25 Şubat 2025 04:16

Kamu işçileri Türk-İş ve Hak-İş yöneticilerine sesleniyor: Taslağı hükümete sunmadan önce bizimle paylaşın

"Sendika merkezi ‘İşçinin onayını almadan sözleşmeye imza atmayacağım’ demeye başladı. Neden, biz kararlı olduğumuz için, eylemlere çıktığımız için. KÇP’de de ezilmek istemiyorsak böyle yapmalıyız."

Kamu işçileri Türk-İş ve Hak-İş yöneticilerine sesleniyor: Taslağı hükümete sunmadan önce bizimle paylaşın

Fotoğraf: AA

GÜNÜN YAZILARI

İstanbul – Türk-İş ve Hak-İş Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) kapsamında ortak taleplerde anlaştıklarını açıklarken, yüz binlerce işçi ise bu taleplerden habersiz. Öte yandan resmi bir açıklama yapılmasa bile sendikacılar eliyle işçiler arasında yayılan söylenti, basına sızdırılan rakamlarla uyuşuyor. Sendikacıların; talep edilenlerin karşılanması durumunda ücretlerin 70 bin ila 84 bin lira arasında olacağı “fısıldadığını” söyleyen işçiler, sürecin bu şekilde yürütülmesine tepkili. Kamu işçileri, “Taslağı hükümete sunmadan önce bizimle paylaşın” diyor.

Türk-İş ve Hak-İş geçen hafta; kara yolları, demir yolları, savunma sanayi, elektrik üretim santralleri, bakanlıklar, üniversiteler ve hastanelerin de aralarında olduğu kamu kurum ve kuruluşlarındaki 600 bine yakın işçiyi kapsayan 2025 Yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü için ortak taleplerde anlaştığını duyurdu. Ancak aileleri de dahil edildiğinde yaklaşık 3 milyon kişiyi ilgilendiren bu anlaşmanın içeriğinden işçilerin haberi yok. Üstelik dün Kamu Koordinasyon Kurulunu toplayan Türk-İş’in, taslağı bu hafta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına sunması bekleniyor.

Sızdırılanlar ve yayılan söylentiler

Basına sızdırılan bilgilere göre taslakta istenen zam oranı yüzde 94. Böylece en düşük ücretlerin 37 bin TL’den 72 bin TL’ye yükseltilmesi talep ediliyor. Ancak kamu işçileri halihazırda ortalama ücretlerin 35 bin TL olduğunu, sosyal haklarla bunun biraz üzerine çıkıldığını söylüyor. Kamu işçileri ayrıca, sendikacıların taslağa dair kimi söylentileri de yaydığını söylüyor.

Demiryol-İş üyesi bir işçi, “Ücretler için 20 bin lira seyyanen zam, ocak ve martta imzalanan sözleşmeler arasındaki yüzde 6.43’lük enflasyon farkı, artı yüzde 20 zam isteniyormuş. Her ay net 4 bin lira giyim ödeneği, net 5 bin lira sosyal hak, verginin de yüzde 15’de sabitlenmesi isteniyormuş” diyor. Sendikacıların “İşçilerin eline geçecek ücret 70 bin ila 84 bin lira arasında olacak” dediğini belirten işçi, “Bir yandan bunları fısıldıyorlar, bir yandan basına haber yaptırıyorlar ama ortada resmi bir açıklama yok. Madem bunları sızdırıyorsun resmi açıklama yapsana” diyor.

Nabız yokluyorlar

Birçok iş kolundan kamu işçileriyle görüştüğünü ve işçilerin ortak kanısının “Türk-İş yönetimi taktiksel davranıyor” şeklinde olduğunu ifade eden işçi şunları söylüyor: “Birincisi işçinin nabzını yokluyorlar. İkincisi kimi şube başkanlarının ‘Kabul edilmezse greve çıkarız’ söylemleri var. Böylelikle işçinin gazını da almaya çalışıyorlar. Ama herkes şunun da farkında. Türk-İş bu sızdırdığı rakamları alamaz. En fazla ‘Biz istedik, Şimşek programı müsaade etmedi’ der. Normal koşullarda bizim bu taslaktan haberimizin olması, taleplerimizin karşılanmadığı durumda ise eylem planımızın olması lazım. Ama yok. Türk-İş’in umurunda bile değil. Taslağı bizden kaçıran Türk-İş yöneticileri önce kendi maaşlarını ve yan haklarını açıklasın.”

‘Bakacağımız yer Başpınar ve metal işçileri’

Demir yolu işçisi tüm kamu işçilerini şu şekilde uyarıyor: “Öncelikle bu taslak neden işçiye açıklanmıyor? Bunun kavgasını vermemiz lazım. Bakanlığa sunmadan önce bizimle paylaşmalılar. Bunu zorlamamız lazım. İşçinin bilmediği taslağı hükümetle paylaşmak işçiyi yok saymaktır. İkincisi bu süreç işçiden habersiz, kapalı kapılar ardında yürütülüyor. Bu, bu konfederasyonların başındakilerin bizim dostumuz olmadığını gösteriyor. Eğer bize ‘Biz istedik, Şimşek programı müsaade etmedi’ diye gelirlerse yapmamız gerekeni Başpınar işçileri ve kısa bir süre önce grev yasağını delerek kazanım elde eden metal işçileri zaten gösteriyor. Sendikalardaki bu anlayışları da böyle zayıflatabiliriz.”

‘Zaten taleplerimiz baskılandı’

Taslağın içeriğini basından öğrendiğini dile getiren Harb-İş üyesi bir işçi de “Sendika iş yerinde TİS anketi düzenlediğinde ben yüzde 300 zam talep etmiştim. Harb-İş’in hazırladığı taslakta yazılan net zam talebi yüzde 140’ı aşıyor. Basına sızdırdıkları KÇP taslağındaki zam talebiyle arada 50 puana yakın fark var. Şimdi Türk-İş’in tepesindekiler, benim maaşımın yarısı kadar zam talebimi henüz masaya gitmeden baltalıyor. Masada da bu oran eriyecek. Ben bu TİS döneminde sendikanın belirlediği taslaktan bir kuruş taviz verilmemesi gerektiğini savunuyorum. Daha önce bize hiçbir şey sormayan sendika merkezi bugün anket yapmaya, ‘İşçinin onayını almadan sözleşmeye imza atmayacağım’ demeye başladı. Neden, biz kararlı olduğumuz için, eylemlere çıktığımız için. KÇP’de de 600 bin işçi olarak ezilmek istemiyorsak böyle yapmalıyız” diyor.

Taslaktan haberdar olmadıklarını söyleyen Öz Sağlık-İş üyesi bir işçi de “Sözleşme bizi ilgilendiriyor ama bakanlığa ne vereceklerinden haberimiz yok” diyerek tepki gösteriyor. (Evrensel)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

‘Onaylamadığımız taslağı masaya koymayın’

‘Onaylamadığımız taslağı masaya koymayın’

Toplu sözleşme sürecinde olan kamu işçilerinin, Türk-İş ve Hak-İş yöneticilerinin üzerinde anlaştığı sözleşme taslağının kendilerinden gizlenmesine tepkisi büyüyor. Bu hafta hükümete sunulması beklenen taslağın onayları alınmadan masaya konmamasını isteyen işçiler, “Biz mücadele etmezsek sözleşmenin sonu belli” diyor.

72 bin 88 TL: Türk-İş’in yoksulluk sınırı

30 bin TL: Kamuda ortalama ücret

58 bin 200 TL: Türk-İş ve Hak-İş’in istediği zamlı ücret

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et