkat çekiyor. Açıklamada şu değerlendirmeler yer alıyor: “Aynı dönemde erkeklerde kayıt dışı çalışan sayısı 32 bin kişi azalmıştır. İstihdama yeni dahil olan kadınların üçte biri kayıt dışı olarak dahil olmuştur. Toplamda kayıt dışı çalışan kadınların oranı yüzde 51 düzeyindedir. Yüksekokul mezunu kadınlarda işsizlik ocak 2012 dönemi için yüzde 15.1 ile yüksekokul mezunu erkeklerin yüzde 7.5’luk oranının iki katıdan fazladır. Bu kategoride yer alan kadınların işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 85 bin kişi artış göstererek 225 binden 310 bine fırladı. Bu yükseliş yüzde 38’lik bir artışa denk gelmektedir. Buna göre geçen yıldan bu yana ilave resmi işsizlerin yüzde 38’i yüksekokul mezunu kadınlardan, yüzde 51.1’i lise ve üstü eğitim düzeyine sahip kadınlardan oluştu.
İKİ KİŞİDEN BİRİ ÇALIŞMIYOR!
Türkiye’de çalışma çağındaki her iki kişiden biri çalışmıyor. İş gücüne katılım oranı ocak 2013 dönemi için yüzde 49.5 düzeyinde. İşsiz sayılmayan umudu kesik işsizlerin sayısı ve ev içi emeğin görünmez olmasının sonucunda açığa çıkan bu durum, Türkiye’de işsizliği olduğundan düşük gösteriyor. AB ülkeleri için EUROSTAT 2011 yılı verilerine göre iş gücüne katılım oranı yüzde 71.2 düzeyinde. Türkiye’de çalışmak isteyenlerin ve istihdam edilenlerin oranı (iş gücüne katılım) AB-27 ortalaması kadar olsaydı, Türkiye 11 milyon 957 bin kişiye daha ilave iş yaratmak zorunda olacaktı. Bu kişilerin iş bulamaması veya kendi işini kuramaması halinde işsiz sayısı 14 milyon 874 bin olacaktı. Buna göre işsizlik oranı ise yüzde 37.8 düzeyine çıkacaktı. (İSTANBUL)