Bir gözüm makinede, bir gözüm çocuğumda
‘Çocuklar fabrika içerisine girip, bizler makine başında çalışırken çocuklarımız ise bizim yanımızda bekliyordu. Bir gözüm makinede, bir gözüm çocuğumda çalışmak zorunda kalıyordum.’

Fotoğraf: Evrensel
TKIS işçisi kadın
İstanbul- Merhaba, ben Tuzla Serbest Bölge’de bulunan TKIS Fabrikasında çalışıyorum. Bu süreçte sendikalaştığımız için işten atmalara karşı başlattığımız direniş devam ediyor. Ben de fabrikamda haklı direnişimizi sürdüren işçilerden biri olarak gelinen süreci anlatmak ve şimdiye kadar çok anlatılmayan yönlerini dile getirmek istiyorum.
Devlet patronlara ‘siz rahat olun’ diyor
Asgari ücret açıklandıktan sonra fabrikada bize yapılacak zam ücretini bilmeden bir ayı aşkın süre çalıştık. Sonunda açıklanan zam oranı ile bir sefalet ücreti ile karşılaştık. Bizler de kötü çalışma koşullarına, düşük ücrete ve baskılara karşı “insanca bir yaşam” için sendikalaşmak istedik. Patron bunu duyar duymaz 10 arkadaşımızı işten çıkarttı. Ama bizler o günden bu yana asla pes etmedik. Çoğunluğu yakaladık ve yetki başvurusunda bulunduk. İnsanca yaşamak için yeterli ücret, insanca muamele görmek isteyen biz işçiler karşısında devlet ise gene patronlara hak tanıyor, yetkiye itiraz hakkı veriyor. Patron bir yandan yetki itirazında bulunarak biz işçileri bıktırmak isterken, devlet de yasaları ile patronların bize uygulayacağı her türlü baskıya çanak tutuyor. Devlet adeta patronlara “Siz rahat olun” diyor.
‘Çocukları fabrikaya getirin’
Fabrikada kötü çalışma koşulları, uzun saatler çalışırken bir de ek mesailer adeta belimizi büküyordu. Yüzde 80’i kadın işçilerden oluşan fabrikamızda bizi fazla mesaiye çağırdıklarında ve istemediğimiz zaman hep tutanak ve tehditler ile karşı karşıya kalıyoruz. Hafta sonu “Çocuklarımız var gelemeyiz” dediğimizde ise “Çocukları da getirin, sorun olmaz” diyorlar bize. Serbest Bölge’ye kimliksiz, giriş kartsız girmek yasak. Ama ne hikmet ise çocuklarımız Serbest Bölge’den içeri girmek ile kalmıyor, fabrika içerisine girip, bizler makine başında çalışırken çocuklarımız ise bizim yanımızda bekliyordu. Bir gözüm makinede, bir gözüm çocuğumda çalışmak zorunda kalıyordum. Çocuklarımıza bir şey olacak diye korkarak çalışıyordum, çalışıyorduk. Ama yapacak bir şey yoktu. Mecbur bırakılmıştık.
Hak aramak yasak
Ben de soruyorum. İş güvenliği olmayan fabrikalarda biz işçiler güvencesiz bir şekilde çalışırken, bir de çocuklarımızın yanımızda çalışmasına nasıl izin verildi? Şimdi Serbest Bölge kapısında insanca bir yaşam için direnen işçi arkadaşlarım içeri girmek istediklerinde her seferinde “yasak” diyenlere, üzerlerine demir kapıları kapatanlara, kapısında çelik kuvvet bekletenler; biz fabrikamızda çocuklarımız ile birlikte makine başında çalışırken neredelerdi?
Direnişe devam edeceğiz
Biz TKIS işçileri buradayız. Çocuklarımızın geleceği için sürdürdüğümüz direniş sürüyor, buradayız. Patronların kârı için her usulsüzlük usul olarak işletilirken, biz işçiler bu usulsüzlükler karşısında alın terimiz için burada olmaya ve direnmeye devam edeceğiz.
Evrensel'i Takip Et