27 Şubat 2025 10:47
/
Güncelleme: 11:19

Tekstil patronları sendikasızlığı örgütlüyor

İşten atma, baskı, yetki itirazı, kara propaganda... İstanbul’da bir araya gelen çeşitli iş yerlerinden tekstil işçileri, tekstil patronların fabrikalarda sendikasızlığı örgütlediğini belirtti.

Tekstil patronları sendikasızlığı örgütlüyor

Fotoğraf: Evrensel

İstanbul – Akademisyen Hakan Koçak, Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan ve İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Ergin, “Barajsız sendika, yasaksız grev, güvenceli iş” kampanyası kapsamında TEKSİF Tuzla Şube binasında işçilerle bir araya geldi. Toplantıya çeşitli iş yerlerinde çalışan TEKSİF üyesi işçiler, sendika hakları için direnen TKIS Blinds işçileri ve metal işçileri katıldı.

Akademisyen Hakan Koçak, sendikalaşma önündeki engellere dikkat çekerken, bir yandan da sınıf mücadelesinin yükseldiğini belirtti. Koçak, “Türkiye emekçilerinin ciddi bir mücadele arzusu gösterdiğini görmemiz gerekiyor. Sendikaların önündeki barajları yıkma daha acil bir mücadele haline geldi. Madem hepimizin ortak derdi barajlar, yasaklar ve güvencesizlik, o zaman bu duvarlara topyekûn bir omuz atalım. Bu kampanya Türkiye işçi ve emekçilerinin kampanyasıdır” dedi.

İstanbul Barolar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Ergin de “Barajsız sendika mümkün, barajları kanıtsatmalarına izin vermememiz lazım. Patronlar fabrika içerisinde sendikasızlığı örgütlüyor. Sendikal örgütlenmenin olmazsa olmazı iş güvencesidir. Sendikalaşma eğiliminin yükselmesi için sendikalı ve sendikasız işçiler arasında ciddi bir fark olması gerekir. Ama bu fark yeterli düzeyde değil. Talepkar olmak ve bunun için bu hakları bilmek gerekir” diye konuştu.

İktidar bu gücü işçi sınıfının örgütsüzlüğünden alıyor

EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan da iktidarın Erdoğan-Şimşek programı kapsamında yeni hak gaspları hedefi olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Artık herkes yeni Türkiye’ye alışacak” sözlerini hatırlatan Aslan şöyle devam etti: “Yeni Türkiye dedikleri, milyonlarca işçinin açlık sınırının altında ücretle çalışması, sendikal hak ve özgürlüklerinden yoksun olmasıdır. İşçi sınıfı örgütlü bir güç haline gelse ne Erdoğan ne de başka biri bu cümleleri edebilir. İşçi sınıfının örgütlenmesinin önündeki engellerin kalkması için el birliği ile vermemiz gereken bir mücadele var. Bu kampanyayla birlikte ‘Genel grev, genel direniş’ çağrısıyla beraber 1 Mayıs’ı örgütlemek için kolları sıvayalım” dedi.

‘Yıllarca yetki sorunuyla mücadele ettik’

TEKSİF Tuzla Şube Başkanı Hikmet Numanoğlu da “Kampanyanın taleplerinden biri olan ‘barajsız sendika’ DERİTEKS sürecinde tam da bizim yıllardır verdiğimiz bir mücadele konusuydu. Barajı yıllarca geçemedik ve bu bizim örgütlenmemiz önünde büyük engel oldu” dedi.

127 gündür TKIS Blinds işçilerinin sendika hakkı için direndiğini belirten Numanoğlu, “İşveren yetkisiz mahkemeye yetki itirazında bulunduğu için süreç uzuyor. Fabrikada işçilerin sendikalaşmaması için de baskılar kuruluyor. Yıllar süren mahkeme süreçleri ile fabrikaları örgütsüz kılıyorlar” dedi.

Toplantıya katılan May Deri’den bir işçi, “İşveren mücadele eden işçiyi kendi bölgesinde istemiyor. Başka sektöre gittik, yetkiyi aldık. İşveren verdiğiniz aidatlar örgütlere gidiyor diyerek işçileri milliyetçi duygularından vuruyor. O yüzden sendikanın ne olduğunu bizim anlatmamız gerekiyor” dedi.

‘Bu görev bize düşüyor’

Bir metal işçisi “Fabrikamızda sendikalaşmak isteyen işçilerin zorla e-devletine giriliyor. İş saatinde bir şey olursa iş kazası oluyor, molada olursa iş kazası olmuyormuş. İş kazası geçirdim, benim sakarlığım olduğunu söylediler. İzin istedim vermediler, zorla işe getirildim. Güvencemiz de yok” diye konuştu.

Berkemkürk İş Yeri Temsilcisi Genco Kaya da “Biz üreten yaratan insanlarız. Yaratmanın bilincine varmazsak biz kendi gücümüzün farkına varmamış oluruz. O yüzden bu kampanyayı sahiplenmeliyiz. Görev biz işçi sınıfına düşüyor. El birliği ile herkes kendi fabrikasında, mahallelerde, kahvelerde, derneklerde bu kampanyayı gündeme getirmeli” dedi.

Bir tekstil işçisi de şunları söyledi: “Örgütsüz bir yerde çalışıyorum. Sömürü had safhada. Tuvaletteyken bile gelip ‘Bu kadar kalınır mı, süre tutuyoruz, işten atacağız’ diye bağırıyorlar. Bu kampanya sendikalaşma önünde büyük engeller yaşayan tekstil ve deri işçilerinin sarılması gereken bir kampanya.”

‘Türkmen’e sahip çıkmak boynumuzun borcudur’

Toplantıda BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen’in tutuklanmasına da tepki gösterildi. Buluşmaya katılan bir tekstil işçisi, “Başpınar OSB işçilerinin mücadelesi ve BİRTEK-SEN aslında işçilerin yolunu aydınlatan bir çizgiyi gösterdi. İşçilerin birbirine güvenin bu kadar az olduğu bir ortamda, örgütlenmeyi ve sınıf sendikacılığını gündeme getirdiler. Mehmet Türkmen’in tutuklanmasının temel nedeni de bu çizgidir. Türkmen’e de bu sebeple sahip çıkmak boynumuzun borcudur” dedi.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yağma iklimi

Yağma iklimi

Enerji şirketlerinin patronlarının bizzat yönetimine girdiği Saray iktidarı, “iklim değişikliğiyle mücadele” adı altında sermayeye yeni kaynak aktarma hazırlığında. İktidarın Meclise getirdiği tasarıya göre karbon emisyonu ticareti sistemi kurulacak, “atmosferi kirletme hakkı” alınıp satılan bir mala dönüşecek. Sistem karbon ticareti zenginleri yaratırken, halka zehir kalacak.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Erdoğan: Dünya bir imtihan yeridir, ekonomik zorluklar gelip geçer.

Evrensel'i Takip Et