28 Şubat 2025 12:12

Özgür Özel'den Öcalan'ın çağrısına ilişkin açıklama: Bir yandan bir yılı aşkın süredir müzakereyi yürüteceksiniz...

Öcalan'ın silah bırakma çağrısına ilişkin soruyu yanıtlayan Özgür Özel, devletin bir yıldır Öcalan ile müzakere yürüttüğünü söyledi.

Özgür Özel'den Öcalan'ın çağrısına ilişkin açıklama: Bir yandan bir yılı aşkın süredir müzakereyi yürüteceksiniz...

Fotoğraf: ANKA

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın silah bırakma çağrısı hakkında yaptığı konuşmada Öcalan ile devletin bir yıldır görüştüğünü açıkladı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Yeniden Refah Partisi Lideri Fatih Erbakan'ı ziyaret etti. İkili görüşmelerinin ardından gazetecilerin soruların yanıtladı. Özgür Özel, burada kendisine yöneltilen Öcalan'ın silah bırakma çağrısı ile ilgili soruya da yanıt verdi.

CHP'nin Kürt sorununun çözümüne ilişkin tutumunun tutarlı olduğunu söyleyen Özel, kendi perspektiflerinin şu şekilde olduğunu aktardı, 

"Kürt sorunu yoktur demesiyle Kürt sorunu çözülmüyor. Bu sorunun çözülmesi için meclis zemininde hiçbir partinin dışlanmadığı ve sivil toplumun, toplumun tüm kesimlerinin temsil edildiği bir çalışmanın yapılması mutlaka gereklidir. Bu çalışmanın başı sonu demokratikleşmedir."

"Birisi tam yetkili 4 kişilik heyet..."

Öcalan ile görüşmelerin de bir yıldır sürdüğünü açıklayan Özel, şöyle devam etti söyledi:

"Bir yandan bir yıldan aşkın süredir bir müzakereyi yürüteceksiniz. Yaptığınız, yapılan görüşmelere devlet adına birisi tam yetkili, dört kişilik bir heyet eşlik edecek. Bu konudan dakika dakika haberiniz olacak. Anayasa Mahkemesi'nin bir üyesi, Yargıtay'dan üyeler, yüksek hakimlerin bulunduğu 20'nin üzerinde hukukçudan oluşan bir masa bir yerde çalışma yapıyor olacak, sizin bilginizle de. Sonra millete bir şeyler oluyor, kendiliğinden oluyor. Sayın Bahçeli de güzel konuştu. Ben bir şey demiyorum, benimle ilgisi yok. Olursa sahiplenirim, iyi sonuçlar olursa bana yarasın, kötü sonuçlar olursa uzak durayım. Bu millet böyle kandırılabilecek, zekası hafife alınabilecek bir millet değil. Bir iş bir işi yapacaksan onun sorumluluğunu alacaksın, cesaretini göstereceksin. Millet sana bunun görevini vermiş, yetkisini vermiş."

"Samimiyete ihtiyaç var"

Özel, Erdoğan'ın süreç boyunca sessizliğini korumasına dair, "Bir kişinin pozisyonu güya belli değil. Her şeyi biliyor da işine gelince duyan, işine gelmeyince kulağı sağır olan büyükbaba numarası yapıyor bize. Bu bu bunlar bu artık samimiyete ihtiyaç var. Çıkacaksınız, bu sürecin neresinde olduğunuzu herkes biliyor" ifadelerini kullandı.

Özgür Özel'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"Tarihsel tutarlılığımızı sürdürüyoruz"

"Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak tarihsel tutarlılığımızı sürdürüyoruz. Bizim tarihsel tutarlılığımız ve bu sürece yönelik yaptığımız bütün açıklamalar bir sorun var mı? Bir sorun var. Ülkede Kürtler sorunum var diyorsa Erdoğan'ın geçmişte bu konuda söylediklerini terk edip de Kürt sorunu yoktur demesiyle Kürt sorunu çözülmüyor. Bu sorunun çözülmesi için meclis zemininde hiçbir partinin dışlanmadığı ve sivil toplumun, toplumun tüm kesimlerinin temsil edildiği bir çalışmanın yapılması mutlaka gereklidir. Bu çalışmanın başı sonu demokratikleşmedir. Bu noktada elbette ki her zaman söylediğim hassasiyetle şehit ailelerinin, gazilerimizin ve tüm mağdurların mutlaka rızalarının alınması, görüşlerinin alınması, onları üzecek, rahatsız edecek işlerin içine girilmemesi çok önemlidir. Bunun dışında biz şeffaflığa vurgu yapıyoruz, samimiyete vurgu yapıyoruz. Şunu da söylemek gerekir, Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşları neyin ne olduğunu bilen, gören insanlardır. Ben 2025 yılında bir iktidar partisinin ve ülkenin Cumhurbaşkanının milletin aklıyla alay etmesini de doğru bulmuyorum.

