Öcalan’ın mesajı Diyarbakır’da nasıl karşılandı?

Elif Ekin Saltık
ekinsaltik@gmail.com

Üçüncü defa İmralı Adası’nda PKK Lideri Abdullah Öcalan’ı ziyaret eden ve Öcalan’ın mesajını açıklayacak olan heyeti canlı izlemek için Dağkapı Meydanı’nda sabahın erken saatlerinde çalışmalar başlamıştı. Sahne ve LED ekran kurulması için çalışmalar yapılırken vatandaşlar da meydanda erken saatlerde yerini aldı. Batman, Urfa gibi yakın illerden ve Diyarbakır’ın ilçelerinden çoluk çocuk 7’den 70’e Dağkapı Meydanı’na akın eden halk, bir erken Newroz coşkusu hissettiriyordu. Meydana doğru yürürken ellerinde DEM Parti ve DBP bayraklarını sallayanlar çalınan parçalara eşlik ediyor; insanlar, mesaj verilmeden alana girebilmek için acele ediyordu.

Meydanın her yanı polis barikatlarıyla kapatılırken sahne de barikatların arasına kurulmuştu. Basının görüntü alabilmesi için meydanın içine de küçük bir platform konulmuştu. Alana girerken iki kez aramadan geçirilen insanlar daha önceki mitinglerde yaşadıkları ayrıntılı aramaya maruz kalmadı bu kez. Alan hınca hınç dolu, her yanda halay çeken, bayrak sallayan, şarkılara eşlik eden insanlardan yansıyan görüntü ise coşku ve heyecandı.

Alanda sık sık “Bijî serok Apo” sloganları yükselirken İstanbul’da canlı verilen mesaj Diyarbakır’da sesli olarak dinletildi. Sırrı Süreyya Önder’in “10 dakika sonra açıklama yapacağız” sözleri alkışlarla karşılandı. Dakikalar geçip Kürtçe mesaj okunmaya başlanınca herkes sessizce mesajı dinlemeye ve anlamaya çalıştı. Mesajın devamıyla birlikte genç ve yaşlı pek çok kişinin gözyaşlarını tutamadığı, bazılarının hıçkırarak ağladığı görüldü. Yanına yaklaşıp niye bu kadar içli ağladığını sorduğum bir kadın sadece “Çok duygusallaştım" diyebildi. Kürtçe mesajdan sonra Türkçe mesaja geçildi. Ancak daha Kürtçe mesaj okunurken alandaki atmosfer değişmeye başlamıştı. Alandaki bazı kişilerin ‘yüzü düştü’. Açıklama bittiğinde alkışlar daha cılızdı. Alan hızlıca boşalmaya başladı.

Bu esnada konuştuğum bir Diyarbakırlı “Neye karşılık bu karar verildi, ne elde edildi” diye soruyordu. Fikrini sorduğum kimileri konuşmayı kabul etmedi; “Apo ne derse sahipleniriz” diyenler de vardı. Alanda kalan az sayıda insan halay çekip slogan atarken, davulcu da ortamı coşturmaya çalıştı. 

Evet, bu mesaj Kürt halkı için yeni bir mücadele döneminin kapısını da araladı. Yıllardır savaş ve çatışmalara karşı onurlu barış isteyen, bunu isterken Türkiye’nin demokratikleşmesi adına makul taleplerini sıralayan Kürt halkının “Neye karşılık" sorusu berrak bir yanıt bulacak mı? Bunu da halkların ve demokratik güçlerin ortak mücadelesi gösterecek.