Halk kimin gırtlağına sarılmalı; kimin yakasına yapışmalı
Memnuniyetsizliğin nedenleri tüm zorluklara, sayı yetersizliğine, her türlü şiddete rağmen gece gündüz demeden sağlık hizmeti sunmaya çalışan sağlık emekçileri mi?

Fotoğraf: Pixabay
Orhan Karakaya
SES Merkez Denetleme Kurulu Başkanı
Halkın oylarıyla seçilmiş milletvekili sıfatı kazanmış Ahmet Gökhan Sarıçam, Kırklareli ilinde temel atma töreninde “Sağlık hizmetlerinde memnuniyetsizlik varsa ben şunu da yaparım, vatandaşa gidin sağlık personelinin gırtlağına yapışın, ben devlet olarak üzerime düşeni yaptım. Hizmeti vermeyen onlar diye de kışkırtırım” diyor. Hükümet olarak sadece bina yapmış olmak, AVM mantığı ile hasta garantili koca koca şehir hastaneleri yapmış olmak, devlet olarak halkın nitelikli, ulaşılabilir ve ücretsiz sağlık hizmeti alması için üzerine düşeni yapmış olmak sayılır mı?
Memnuniyetsizliğin nedenleri tüm zorluklara, sayı yetersizliğine, her türlü şiddete rağmen gece gündüz demeden sağlık hizmeti sunmaya çalışan sağlık emekçileri mi?
Yoksa; koruyucu sağlık hizmetini öncelemek yerine, tedavi edici sağlık hizmetini hayata geçiren, yasa ve yönetmeliklerde olmasına rağmen sevk zincirini hayata geçirmeyerek üçüncü basamak statüsünde olan üniversite hastanelerine dahi sevksiz gitmenin önünü açarak üniversiteleri, eğitim ve araştırma hastanelerini poliklinik hizmetleri veren kuruluşlar haline getiren,
Hastaların poliklinik sırası alamadığı için acil servislerin yolunu tutması sebebiyle 2024 yılında 636 milyon 593 bin 697 kişinin muayene edilmesiyle övünen, (Bu sayılara bakınca övünmek yerine düşünmek ve utanmak gerekir, şöyle ki; nüfusun yedi sekiz katı insan muayene olmuş, her bir kişi en az sekiz dokuz kez hastanelere başvurmak zorunda kalmış, toplum hastalıklardan korunmak yerine hasta edilmiş anlamına da gelir.)
- Bu muayenelerin 193 milyon 18 bin 736 acil serviste yapıldığını açıklayan, toplumu hasta eden, muayene olmak için hastaları, hasta yakınlarını telefon başında sıraya sokan, nöbet tutmaya mecbur bırakan,
- Neredeyse her ile bir tıp fakültesi açarak tıp eğitiminin niteliksiz hale gelmesine neden olan,
- Özel hastanelerin sayısının devlet ve üniversite hastaneleri sayısının iki üç katına çıkmasına neden olan yasaları ve politikaları hayata geçiren, özel hastanelerin tedavi için çok yüksek ücretler istemesine ses çıkarmayan,
- Muayene ücretlerine zam yapan, katkı ve katılım paylarını her yıl arttıran, sağlık hizmetinin her aşamasını paralı hale getirerek ne kadar para o kadar köfte mantığı ile sağlık hakkını ticarileştiren, hasta ve yakınlarının, halkımızın öfkesinin artmasına neden olan,
Artık doktor dövebiliyoruz diye övünen, “konuşan” vatandaş yaratan, “Varsın gidiyorlarsa gitsinler” diyen Cumhurbaşkanı, hükümet ve siyasiler değil midir? Tüm bu tutum ve politikalarla “sağlıkta dönüşüm programı” adı ile hayata geçirdikleri sağlık sisteminin kendisi değil midir memnuniyetsizliğin nedeni?
Özveri ile sağlık hizmeti sunmaya çalışan sağlık emekçilerinin üye olduğu tüm sendikalara ve ücretsiz, nitelikli, ulaşılabilir bir sağlık hizmeti almayı kendisinde hak gören, anayasal hakkı olduğunu düşünen halkımıza; ücretsiz, nitelikli, ulaşılabilir sağlık hizmeti almak ve daha insanca bir çalışma koşulları için birlikte mücadele etmeleri gerektiğini, başka yolları olmadığını hatırlatmak istiyorum. İş yerlerinden başlayarak birlikte mücadele etmenin, seçim zamanlarında da verilen oylarla da bu siyasilere gerekli dersin verileceğine inanıyorum.
Sağlık çalışanlarına şiddet getiren, hatta ölmelerine neden olan, emekliliğe yansımayan, yoksulluk sınırı altında ücretle çalışmak zorunda bırakan, hasta ve hasta yakınlarına muayene olmamayı, muayene olursa da tetkik ve tedavi için, görüntüleme için aylar, yıllar sonrasına randevu verilmesini, katkı katılım payları ile ceplerinden daha fazla para ödemeyi reva gören bu sağlık sisteminin ve politikaların sorumlusu olan herkesin gırtlağına ve yakasına birlikte yapışalım.
Evrensel'i Takip Et