"Bir yılı aşkın süredir müzakereyi yürüteceksiniz..."

"Bir yandan bir yıldan aşkın süredir bir müzakereyi yürüteceksiniz. Yaptığınız, yapılan görüşmelere devlet adına birisi tam yetkili, dört kişilik bir heyet eşlik edecek. Bu konudan dakika dakika haberiniz olacak. Anayasa Mahkemesi'nin bir üyesi, Yargıtay'dan üyeler, yüksek hakimlerin bulunduğu 20'nin üzerinde hukukçudan oluşan bir masa bir yerde çalışma yapıyor olacak, sizin bilginizle de. Sonra millete bir şeyler oluyor, kendiliğinden oluyor. Sayın Bahçeli de güzel konuştu. Ben bir şey demiyorum, benimle ilgisi yok. Olursa sahiplenirim, iyi sonuçlar olursa bana yarasın, kötü sonuçlar olursa uzak durayım. Bu millet böyle kandırılabilecek, zekası hafife alınabilecek bir millet değil. Bir iş bir işi yapacaksan onun sorumluluğunu alacaksın, cesaretini göstereceksin. Millet sana bunun görevini vermiş, yetkisini vermiş.

Bana da bu sürece, bu milletin barış umudunu boşa çıkarmama, akan kanın durdurulmasının önüne set çekmeme, ama bir yandan da kimseyi kandırmayacağı, kimsenin mağdur edilmeyeceği bu sürece ana muhalefet olarak denetim ve geleceğin iktidar partisi olarak destek görevi vermiş. Ben görevimden kaçmıyorum. Mertçe burada duruyorum."

Erdoğan'a yüklendi

"Aktörlerin pozisyonları belli. Bir kişinin pozisyonu güya belli değil. Her şeyi biliyor da işine gelince duyan, işine gelmeyince kulağı sağır olan büyükbaba numarası yapıyor bize. Bu bu bunlar bu artık samimiyete ihtiyaç var. Çıkacaksınız, bu sürecin neresinde olduğunuzu herkes biliyor. Tam göbeğindesiniz. Öyle gizli ajandanızın, onun bunun falanın filanın her şeyi bir yana bırakacaksınız. Samimiyet olacak, açıklık olacak, şeffaflık olacak. Herkes bunu biliyor.

Günün bu vaktinde çıkıp da kral çıplak diye bir çocuğun mu bağırmasını bekleyeceğiz? Kimse kimseyi kandırmasın. Efkan Ala, öyle uçakta havada gezip durum belli olunca inmekten olmuyor bu iş. Ben bekleyeyim, duruma göre pozisyon alayım. Efkan Ala da bu anlamda tarihsel bir tutarlılık içinde görünüyor.

Durum netleşene kadar uçakta beklemek her zaman olmaz. Dünkü açıklamalarından onu çok net olarak takip ettik. Bizim Cumhuriyet Halk Partisi açısından bu ülkedeki insanların yararına, kan akmayacaksa, şehit gelmeyecekse, bu ülke bütün varını yoğunu harcadığı bu terör belasından kurtulacaksa, insanların yüzü gülecekse, analar ağlamayacaksa, barış gelecekse, artık Kürtler yaşadıkları bu sorunlardan kurtulacaklarsa, kendilerini bu ülkenin tam ve eşit vatandaşları hissedeceklerse biz orada varız."

"Net olsun, açık olsun"

"Biz Recep Tayyip Erdoğan'ın gizli ajanda pazarlıklarının ve kenardan hiçbir şey yokmuş gibi meseleyi edilgen bile değil, korkak bir şekilde bir yerden izleyip bütün siyasi riski ortağının sırtına yükleyip buradan bir avantaj çıkarsa gidip siyaseten nemalanırım demesini son derece samimiyetsiz buluyoruz. Net olsun, açık olsun, cesur olsun.

"Demokratikleşmeye yönelik adımlar atılmalı"

"Heyetin ziyaretinden sonra grubumuzun hemen önünde koridorda yaptığımız ortak açıklamada Türkiye'nin sorununun demokratikleşme sorunu olduğunu, bunun iki türlü olduğunu, birinci kısmının demokratikleşmeye yönelik adımlar atılması lazım.

Kanuni düzenlemeler yapılması lazım. Başta bu kayyım uygulaması olmak üzere hızlı yasal düzenlemeler yapılması lazım.

İkinci olan da mevcut yasalara ve anayasalara, anayasaya uyumdur. Yeni bir anayasa tartışması açılması hem bu süreci hem de bütün Türkiye'deki siyasi atmosferi dinamitlemekten başka bir şey değildir.

O zaman mesele bir al-ver pazarlığına dönüşmüş demektir ki gittiğimiz şehit aileleri de şunu söylüyor: 'Biz yandık, başkası yanmasın. Biz bağrımıza taş basalım ama bunu siyasete, çıkara alet etmeyin.'

Bunu Türkiye'deki şehit aileleri ve gaziler için kurulmuş tüm derneklerin en tepesinde, devletin resmi protokolünde görev verdiği, resmi protokolünde yer verdiği bir vakıf ve iki dernekteki yöneticiler sizlerin de takip ettiğiniz ziyaretlerde söylediler."

Siyasi ikbal, anayasayı değiştirip bunun üzerinden Erdoğan'a bir şey alıp onun karşılığında bir şey vermek, işte bu samimiyetten uzak ve gerçekte sorunu çözmeye yönelik değil, bir pazarlık mantığı olur. Biz buna karşı olacağımızı söylemiştik ve heyet de zaten ziyaretinde bize bir yasal düzenlemelerin konuşulduğunu ancak bir anayasa değişikliği meselesinin söz konusu olmadığını en net bir dille ifade etmişlerdi.

Bunun için meclis zemini önemlidir. Bunun için şeffaflık önemlidir. Binali Yıldırım kafaları karıştırmasın, ortalığı bulandırmasın diye tüm partilerin katılımında mecliste kurulacak tam yetkili komisyonla şeffaflıkla bu işler meclis zemininde ve yasal düzenlemeler üzerinden götürülmelidir."

Erbakan: Umut hakkından yararlandırılması uygun olmadığını ifade etmek istiyorum

Ziyaretin ardından konuşan Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan ise şöyle konuştu:

"Barışın gerçekleşmesi şehitlerin gelmemesi kan arf olması hep birlikte Türk-Kürt ve 85 milyon kardeşliği hepimizin en önemli isteğidir bu konuda hiç kimse hayır demesin bunu rıza göstermemesi mümkün değildir.

Bu noktada barışa yönelik PKK’nın silah bırakmasına yönelik bir çağrıının olması bizim daha önceki açıklamalarımızda da ifade ettiğimiz gibi makul bir yaklaşımdır. Ancak burada önemli olan husus Abdullah Öcalan’ın herhangi bir şekilde oradan dışarıya çıkartılması bir ev hapsine geçirilmesi ve birtakım haklardan yararlanılması uygun olmadığını ifade etmek istiyorum. Umut hakkından yararlandırılması uygun olmadığını ifade etmek istiyorum. Biz de zaten daha önceki açıklamalarımızda böyle bir çağrı yapacaksa bunun bulunduğu yerden, İmralı'dan yapsın hocanın ne Ankara’da ne Ankara’da istemiyoruz şeklinde bir açıklamamız olmuştu. Şu ana kadardaki gelişme bizim söylediğimiz şekilde oldu."

"YPG silah bırakmalı"

Suriye’nin kuzeyinde yer alan adeta bir ordu haline getirilmiş olan terör güçlerinin YPG‘nin silah bırakması son derece önemlidir. Bu olmadıktan sonra tam manasıyla çözüm gerçekleşmiş barış gerçekleşmiştir diyebilmek mümkün değildir. İktidarın bu konudaki samimiyeti ile ilgili şüphelerimiz olduğu hususunu üzülerek ifade etmek istiyorum. Öcalan’a birtakım tavizlerin verilmesi, kendisinin bir takım haklardan istifade ettirilmesi ve bunun karşılığında da DEM Parti'nin Mecliste desteğinin alınarak iktidarın istediği yönde bir anayasa değişikliği yapılmasının planlandığına ilişkin tabii ki düşüncelerimiz, şüphelerimiz devam ediyor. Burada sayın genel başkanın ve ifade ettiği gibi samimi olunması ve gerçekten de herhangi bir beklenti herhangi bir karşılık olmadan Öcalan’a da hak etmediği birtakım haklar verilmeden bu barışın sağlanması önemlidir." (Politika Servisi)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Korku rantı!

Korku rantı!

Saray iktidarı 6.2’lik İstanbul depreminin korkusunu, rant projelerinin hızlandırılmasının aracına çevirme hazırlığında. Şimdiye kadar başta Kanal İstanbul ve rezerv alan uygulamasıyla kaynağı lüks konut projelerine ve müteahhitlere aktaran iktidar, daha büyük projelerin adımlarını atacağını duyurdu. Projelerden emekçilere düşen ise ödenemeyen taksitler ve güvensiz evler oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
25 Nisan 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et