21 Şubat 2025 21:20
/
Güncelleme: 22:16

EGEÇEP, Kaz Dağı’nda devam eden ağaç kesimine tepki gösterdi

Kaz Dağları'nda bilirkişi raporu ve mahkeme kararına rağmen devam eden ağaç kesimlerine tepki gösteren EGEÇEP, “Yaşam için mücadele etmekten başka seçeneğimiz yok” dedi.

EGEÇEP, Kaz Dağı’nda devam eden ağaç kesimine tepki gösterdi

Fotoğraf: Mehmet Yaman/Evrensel

İzmir — EGEÇEP, Kaz Dağı’nda devam eden ağaç kesimlerine tepki göstermek için Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması yaptı. “Havama, suyuma, toprağıma dokunma”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Doğa, yaşam, özgürlük” sloganlarının atıldığı açıklamada basın metnini EGEÇEP Eş Sözcüsü Baha Okar okudu.

Çanakkale İdare Mahkemesi’nin kararına rağmen maden arama çalışmalarının devam ettiğini belirten Okar, “Kaz Dağları’nda Hacıbekirler ve Yanıklar köylerinde yaşayanlar ve Çanakkale'de çevre örgütleri birlik olup mücadele ederek, Kaz Dağları’nda ekosistemi ve yaşamı tahrip edecek bu ağaç kıyımını hukuk yoluyla durdurmak istediler. Tüm Türkiye’den yaşam savunucuları oradaki mücadeleye destek olabilmek için Kaz Dağları’na gittik. İstedik ki maden için bir milyon ağaç kesilmeden durdurabilelim, engelleyebilelim. Ama ne yazık ki, bilirkişi raporu kamu yararı yoktur demesine rağmen, Çanakkale İdare Mahkemesi işletme iznine yürütmeyi durdurma kararı vermiş olmasına rağmen, maden durmadı.  Oysa bu maden projesinde ÇED kararı bulunmayan alanlara, mülkiyet izinleri alınmamış ve çalışma ruhsatı alınmamış alanlara işletme izni verilmiş durumdadır. ÇED alanı içinde kalan özel mülkiyete konu tarlaların kamulaştırma işlemleri daha tamamlanmamıştır. Köylülerin açtığı karşı davalar devam etmektedir. Maden ruhsatı içinde bulunan şantiye alanı için işletme izni bile bulunmamaktadır” dedi.

Fotoğraf: Mehmet Yaman/Evrensel

“İzmir’in suyu bu maden yüzünden pahalı”

Bu maden yüzünden Çamlı barajının yapılamadığını bu sebeplede İzmir’de suyun pahalı olduğunu vurgulayan Okar, “Ülkemizin her yanı bir maden ruhsat alanı. 1 milyon 697 bin hektarlık Kazdağları’nın yüzde 79’u, yani 1 milyon 294 bin hektarı maden ruhsat alanı olarak tanımlanmış durumda. Çanakkale’den Balıkesir’e Uşak’a İzmir’e Efemçukuru’na uzanan bölge altın ve diğer metal madencilerinin hizmetine sunulmuş. Şirketleri daha zengin etmek dışında ülke ekonomisine hiçbir gerçek katkısı olmayan bu madencilik faaliyetlerine karşı daha büyük bir mücadele vermemiz, sermayeyi zenginleştirmek uğruna gerçekleşen doğa talanına karşı daha duyarlı olmamız gerekiyor. İzmir'de yaşayan vatandaşların çoğunun bildiği gibi, İzmir'in su havzası Tahtalı Barajının yanı başındaki Efemçukuru'nda 2011 yılından beri bir altın madeni işletmesi bulunmaktadır. Bu maden yüzünden 200 bin kişinin içme suyunu karşılamak için planlanan Çamlı barajı yapılamamakta, bu yüzden İzmir’in içme suyu Marmara Gölünün kuruması pahasına ta Manisa’dan, Gördes barajından getirilmektedir. Bu yüzden İzmir halkı suyu en pahalı kullanan illerden biridir” ifadelerini kullandı.

“Mücadele etmekten başka seçeneğimiz yok”

Altın madenlerinin doğaya en çok zarar veren maden işletmesi olduğunu belirten Okar, “Azami yarım gram altın elde edebilmek için bir ton toprak kazılması, 4 ton su harcanması gerekmektedir. Yeraltından çıkan ağır metallerin yanı sıra, bazı madenlerde altının ayrıştırılması için siyanür kullanılmaktadır. İnsan sağlığına zararlı bu maddelerin havaya ve topraktan sızarak kaynak sularına karışması söz konusu olabilmektedir. Madenler açıldıktan sonra yok ettikleri doğanın rehabilite edilmesi mümkün değildir. Ve en acısı, geçen yıl bugünlerde, 13 Şubat 2024’te gerçekleşen Erzincan İliç Madenindeki kazayı unutmadık. 9 işçinin can kaybıyla sonuçlanan bu olay sonucunda ne kadar siyanürün ve tehlikeli ağır metalin yeraltı sularına ve Fırat nehrine karıştığı, bunun ekolojik sonuçlarının ne olacağı bilinmiyor bile” diye konuştu.

Fotoğraf: Mehmet Yaman/Evrensel

Mücadele çağrısında bulunan Okar, “Ülkemizde şu an 19’u aktif aktif 22 altın madeni işletmesi bulunmaktadır ve daha onlarcasının açılması söz konusudur. Şirketleri zengin etmekten başka katkısı olmayan bu madenlerin açılmasını, genişlemesini, kapasite artışını engelleyemezsek birçok ormanlık alanımızı, su kaynaklarımızı, köylerimizi, tarım alanlarımızı, meraları kaybetmeye devam edeceğiz. Ormanlarımızı, doğanın mevcut dengesini koruyamadıkça iklim krizinin etkilerini, olumsuz sonuçlarını daha çok yaşayacağız. Bu yüzden doğa için, yaşam için mücadele etmekten başka seçeneğimiz yok” dedi. Açıklamanın ardından Mimarlar Odası İzmir Şubesi'nde fotoğraf sergisi açılışı yapıldı. (Evrensel)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Türk-İş ve Hak-İş’in üç genel başkan yardımcısı, 600 bin işçiyi kapsayan kamu toplu sözleşme görüşmeleri için önümüzdeki hafta Çalışma Bakanlığına sunmak üzere zam talebini belirledi. Ancak zam oranı açıklanmadı. Pazarlığı yapılacak rakamdan haberi olmayan işçiler tepkili: “Neyi kimden gizliyorsunuz, taslağı açıklayın.”

22 bin 131 TL Türk-İş'in belirlediği açlık sınırı

72 bin TL Türk-İş'in belirlediği yoksulluk sınırı

30 bin TL kamu işçisinin ortalama ücreti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen'in tutukluluğuna yapılan itiraz "kaçma şüphesi" gerekçesiyle reddedildi.

Evrensel'i Takip Et