16 Nisan 2013 12:18

‘Köy enstitülerinde üretim vardı, şimdi tüketim’

İlkokul öğretmeni yetiştirmek üzere 17 Nisan 1940 tarihinde açılan Köy Enstitüleri, bugün 73. kuruluş yılını kutluyor. Tamamen Türkiye’ye özgü olan bu eğitim projesi, neredeyse tüm Anadolu’nun okulsuz ve öğretmensiz olduğu gerçeği göz önüne alınarak kuruldu. Okuma yazma oranı cumhuriyet ilk

‘Köy enstitülerinde üretim vardı, şimdi tüketim’
Paylaş
Şükran Doğan / Abidin Çınar

Öte yandan köylerde büyümüş öğrencilere klasik müzik enstrümanları ve geleneksel sazları çalması öğretiliyordu. Aşık Veysel, enstitüleri gezip öğrencilere saz çalmasını gösteriyordu. Hasanoğlan Köy Enstitüsü bu konuda en zengin enstrüman envanterine sahipti. Daha sonra açılan Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsündeki derslere Ankara Konservatuvarı öğretmenleri geliyordu. Köy kökenli öğrencilerden kurulu orkestralar müzik eserlerini seslendiriyordu.

Mandolin, taşınması ve öğreniminin kolaylığı nedeniyle yaygınlıkla kullanılan enstrümanlardan biriydi. Müzik grupları, 17 Nisan şenlikleri, sınıf geceleri veya okulu ziyaret eden bir yönetici için kısa hazırlık provaları yaptıktan sonra konserler vermekteydi.
Hasanoğlan Köy Enstitüsünün köy enstitüleri içinde önemli bir yeri vardı. Hem o dönemi hem de bugünkü eğitim sistemini, Hasanoğlan Köy Enstitüsünden dönüşen Hasanoğlan Öğretmen Lisesi mezunu, Hasanoğlan Mezunları Derneği kurucusu ve başkanı, aynı zamanda Toprağın Çocukları filminde Sultan öğretmeni canlandıran Nermin Yazarsoy Yıldırım gazetemize değerlendirdi.

Hasanoğlan Öğretmen Lisesi mezunusunuz. Köy Enstitüleri döneminde okumadınız ama o ortamın havasını soludunuz. Neler söylemek istersiniz?

Hasanoğlan Köy Enstitüsü 1941 yılında kuruldu. Başkente çok yakın olması dolayısıyla İçanadolu’nun çeşitli bölgeleri ile yakın ve uzak bölgelerden öğrenci aldı. 1947’de “Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü”ne dönüştürüldü. Çok kısa ömürlü oldu, ne yazık ki kapatıldı. Köy enstitüleri daha sonra öğretmen okuluna, ardından da öğretmen lisesine dönüştürüldü. Ben öğretmen lisesinde okudum. Her ne kadar öğretmen lisesinden mezun olsak da o yerleşkede köy enstitüsü ruhunu soluduğumuz, o gelenekten geldiğimiz için o ruha sahip çıktık.

HERKES DAVETLİ

Her yıl etkinlikler yapıyorsunuz. Bu yıl neler yapacaksınız?

Her yıl 17 Nisanda, köy enstitülerinin kuruluşunu çeşitli etkinliklerle kutluyoruz. Ülke içi ve dışından katılımları dikkate alarak, etkinliklerimizi hafta sonu yapıyoruz. Bu yıl, 21 Nisanda 4.sünü yapıyoruz. Etkinliklerimizi ilk yıl 300, ertesi yıl 1000,  sonra 2 bin kişiyle yaptık. Bu yıl 3 binin üzeri katılım hedefliyoruz. Köy enstitüsü ülküsüne sahip çıkmak isteyen herkesi etkinliklere bekliyoruz.


‘AMACIMIZ YAŞATMAK’

Hasanoğlan’a dair projeleriniz var, sit alanı haline getirilmesi için yoğun uğraş verdiniz...

Hasanoğlan Mezunları Derneği 2010 yılının ilk ayında çalışmalarına başladı. Dernek olduktan sonra 67 binamız sit alanı haline getirildi. Kültür Bakanlığına projelerle başvuruda bulunduk. Projelerimiz kabul gördü, çalışmalar Elmadağ Belediyesi tarafından devam ettiriliyor. 2010 yazında, 80 kişilik üniversite öğrenci gurubu, mimar ve yazarlarla bir yaz okulu gerçekleştirdik. 1500 kişilik sinema salonumuz, müzik odalarımız ve Anadolu’da ilk kez öğrencilerin yapmış oldukları anfi tiyatromuz onarımdan geçiyor. Eylülde açılış yapmayı düşünüyoruz. Eğitimle ilgili önemli bir yerleşke olduğu için amacımız buranın yaşatılması. Restore edilen üç binamızın dışında, 64 binamız var ve amacımız onları da kurtarmak. Burası için çok emek verilmiş. Raylar üzerinde kalasları taşınmış, suyu uzaklardan getirilmek suretiyle yapılmış bir yerdir Hasanoğlan.


İŞ İÇİNDE EĞİTİM

O dönemin eğitim sistemiyle bugünü karşılaştırır mısınız?

Karşılaştırmak mümkün değil. Çünkü kavruk köy çocuklarından birer hanımefendi ve beyefendi yaratmış bir eğitim sistemidir köy enstitüleri. Ben 28 yıldır öğretmenlik yapıyorum, şu anda çocuklarımıza onun yüzde birini veremiyoruz. Çünkü köy enstitülerinde ‘iş içinde eğitim’ veriliyor, herkes işini kendisi yapıyordu. O zaman üretim vardı, şimdi sadece tüketiyoruz. Tüketime yönelmiş bir öğrenci ve genel topluluktan ne bekleyebilirsiniz? Köy enstitülerini kapatmakla ülkemize büyük bir kötülük yapıldı. 4+4+4 eğitim modeli bir yılını doldurmadı ama ne kadar aceleyle, düşünülmeden, araştırılmadan yapıldığını görüyoruz. Öğrencilerin 60 aylıkken okula başlaması bir handikaptır. Çocukların çocukluğunu yaşaması lazım. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Gerçek işsizlik yüzde 21!

SONRAKİ HABER

Sağlık Bakanlığı: Kızamıktan ölüm vakası yok

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa